MEDYA KÖŞESİ

Özkök TSK'dan<font color='#CC0000'> duygusal ricat</font> etti!

Ertuğrul Özkök köşesinde Işık Koşaner'in ses kayıtlarına ilginç bir analiz yaptı. Ben TSK'ya hayranlık ve gurur duygusuyla büyüdüm dedi...

Özkök TSK'dan<font color='#CC0000'> duygusal ricat</font> etti!
GAZETECİLER.COM - "Ben Türk Silahlı Kuvvetleri'ne büyük bir hayranlık ve gurur duygusuyla büyüdüm. Çocukluğum, gençliğim bu duygularla geçti. (...) Lise yıllarımdan beri sol düşüncelere sahiptim. Hayatım boyunca askeri darbelere karşı oldum. Ama Türk ordusunun yüreğimdeki yeri, hep, hep başka oldu."

Bu satırlar Hürriyet'in 20 yıllık genel yayın yönetmenliğinin ardından nehir kıyısına geçen ve düşmanlarının ölülerinin nehirden geçmesini bekleyen Ertuğrul Özkök'e ait.

Özkök, asker sevgisinin gazeteyi yönettiği sırada sayfalara nasıl yansıdığını da bakın nasıl anlattı:

Gazete yöneticiliğim sırasında, Türk askerinin tek çirkin fotoğrafını kullanmamak için elimden gelen gayreti sarf ettim. (...) Üzerine toz konduramadım.

Özkök, TSK'ya yönelik duygularının nasıl değiştiğini ise şöyle yazdı köşesinde:

"İlk büyük travmayı, Cengiz Çandar ve Mehmet Ali Birand’la ilgili andıç olayında yaşadım.
Aldatılmış olmanın öfkesini hâlâ atamadım.
Onu son 4-5 yılda öğrendiklerim, ortaya çıkarılanlar izledi. Darbe iddiaları, internet andıçları ve ötekiler."

Özkök'e göre Türk ordusunu darmadağın ettik. Onlar, bazı askerler, yani kendileri, içeriden... Yaptıkları yanlışlarla, hem de akıl almaz yanlışlarla... Bilinçli, bilinçsiz, aptalca şeylerle... Başka bazıları ise dışarıdan; onlar bilinçli, yüzde yüz tam bilinçli darbelerle...

Hep birlikte, bu yüzyılın en başarılı ordularından birini, hezimete uğrattık.
Cephede yenilmediler, garnizonda hezimete uğradılar. O kahraman orduya, onurlu bir ricatı bile fazla gördük.

En gizli toplantılarının gizliliğini bile savunamayacak zavallı bir hale düşürdük. Elbirliği ile; bir kısım askerler içerden, bir kısım siviller dışarıdan.

Bir kısmı, “Ben askerim, kimse bana bir şey yapamaz” nobranlığından, bir kısmı ise güya demokrasi getiriyorum bahanesiyle... Kendi ordumuzu yendik...