MEDYA KÖŞESİ

Özkök'ten Altaylı'ya manşet desteği!

Ertuğrul Özkök, Habertürk'ün olay manşetini yorumladığı yazısında Fatih Altaylı'ya arka çıkarken, tepki gösterenleri ise Pinokya'ya benzetti...

Özkök'ten Altaylı'ya manşet desteği!
GAZETECİLER.COM
Habertürk'ün büyün tartışma yaratan kanlı bıçaklı sürmanşeti bugün de Ertuğrul Özkök'ün gündeminde. Hürriyet yazarı, Habertürk'ün sürmanşetine arka çıkarken gelen tepkileri de pek samimi bulmuyor. Sürmanşete tepki gösterenleri yalan söylediği için burnu uzayan masal kahramanı Pinokyo'ya benzeten Özkök "burnunuzu bir yoklayın uzamış mı?" diye sordu.

Özkök, İstanbul binanelinde sergilenen ve büyük beğeni toplayan sarsıcı sanat eserlerinin gazetelerin manşetine konulduğunda büyük tepki toplayabildiğini söyleyerek Habertürk'e destek verdiği yazısında şöyle diyor:

(...)

İstanbul Modern'in duvarlarında sanatsal bir "eser" olarak seyretmeyi kabul ettiğimiz bir katı gerçekliği, neden bir gazetenin manşetinde gördüğümüz zaman bu kadar irkiliyoruz?
Herhalde unutmadınız. 2010 yılında, insanların ve başka canlıların kadavralarından oluşturulan "organik heykeller" bu şehirde bir yıl boyunca sergilendi.
Herkes merakla koştu...
? ? ?
Hayır, Haber Türk'ün manşeti üzerine fikir beyan etmeyeceğim.
Sadece, Fransa'da idam cezasının kaldırılmasında çok büyük etkisi olan iki metinden söz edeceğim.
Bunlardan biri, Albert Camus'nün, babası ile ilgili bir yazısıydı. Babası, Cezayir'in Oran şehrinde bir idamı seyretmeye gitmiş, eve dönünce, odasına kapanıp 24 saat dışan çıkmamış.
Çok etkileyici bir metindi.
Öteki ise, bir doktorun, kafası giyotinle kesilen bir mahkûm hakkındaki otopsi raporuydu. Ölen kişi neler hisseder, hangi damar nasıl kesilir, boyun kemiği nasıl kırılır, ne kadar acı çeker, ne kadar can çekişir ve bilinç ne zaman kapanır...
? ? ?
Bazen gerçekler katıdır... Çok katıdır, çok acıtıcıdır...
Anlamanın, hissetmenin ve harekete geçmenin en etkili yolu o hakikatlerle yüzleşmek ve daha da önemlisi hesaplaşmaktır.
O fotoğrafın yayınlandığı gün gazetelerde, kocası tarafından öldürülmeyi bekleyen ve onun paniğini yaşayan 2 kadının daha hikâyesi vardı.
Benim için o haberler çok daha acıtıcıydı.
Neticede sırtında bıçakla yatan kadın ölmüştü ve onun için yapılacak bir şey yoktu. Ama o fotoğrafa bakıp, öteki kadınların yardımına koşabiliriz.
En azından onlann fotoğraflarını da görmemek için bir şeyler yapanz.
? ? ?
Ne haber? Burnunuz hâlâ yerinde mi...
Yoksa elinize bir bıçak alıp, bir metre uzamış burnunuzu kökünden kesmeye mi uğraşıyorsunuz..
Bakın bu fotoğraf da iyi bir bienal "eseri" olabilir ve önünde o burnun 100 katı uzunlukta bir kuyruk oluşur.

Yazının tamamı için