MEDYA KÖŞESİ

Oskay'ın cenaze namazındaki gariplik neydi?

Kürşat Bumin Oskay'ın cenaze töreninde yaşananları yazdı. Bumin'in dikkatini çeken şey ise imamın cemaate soduğu ilginç bir soru...

Oskay'ın cenaze namazındaki gariplik neydi?

GAZETECİLER.COM - İletişim dünyasında hocaların hocası olarak anılan Ünsal Oskay'ın vefatı ardından çok şey yazıldı söylendi. Ama Yeni Şafak yazarı Kürşat Bumin Oskay'ın cenaze töreninde yaşananları da yazdı. Bumin'in dikkatini çeken şey ise imamın cemaate soduğu ilginç bir

"Ünsal Oskay'ın Teşvikiye Camii'ndeki cenaze namazı.

Cami İmamı, namazın sonunda cemaatten "helallik" istiyor. Ne güzel, cami avlusunu dolduran insanların gözlerini yaşartan, ne güzel bir âdet bu böyle…

Camı imamı daha sonra cemaatten, benim eskilerde hatırlamadığım ve yeni icat edildiğini sandığım bir "şahitlik" daha istiyor. Cemaat acaba ölen kişinin iyi bir mümin, iyi bir Müslüman olduğuna da şahitlik ediyor mu?

Bilmem belki de yanılıyorumdur; belki de cemaate yöneltilen bu soru da her zaman mevcuttu ama ben farkında değildim.

Bilmiyorum, sanki yeni bir soru bu.

Bu çerçevede bir şahitliğin beni yadırgatmayan bir örneğini de hatırlatayım da, olayı niçin yadırgadığım daha iyi anlaşılsın:

Büyük mimar-şehirci-düşünür Turgut Cansever'in cenazesinde Prof. Hayrettin Karaman da söz almıştı. Karaman, yakından tanıdığı Cansever'in özelliklerini sıralarken, onun iyi bir mümin olduğuna şahitlik ettiğini de açıklamıştı.

Karaman'ın bu şahitliği bana –tabii ki- çok anlamlı gelmişti o gün. Rahmetli olan kişiyi yakından tanıyor, ve onun söylediğim yönüne de şahitlik ediyordu.

Ama söz konusu sorunun cemaate sorulmasıve cevap beklenmesi, buna gerçekten anlam veremedim.

Ünsal Oskay'ı uğurlarken sıra geldi cenaze namazını kıldıran imamın, kılınan namaz vesilesiyle cemaatten dualarını esirgememelerini isteği kişilerin sıralanmasına. Bu sıralamada tabii ki en başta peygamberler ve yakınları vardı. Fakat –bildiğiniz gibi- sıralamaya sırası sıradan insanoğullarına gelince bu kategorinin de "Gazi Mustafa Kemal Atatürk" ile başladığına şahit olduk.

Görüyorsunuz; ne kadar yersiz ve hatta incitici bir sıralamadır bu.

Cami avlusunda toplananlar bir arkadaşlarını, bir dostlarını, bir yakınlarını, eşlerini, babalarını uğurluyorlar. Çok –hem de çok- özel bir durum. Hayatın, ölümün herkes tarafından gözden geçirildiği anlar bunlar.

Peki ama bu son derece özel durumda "Atatürk" adının anılmasının sırası mı?

Bu o kadar özel bir durum ki, Oskay için camide buluşan insanlar şimdi şu saat niçin düşünsünler Atatürk'ü?

Bilinmez, AB Komisyonu bir sonraki raporunda devlet memuru imamların cenaze namazlarında Atatürk adını telaffuz etmelerini da takabilir belki…."

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar