MEDYA KÖŞESİ

Özkök'ten Mehmet Barlas'a 'pornocu' cevabı!

Ertuğrul Özkök, kendisini "pornocu" ilan eden Mehmet Barlas'a ağır bir yazıyla cevap verdi.

Özkök'ten Mehmet Barlas'a 'pornocu' cevabı!
GAZETECİLER.COM
Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök'ün kendisiyle diyalogları sürüyor. Özkök, köşesinde kendi sorduğu soruları yine kendisi cevaplarken Mehmet Barlas'a da cevap verdi. Barlas'ın 'pornocu' diyerek eleştirdiği Özkök, 'O taşlamayı seçti ben ise taşlanmayı' dedi.

Özkök, Barlas'ın 'Çölaşanlaşmayı' seçtiğini söylerken "Sperm kelimesinden uyarılan bir insan için ne diyebilirim?" diye sordu. Hürriyet yazarı, Fehmi Koru ile TV programı yapmayı neden red ettiğini de açıklarken Koru'ya herhangi bir kızgınlığının olmadığını söyledi.

İşte Özkök'ün yazısındaki ilgili bölümler:

BARLAS TAŞLAMAYI SEÇMİŞ, BEN DE TAŞLANMAYI SEÇMİŞİM
-  “Mehmet Barlas, sizi pornocu ilan etti. Cevap bile vermediniz.”
-  Neyine cevap vereceğim? Onun da bir köşesi var benim de. Ben taşlanmayı seçmişim, o ise taşlamayı. İkisi de kendince birer tarz, üslup.
-  “Ya pornoculuk?”
-  Yazdığım o yazıyı porno olarak okuyan varsa, kendi bileceği iş. Ben, bütün dünyanın gözünü diktiği, dünya kamuoyunun büyük çoğunluğunun ‘Mutlaka yapmıştır’ dediği bir davada, savcıların yaptığı çok titiz çalışmayı anlattım. Yazdığım metin de mahkemeye sunulan ve bütün dünyanın suçlu ilan ettiği bir insan hakkındaki davanın düşürülmesini sağladı. İçimden “Keşke bizde de savcılar ve hâkimler bu kadar titiz çalışsa” dedim.

SPERM KELİMESİNDEN UYARILAN BİR İNSAN İÇİN NE DİYEBİLİRİM
-  “Sperm, meni, vajina sıvısı” gibi kavramları kullanmak zorunda mıydınız?
-  Ben iyi bir CSI filmi izleyicisi, polisiye okuyucusuyum. Seyrettiğim, okuduğum her yerde bu kelimeler rahatlıkla kullanılıyor. Ortaokullarda ve liselerde çocuklara ders olarak okutuluyor. Bir insan, bu kelimelere bakıp uyarılıyorsa benim meselem değil.
-  “Bu yazıyı askeri darbelere bağlamasına ne diyorsunuz?”
-  Diyorum ki, herhalde mesleki geçmişinde 12 Eylül askeri darbesiyle ilgili çok tatsız bir hatıra var. Onları unutturmak için ‘cambaza bak’ yapıyor. Bence fena bir taktik değil. Yutacak saflar, inanmayı menfaatine uygun görenler, ‘düşmanımın düşmanı dostumdur’ zihniyetinde olanlar var oldukça, bu taktikler de etkili olacaktır.

YA İKİMİZ DE ÇOK MEDENİYİZ YA DA İKİYÜZLÜ VE SAHTEKÂR
-  “Başkalarına cevap vermiyorsun, Barlas’a niye verdin?”
-  E, okuduğum bir insan. 12 Eylül’de çok farklı yerlerdeydik ama Özal döneminde aynı yolları birlikte yürüdük.
-  “Şimdi neden böyle oldu?”
-  Geçmişte Çölaşan’dan çok çekti. Şimdi Çölaşanlaşma hakkını kullanıyor diye düşünüyorum. O zaman da hak veriyorum.
-  “Karşılaştığınızda yolunuzu değiştirir misiniz?”
-  Zaman zaman karşılaşıyoruz. İkimizde de hiç öyle bir hal yok. Hatta ilk elini uzatan ben oluyorum.
-  “Nasıl oluyor da bunca yazıdan sonra böyle yapabiliyorsun?”
-  Valla ister medeni insanlar de, ister ikisi de ikiyüzlü ve sahtekâr. Ben birincisi olduğumuza inanıyorum.

FEHMİ KORU İLE TAHRİR MEYDANI’NA GİTMEK İSTERDİM
-  “Basından açılmışken bir de Fehmi Koru meselesi var? Onunla program yapmanız söz konusu oldu mu hakikatten?”
-  Yeni Şafak’tan gazeteci bir arkadaşı ile Bodrum’da Aydın Bey’i ziyaret etmişler. Yeni Şafak’taki arkadaşımız, ‘Keşke Fehmi Bey’le Ertuğrul Bey, Barlas’la Kongar gibi bir program yapsalar demiş. Aydın Bey bana bunu böyle anlattı.
-  “Siz ne dediniz?”
-  Yapmam dedim tabii ki.
-  “Neden?”
-  E kim Barlas olacak, kim Kongar hocam. Ben bazen biri oluyorum bazen öteki. O zaman programın ne tadı olur, ne anlamı.
-  “Sakın Fehmi Koru’ya olan kırgınlığınızdan olmasın?”
-  Katiyen. Hayatımda kimseye karşı kızgınlığım kalıcı olmadı. Hatta Mısır’daki Tahrir Meydanı olayları sırasında içimden ‘Keşke bir gazete veya televizyon bize teklif etse de, gidip bu olayları birlikte izlesek ve yazsak’ diye geçti. Ahmet Hakan’la yaptığımız Umre gezisi mesleki hayatımda en çok tatmin duyduğum şeylerden biriydi.

Yazının tamamı için