Özkök 30 yıl sonra öğrendiği sırrı yazdı
Bu ülkede, bu önyargılar sürdükçe 12 Eylül’ün de, yakın tarihin de samimi ve objektif hikâyesi yazılamaz, filmi çekilemez. Çünkü bunu yapmaya kalkana, ya burnuna küflü bir komplo teorisi dayatılacak ya da şu söylenecek...
GAZETECİLER.COM - Hürriyet'in eski genel yayın yönetmeni bugün köşesinde aynı konu etrafında dönerken üç ilginç konuya değinme başarısı gösterdi.
Özkök, "Dedemin İnsanları" filminin üzerinden 12 Eylül'ü tam olarak anlayamadığımızı, büyük fotoğrafa bakmak yerine olayı şematize ettiğimizi ileri sürerken; diğer yandan da 12 Eylül sonrasında üniversiteden atılmaktan nasıl kurtulduğunu yazdı.
30 yıl sonra öğrendiği bu hikayenin kahramanları da ilginç. 12 Eylül ile birlikte üniversiteyi cendere altına alan YÖK'ün başındaki isim İhsan Doğramacı'nın kardeşi Emel Doğramacı sayesinde üniversiteden kovulmaktan kurtulmuş Özkök.
"Tarihi muzafferler yazar. Bense, muzaffer bir demokrasinin, tarihin hiçbir ayrıntısını atlamaması gerektiği kanaatindeyim." diyen Özkök şöyle yazdı köşesinde:
Özkök, "Dedemin İnsanları" filminin üzerinden 12 Eylül'ü tam olarak anlayamadığımızı, büyük fotoğrafa bakmak yerine olayı şematize ettiğimizi ileri sürerken; diğer yandan da 12 Eylül sonrasında üniversiteden atılmaktan nasıl kurtulduğunu yazdı.
30 yıl sonra öğrendiği bu hikayenin kahramanları da ilginç. 12 Eylül ile birlikte üniversiteyi cendere altına alan YÖK'ün başındaki isim İhsan Doğramacı'nın kardeşi Emel Doğramacı sayesinde üniversiteden kovulmaktan kurtulmuş Özkök.
"Tarihi muzafferler yazar. Bense, muzaffer bir demokrasinin, tarihin hiçbir ayrıntısını atlamaması gerektiği kanaatindeyim." diyen Özkök şöyle yazdı köşesinde:
"Diyeceksiniz ki; sanatçının şematize etme hakkı vardır.
Biliyorum ama ne yapayım, evimin üç metre ilerisinde öldürülen arkadaşım Bedrettin Cömert'in arabası içindeki görüntüsü 30 yıldır gözümün önünden gitmiyor."
Özkök'ün köşesinin tamamını buradan okuyabilirsiniz.
