MEDYA KÖŞESİ

Özkök'ten hükümete mesaj var!

Ertuğrul Özkök'ün bugünkü yazısı önemli mesajlar taşıyor. Mesajların adresi ise hem siyaset hem medya dünyası...

Özkök'ten hükümete mesaj var!

GAZETECİLER.COM - Ertuğrul Özkök'ün bugünkü yazısı önemli mesajlar taşıyor. Mesajların adresi ise hem siyaset hem medya dünyası.

Özkök 'Demokratik Açılım' (ya da asıl adıyla Kürt Açılımı'nı) konu almış bugün. Hükümetin bu hamlesine destek veren Özkök bu yönde çok yazı kaleme almıştı. Ancak bugün bu desteğin kendileri için bir bedeli olduğunu da yazmış. Siyasetçiler için 'oy' ne ise gazeteciler için de 'okur'un aynı şey olduğunu anlatmış. Ve hükümete dönük ince bir mesaj yerleştirmiş satır aralarına.

"Siz açılımla siyasi risk alarak oy kaybediyorsunuz .Biz de size destek vererek okur kaybediyoruz"

Yani 'Aynı gemideyiz, birbirimize muhtacız!' diyor.
Ama şunu düşünmeden edemedik. Hürriyet'te Özkök dışında Kürt sorununda demokratik çözüm tavrına sahip kaç yazar var? Etkili kalemlerin hepsi de 'ölen ölür kalan sağlar bizimdir' havasında değil mi? Düne kadar Bekir Coşkun, bugün de Yılmaz Özdil, Oktay Ekşi, Mehmet Y. Yılmaz, Tufan Türenç, Nuray Mert gibi önemli Hürriyet kalemlerinin Kürt sorunu tarihinde nasıl bir tavır içinde oldukları biliniyor. Bu isimler bugün de hükümetin açılım hamlesi karşısında muhalefet etmek ve sorunu eskisi gibi inkar ve şiddet ekseninde 'çözmek' istemiyorlar mı?

Sanıyoruz Özkök pazarlık etmesini pek bilmiyor. 'Aynı gemideyiz, destek oluyoruz ve bedel ödüyor, okur kaybediyoruz' diyor ama 'hangi destek?' diye sormak gerekiyor. Neyse çok uzattık, bırakalım Özkök kendi derdini kendisi

"Türkiye’de durum farklı mı?

Adını demokratik açılım koyuyoruz, ama tepkilere baktığınızda bu açılımının Ak Parti’ye oy kaybettireceğini düşünüyorsunuz.

Bu ne biçim bir çelişkidir?

Demokratik açılımı kapatırsanız, demokratik açıdan daha kârlı çıkıyorsunuz.

Sadece Kürt sorunu değil, Ermenistan’la ilişkileri düzeltmek, kapıları açmak da aynı kapıya çıkıyor.

Kadere bakın ki, Sarkisyan ABD’de öfkeli bir kalabalığın ortasına düşüyor.

“Türklerin oyununa geldin, bizi Türkiye’ye sattın” diyorlar.

Başbakan Erdoğan da Ermenilere teslim olmakla suçlanıyor.

* * *

Bizlerin, gazetecilerin durumu farklı mı?

Sanmayın ki, Kürt açılımına, Ermeni açılımına destek veren gazeteciler, okuyucularının gözünde el bebek, gül bebek.

Tam aksine, okuyucularının küçümsenmeyecek bir bölümünü kızdırma pahasına yazıyorlar.

Siyasetçinin oyu neyse, bizlerin de okuru o.

Yani gazeteleri alan, televizyonları seyreden insanlar.

Bizler de risk alıyoruz.

Telaffuz etmek hoşumuza gitmeyebilir ama gerçek şu.

Demokrasi, tarihi ve derin sorunların çözümünde yardımcı değil, tam aksine engelleyici bir rol oynayabilir.

Öyleyse ne yapacağız?

Çare yok, yılmayacağız.

Oy kaybetmek, tepki almak pahasına, Türkiye’nin ayağına takılan bu büyük sorunları çözmeye çalışacağız.

Kaybedilmiş geçmişe değil, kazanılabilecek geleceğe bakacağız.

Demokrasi meydanında insanları ikna etmeye çalışacağız.

Eğer bu ülke, sorunlarını çözecekse, birilerinin bu riskleri alması gerekecek.

Dürüstsek, demokratsak korkmayacağız, çekinmeyeceğiz.

Ama bir şeyi de bileceğiz.

* * *

Hepimiz aynı gemideyiz.

Sorunları çözmek isteyen siyasetçi ve sorunların çözülmesini isteyen gazeteci, aynı gemide.

Birbirlerine ihtiyacı var.

O nedenle birbirimizi itme, itekleme, yıpratmaya, yok etmeye uğraşma lüksümüz yok.

Kızgınlıkları, öfkeleri buzdolabına koyup, demokrasi meydanında toplanmalıyız.

Hem kendi çağımıza, hem geleceğe şunu ispatlamalıyız.

Demokrasi, tarihi sorunları çözebilir.

Cesaret bugün için bir fedakârlık gerektiriyorsa, o fedakârlığı hep birlikte yapmalıyız."

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar