MEDYA KÖŞESİ

Özür dilemenin Engin Ardıççası

Engin, bu "çok kısa" makalesinde "çevir kazı yanmasın" tripleriyle kendini affettirmiş olmuyor...

Özür dilemenin Engin Ardıççası

ADNAN BERK OKAN

Engin Ardıç her "halt" edişinden ve aldığı tepkilerden sonra "çevir kazı yanmasın" yapıyor...
Bunu öyle bir yapıyor ki içinde "Özür Dilerim" olmayan bir Engin Ardıç tipi "Özür Dileme" yöntemiyle...
Ama farkında değil ki başta okurları olmak üzere kendisini eleştirenlere de hakaret ediyor...
"Sizler zekâ özürlüsünüz ki benim şaka yaptığımı anlayamıyorsunuz" diyor...

                                      *

Neymiş?..
Şakacıymış...
Neymiş...
"Espri" yapıyormuş...
Bir zamanlar Levent Kırca da, "Olacak o kadar" isimli TV programında Tansu Çiller'le ilgili bir parodide, "Tansu Hanım eline sky alınca" gibi bir cümle kurup "mizah"(!) yapmıştı...
Eleştirildiğinde ise kayak yapılırken kullanılan bir ucu "kalkık" alet(!)ten söz ettiğini ifade etmişti...
"Ben mizahçıyım" demiş, "şaka" yaptığını söylemişti...
Tabii ki yaptığının "mizah"la hiç ilgisi yoktu...
Amacı bal gibi "bel altı" vurup, edepsizleşmek ve meraklılarını güldürmek(!), tabii bu arada "28 Şubatçı" çevrelere de "selâm" çakmaktı...
Çünkü o sözde mizahı yaptığında Tansu Hanım'a çakmak prim yapıyor, 28 Şubatçı medya patronlarının ve cuntacı askerlerin hoşlarına gidiyordu...
Biliyor musunuz?..
Kadınlarımıza Engin Ardıç tarafından yapılan "iğrenç" saldırıyı haklı olarak kınayan Ece Temelkuran bile o günlerde "Kadın politikacıya (Tansu Hanım'a) çakmanın şehevi zevkini yaşayanların en başında" geliyordu...

                                      *


Engin Ardıç bugünkü SABAH'ta, "Sağolun Nazlı Hanım" teşekkürü ile başlayan makalesinde şunları yazdı...

Nazlı Ilıcak'ın dünkü yazısından bir paragrafın altını çizmek, okurlarıma hatırlatmak isterim. Son günlerde içinde bulunduğum "halet-i ruhiyeyi" yansıtıyor: "Bir görüntü, bir söylem, olduğunuzdan farklı görünmenize yol açabiliyor. Bir cümle, ömrünüz boyunca yakanızı bırakmayıp, insanların bir kısmının gözünde mahkûm olmanıza sebep oluyor. 'Maksadım bu değildi' deseniz de, ah o algılar yok mu... Çoğu peşin hükümlerden kaynaklanan algılar!

Engin, bu "çok kısa" makalesinde "çevir kazı yanmasın" tripleriyle kendini affettirmiş olmuyor...
Aksine, "ben şakacıyım" gibi kendisinde hiç olmayan ve yakışmayan özelliğe sahip olduğunu haykırmakla giderek sıfırlanan inandırıcılığını iyice yitiriyor...

[email protected]
ÇOK OKUNANLAR