MEDYA KÖŞESİ

Özkök, facebook üzerinden çakıyor!..

Özkök hemen her zaman olduğu gibi bu öyküyü de iç olaylara yapacağı yorumun "hazırlık" malzemesi olarak kullanıyor...

Özkök, facebook üzerinden çakıyor!..
GAZETECİLER.COM - Ertuğrul Özkök bugün kısır iç çekişmeler yerine büyük ve etkileyici bir başarı öyküsü anlatıyor.
"Benim asıl mahallem burası" başlığını attığı yazısında; henüz 20 yaşındayken Harward’daki yurt odasında Facebook’u kuran Mark Zuckerberg’in öyküsünü.
Gerçi internet dünyası gezginlerinin neredeyse hepsinin ezbere bildiği bir öykü bu ama yine de hoş olmuş...
Ancak...
Özkök hemen her zaman olduğu gibi bu öyküyü de iç olaylara yapacağı yorumun "hazırlık" malzemesi olarak kullanıyor...
"Öldürücü" darbeyi yazısının sonunda vuruyor...
Şimdi size Özkök'ün yazısından bir alıntı sunalım:


"Benim asıl mahallem burası"
Özkök'ün makalesinde benim için en ilginç gelen bölüm şu uzun cümle:

"...... Halkın bir bölümünde yükselen tepkinin ortaya çıkardığı yeni bir lidere, panik havası içinde atmadık çamur, atmadık iftira bırakmayan o kelli felli adamların ahlaksızlığına baktıkça, yerleşmem gereken yerin, bu genç ve yaratıcı insanların mahallesi olduğunu düşünüyorum."

Kemal Kılıçdaroğlu için yazılan "akıl dışı" suçlamalardan söz ediyor ki "doğru" yapıyor zira haklı...
Ancak...
Şunlar da Aydın Doğan Gurubu yazarlar tarafından ruhu ve manevi bütün değerleri linç edilen Deniz Baykal'ın, Taraf'a yaptığı açıklamasından:

"Aydın Doğan'ın medyası. İşte bu komploya itibar etmiştir. Ben Aydın Doğan'a, Doğan grubuna bunu yakıştıramadım. Doğan grubunda manşetler bu komplonun fırsatçılığıyla atılmıştır."

Özkök, içinde bulunduğu, 20 yıl genel yayın müdürlüğünü yaptığı gazetesinin Deniz Baykal'a yönelik lincinden de, yakında göreve başlayacağı iddia edilen Habertürk gaztesinin "Yalan Haber"inden tek kelime söz etmiyor.
Ve...
Bir yanlış, diğer bütün doğruları siliyor...
Adnan Berk Okan


BUGÜN sizi, ilkel kavimlerin komplo teorilerinden kurtarıp biraz nefes aldırmak istiyorum.

2005 yılının nisan ayında, Silikon Vadisi’nin başkenti sayılan Palo Alto’da, “Village” adlı pahalı bir restorandayız.
Masanın başında, vadinin yatırım devlerinden Accel’in patronu Jim Brayer oturuyor.
Karşısında 4 genç adam var.
Gençlerin yaşları 20 ile 22 arasında.
Jim Brayer, gençleri etkilemek için, 400 dolarlık bir şişe Quilceda Creek Cabarnet şarap ısmarlar.
Tam karşısında oturan genç adam ise “Bir şişe Sprite gazoz” diyerek, adamın havasını indirir.
Yatırım dünyasının “Shark”ı (köpekbalığı) olarak bilinen Accel firması, o sabah, tam karşısındaki gencin daha 14 ay önce kurduğu şirketin yüzde 10 hissesine 12.7 milyon dolar para teklif etmiştir.
Yani 400 dolarlık şarap yerine bir şişe Sprite isteyen gencin 2004 yılının 4 Şubat günü kurduğu şirketin değeri 98 milyon dolara ulaşmıştır.

Accel’in patronu, genç adamın teklifi kabul etmesi için elinden geleni yapmaktadır.
Genç adam ise ilgisizdir. Bir süre sonra masadan kalkar ve tuvalete gider.
Aradan epey bir süre geçip, tuvaletten dönmeyince, masada kalan arkadaşlarından biri ona bakmak için tuvalete gider.
Kapıyı açtığında, arkadaşını başını iki elinin arasına almış ve öne eğilmiş ağlar durumda bulur.
Gözkapakları şişmiş vaziyette arkadaşına döner ve şunu söyler:
“Ben bunu yapamam, çünkü Donald’a söz verdim.”
Onu aramaya gelen arkadaşı bir an durur ve, “Öyleyse niye Donald’ı arayıp söylemiyorsun?” der.
O gün tuvalette ağlayan 20 yaşındaki genç adam, Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg’dir.
“Söz verdim” dediği kişi ise Washington Post Gazetesi’nin hem aile üyesi hem CEO’su Donald Graham’dir.
Zuckerberg’in kısa süre önce kurduğu Facebook’un üye sayısı 200 bini bulmuştur. Artık şirketi büyütmek için ciddi bir sermayeye ihtiyacı vardır.
Zuckerberg, kendi başına bir şey yapmaya çalışırken, Washington Post’un CEO’su onu keşfetmiş, şirketinin yüzde 10’una 6 milyon dolar teklif etmiş ve el sıkışmıştır.
Oysa şimdi Accel bunun 2 katını teklif etmektedir.

Özkök'ün yazısının tamamını

Yorumlar