MEDYA KÖŞESİ

Özkök, Ahmet Şık yazısında ne demek istedi?

Ahmet Şık'ın tahliye sonrası yaptığı iddalı ve sert açıklamaları öven yazısıyla 'kindar' eleştirileri alan Ertuğrul Özkök'te suçlamalara yanıt geldi...

Özkök, Ahmet Şık yazısında ne demek istedi?
GAZETECİLER.COM
Ertuğrul Özkök'ten 'kindar yazı' eleştirilerine cevap geldi. Ahmet Şık'ın tahliye sonrası yaptığı iddalı ve sert açıklamaları öven bir yazı kaleme alan Özkök, kindar ve intikamcı olmakla suçlanmıştı.

Eleştirileri red eden Özkök "bir duygu var ki, ondan zerre kadar nasibimi alamamışım. O da "öfke taşımak", "intikam almak" duygusudur" dedi. Şık'ın sözlerine getirdiği yorumun yanlış anlaşıldığını kaydeden Özkök meramını şöyle ifade etti:

Şunu söylemek istedim: "Böyle adaletsizlikler, böyle muameleler devam ederse, Silivri Cezaevi'ndeki insanların bir bölümünde bir zamanlar Diyarbakır Cezaevi'nde doğan duygular oluşur.

FETHULLAH GÜLEN BENİ İYİ TANIR
Yazının çarpıcı bir diğer bölümü de Özkök'ün Fethullah Gülen'e dair söyledikleri oldu. Gülen'in adını anmayan ve kendisinden 'O' diyerek söz eden Özkök "O beni iyi tanır. Yani en azından sizden daha iyi tanır. Allah duygusu olduğu için de kimin ne olduğunu iyi bilir." dedi.

İşte Özkök'ün yazısındaki ilgili bölüm:

AHMET Şık'ın cezaevinden çıkarken söylediği öfkeli sözleri anlatırken, "Bu sözlerin ilerde bugün yapılanlardan hesap sormanın nakaratı haline dönüşebileceğine" dikkati çekmiştim.
Genç bir yazar, bu sözleri, ilerde benim de intikam duygulan " taşıyacağım şeklinde yorumlamış. Bakın genç arkadaşım; Ben polemiği sevmem.
Ama öyle bir bam telime dokunmuşsunuz ki; cevap veremeden duramadım.
Yaşınız henüz genç, beni yeterince tanımıyorsunuz ve iktidar duygusu gözlerinizi ziyadesiyle kamaştırmış.
Ben 2 darbe, 2 ara dönem yaşadım.
Şimdi de bir başkasını yaşıyorum.
Size sadece şunları söyleyebilirim.
Allah bana bazı insani zaafları ziyadesiyle vermiş. Ama bir duygu var ki, ondan zerre kadar nasibimi alamamışım.
O da "öfke taşımak", "intikam almak" duygusudur İntikam uzun vadeli bir duygudur.
Pusucu bir duygudur. Sinsice sırasını bekleme duygusudur.
Bense hayatım boyunca hiçbir öfkeyi 3 aydan fazla taşımadım, taşıyamadım.
Bazıları bunu "saflık" olarak niteliyor. Bense karakterimin bu tarafı için Allah'a hep şükrediyorum.
O sözleri hangi gözlükle, hangi duyguyla, hangi mantıkla, "intikam alma" duygusu olarak nitelediğinizi bilemiyorum.
Bir kere daha tekrarlayayım.
Şunu söylemek istedim: "Böyle adaletsizlikler, böyle muameleler devam ederse, Silivri Cezaevi'ndeki insanların bir bölümünde bir zamanlar Diyarbakır Cezaevi'nde doğan duygular oluşur." Bakın Nedim Şener neler anlattı. Hepimiz ağladık. Bunlar kapanmayacak yaralar açar. Bunu söylemek istedim.
Beni okyanus ötesinde bir yerlere ihbar etmeye çalıştığınız belli oluyor.
Yazımda ondan hiç söz etmemiştim.
Ama belli ki, Ahmet Şık'ın şikâyet ettiği insanlann arkasında onun bulunduğu tezini siz de kabul etmişsiniz.
Bense sizin kadar emin değilim.
Oradaki insana gelince.
(Saygısızlıktan değil. Yazımda aklımdan bile geçmediği, dolayısıyla ismini hiç anmadığım için burada da anmıyorum.) O beni iyi tanır. 20 yıl önce İzmir'in Karabağlar semtindeki o evde sohbet ettiğimiz günlerden beri tanır. Yani en azından sizden daha iyi tanır. Allah duygusu olduğu için de kimin ne olduğunu iyi bilir.
Size bir tavsiyem falan yok, söyleyeceğim bir şey var.
Ben intikam kelimesini sevmem, intikam duygusuyla yaşayanları ise hiç sevmem.
İlerde başka bazıları da bugünden intikam almaya kalkarsa, biliniz ki karşılarına ilk dikilenlerden biri ben olurum.
Tabii Allah ömür verirse.
Vermezse de bu yazımız bir taahhütname olarak kalır...

Yazının tamamı için
ÇOK OKUNANLAR