MEDYA KÖŞESİ

Özkök işin içine vergiyi katınca…

“Benim başbakan yardımcım, benim bakanım, benim müdürüm” hatta “Benim barajım” diyecek kadar devleti kendine ait hisseden bir anlayış.

Özkök işin içine vergiyi katınca…

GAZETECİLER.COM

Ertuğrul Özkök, Fransız Medyasında yer alan ”Yerel Seçim” sonuçlarına ilişkin yorumlardan yola çıkıyor bugün. Tabi ki “son durak” Türk Medyası…

Medyadan da haliyle Başbakan Erdoğan’a geçiş yapıyor…

Sarkozy için Fransız basınında yazılıp da Fransa Devlet Başkanı tarafından “dava konusu” yapılmayan haber başlıkları ve yorumlarla, Türk medyasında Erdoğan için atılan haber başlıkları ve yorumlar için Başbakan’ın bir koşu gidip yerel mahkemelerde dava açmasını karşılaştırıyor…

Bakın nasıl…

Özkök bir cümlesi hariç her satırının altına imzamı atacağım bir yorum yapmış…

Ama o bir sayfa, bu güzelim analizin bütün sihrini yok ediyor…

O bir cümle şu:

“Sizce böyle bir demokraside, Vergi İdaresi, bu dergiyi yayınlayan grubun kapısına dayanır mı?”

Akılla yazıldığı sanılan bir makale bu cümle yüzünden kin ve nefretle yapılmış “haksız” bir karalamaya dönüşüyor…

Keşke dişini sıkıp bu defa işin içine vergi cezasını karıştırmasaymış…

Adnan Berk Okan

 DÜN sabah Fransız medyasının, bir gün önceki yerel seçim sonuçlarını nasıl değerlendirdiğine bakıyorum.

Genel değerlendirme şöyle:

“Sarkozy’nin partisi ağır darbe aldı.”

Büyük darbe yedikten sonra aldığı oyun oranı ne?

Yüzde 39 küsur.

Yorumlara baksan, pestili çıkmış, kolunu yerden kaldıramayacak hale gelmiş.

Sonra ister istemez bir karşılaştırma yapıyorum.

AK Parti’nin son yerel seçimlerde aldığı oy neydi?

Yüzde 38 küsur.

Bakar mısınız?

Orada yüzde 39 küsur, “ağır darbe almış parti”.

Burada yüzde 38, tek başına anayasa değişikliği yapma ehliyeti veren “milli irade”.

Öyleyse taban tabana zıt yorumlara yol açan bu zihniyet farkı nereden geliyor?

Cevabı iki kelime:

“Demokrasi kültürü...”

Orada Fransa var.

“L’Etat c’est moi”, yani “Devlet Ben’im” zihniyetini 20’nci yüzyılda terk etmiş bir yönetim anlayışı.

Burada, “Benim başbakan yardımcım, benim bakanım, benim müdürüm” hatta “Benim barajım” diyecek kadar devleti kendine ait hisseden bir anlayış.

Bir de şu tesadüfe bakın. Bu sonuçları okurken, önümde Fransız “Marianne” Dergisi’nin 15 Mart tarihli sayısı duruyor:

Kapağına Sarkozy’nin kellesini koymuşlar.

Altında çok büyük harflerle yazılmış bir kelime:

“MENTEUR” yani, “YALANCI...”

Onun üstünde ise küçük harflerle Sarkozy’nin hangi konularda yalan söylediğini yazmışlar:

“İşsizlik, suç, vergi cennetleri, büyük ihaleler...” Ve daha birçok konu.

Sizce böyle bir demokraside, Vergi İdaresi, bu dergiyi yayınlayan grubun kapısına dayanır mı?

 

Özkök’ün makalesinin tamamını okumak için lütfen tıklayınız…

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar