MEDYA KÖŞESİ

Özkök'den ağır söz; Gammaz yandaşlar

Demokratik bir ülkede "yandaş" olma hakkı varsa, "muhalif" olma hakkı daha da fazla vardır, olmalıdır.

Özkök'den ağır söz; Gammaz yandaşlar
GAZETECİLER.COM

Ertuğrul Özkök askeri darbeler öncesi gazeteciliğinde gammazlığın, pusu kurmanın, arkadan vurmanın olmadığını, o dönemlerde farklı görüşlerdeki yazarların birbirleriyle aslanlar gibi vuruştuklarını ama bunu kalemleriyle yaptıklarını anlatıyor.
Bugün ise patronlara "onu at beni al" diyen yazarlar türediğine işaret ediyor.
Bakın nasıl

Şövalyeler ve pusucular

ÜNİVERSİTELERDE yaptığım konuşmalarda şunu gözlemledim.

"Yandaş medya" kavramı gençler arasında bayağı tutmuş.

Sorulara şu cevabı veriyorum: 

Özkök’e çok kere eleştiri yönelttiğim sır değil ama bu kez onunla aynı safta yer alacağım.

Çünkü haklı…

Çünkü gammaz yazar, kendisi gibi yazmayan, kendisi gibi düşünmeyenlere öfkelenen gazeteci tipleri türedi.

Eskiden vardılar da güçleri olmadığı için mi pısmış seslerini çıkaramıyorlardı bilmiyorum ama bugün bol miktarda var.

Hatta öylesine güç sarhoşu olmuşlar ki, onlara destek verdiğinizde bunu hakları olarak görüp size “bizim oğlan” muamelesi çekiyorlar, küçümsüyorlar; eleştirdiğinizdeyse ilk yaptıkları şey patronlara şikâyet etmek, hatta “kov şunu yoksa!.....” demek…

Adnan Berk Okan

"Demokratik bir ülkede medyanın iktidara yandaş olma hakkı vardır. İsteyen gazete, istediği hükümeti destekler".

Ancaak...

Demokratik bir ülkede "yandaş" olma hakkı varsa, "muhalif" olma hakkı daha da fazla vardır, olmalıdır.

O nedenle, benim "yandaş" denilen medyadaki arkadaşlara söyleyecek sözüm yok.

İktidar yanlısı olmak istiyorlarsa, buna samimi olarak inanıyorlarsa, en doğal haklarıdır.

Ama "yandaş" denilen medya içinde, sayısı bir elin parmaklarını geçmeyen öyle bir kesim var ki, mesleğimiz adına gerçekten utanç duyuyorum.

Tahmin ettiniz. Gammazları kastediyorum.

Bir süredir eski gazetecilerle sohbet ediyorum.

Acaba 27 Mayıs'tan önce mağdur olmuş, hatta hapse girmiş gazeteciler, Demokrat Partisi yanlısı gazetecileri gammazlamışlar mı? Cadı avı başlatmışlar mı?

Ben bir örneğini göremedim.

Anladığım kadarı ile o dönemde çalışan gazeteciler böyle bir mesleki utançla malul değildir.

12 Mart dönemime baktım.

Orada da yok.

* * *

12 Eylül öncesi ve sonrasına baktım.

Bir tarafta Uğur Mumcu, Ahmet Kahraman, Teoman Erel gibi sol gazeteciler.

Cumhuriyet Gazetesi...

Öteki tarafta Rauf Tamer, Ahmet Kabaklı, Ergun Göze gibi gerçek kalemşorlar.

Kalemle vuruşmuşlar, birbirleriyle polemiğe girmişler, ağır yazılar yazmışlar.

Ama meslektaş gammazlama, patronuna seslenip, "Sen iyisin, onlar kötü. Onları at bizi al" yazıları.

Hayır hiçbirinin alnında böyle bir mesleki utanç yok.

Köprülerin altından ne sular akmış, ne yıllar geçmiş.

Bir kısmı aramızdan ayrılıp gitmiş, geriye mezar taşları kalmış.

Mesleki açıdan hepsinin başı dik.

Sicilde "McCarty'cilik" asla yok.

Hiçbiri öyle bir ayıba tevessül etmemiş.

 

Ertuğrul Özkök'ün yazısının tamamını

Yorumlar