Özlem Zengin'den Ertuğrul Özkök'e yanıt geldi
Ak Parti milletvekili Özlem Zengin, kendisini "Hakkı gasp edilen yalnızca başörtülü kadınlar değil" diyerek eleştiren Ertuğrul Özkök'e cevap verdi.
Ak Parti milletvekili Özlem Zengin, kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesinin yıl dönümünde yaptığı bir konuşmada başörtülü kadınların seçilme hakkını fiilen ancak 2015'te kullanabildiğini hatırlattığı sözleri nedeniyle eleştiri oklarının hedefi olmuştu. O eleştirilerden biri de Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök'ten gelmişti. Özkök, "Hakkı gasp edilen yalnızca başörtülü kadınlar değil" diyerek Behice Boran örneğini vermişti. Ak Partili Zengin, bu yazıya Twitter hesabından cevap verdi. Zengin, "Bu yasaklardan kurtuluşu her telaffuz ettiğimizde yaşanan saldırı ve üslup, artık sesli konuşamayan ‘yasakçı’ zihinlerin bir yerlerde canlı olduğunun kaçınılmaz sızıntısı adeta!" dedi. İşte Özlem Zengin'in o ifadeleri:
1-Behice Boran
Hem şahsiyeti hem de mücadelesi ile takdir ettiğim çileli bir insandır.
Şule Yüksel Şenler
Papa’nın ziyaretiyle ilgili gazete yazısından mahkum olmuştur.
Kıyafetlerinden bağımsız olarak şahsi durumları fikirleri sebebiyle mağdur olan kadınlar var mıdır işte var!
2- Bu hak mağduriyetlerinin hiçbirini reddetmediğim gibi, yaşananların hatırlanması ve doğru yorumlanması gelecek ve adalet için önemi daima hatırımda.
Ama biz bambaşka bir konudan bahsediyoruz.
Kategorik bir yasaktan!
3- Sadece başörtüsü sebebiyle,
şahıslarından bağımsız olarak,
adı sanı kimlikleri fikirleri hiç fark etmeden engellenen insanları bu şahsi durumlarla mukayese etmek nasıl bir noksan muhakeme ürünüdür...
4- Fakat görüyorum ki son zamanlarda başörtülü kadınların tarihte yaşadığı hak gasplarını dile getirmesinden bazıları büyük rahatsızlık duyuyor.
Neden ?
5- Milyonlarca kadının hayatına geleceğine mal olan yaşanmış gerçekliğin hatırlatılması, özellikle yasaklara değil yasaklardan kurtuluşa “özgürlüğe” ve “özgürlüğün yolunu açanlara” vurgu yapılması adeta bir suç gibi saldırıya uğruyor.
6- Tarihin varlık sebebi olan şu önemli noktayı anlamak gerekiyor.
Bir meselenin artık yaşanmıyor olması ne unutulmasının ne de yok sayılmasının mazereti olamaz.
Çünkü gerekli doğru konumlandırma yapılmazsa tekerrür kaçınılmazdır.
7- Bu yasaklardan kurtuluşu her telaffuz ettiğimizde yaşanan saldırı ve üslup, artık sesli konuşamayan ‘yasakçı’ zihinlerin bir yerlerde canlı olduğunun kaçınılmaz sızıntısı adeta!
Taşlar yerine oturana kadar konuşmaya devam...
