Oray Eğin kazandı çünkü...
Oray Eğin bugün öyle bir makale yazıyor ki, daha şimdiden yenisini hazırlasın çünkü çok "küfür ve hakaret" işitecek...
28 Şubat sürecinde Tansu Çiller'i savunan makaleler yazmayı göze almak aynı zamanda aşağılanmayı, hakaretlere ve iftiralara uğramayı göze almak demekti...
28 Şubat sürecinde televizyonlarda hep aynı yüzler hep aynı şeyleri konuşur, Mesut Yılmaz'ın DSP desteğindeki ANAP Hükümeti'nin ne kadar başarılı olduğuna kısaca değindikten sonra Tansu Hanım'a çakmaya başlarlardı...
Yani muhalefete muhalefet modaydı o gün tıpkı bugün olduğu gibi...
Değişen tek şey var:
O günün iktidar yandaşları bugünkü hükümetin karşısında yer alırken, o günkü muhalefet yanlılarıysa bugünki iktidarın "evet efendim"cileri olarak arz-ı endam eyliyorlar...
28 Şubat sürecinin TV programlarının en gözde ismiyse daha sonra Aydın Doğan tarafından kovulan ve eski patronu için akıllara durgunluk verecek suçlamalar içeren bir kitap yazan Emin Çölaşan'dı...
Kim ki Tansu Hanım için bir "koruma" yazısı yazıyor ertesi gün Emin Çölaşan'ın acımasızca yaptığı saldırılara maruz kalıyordu...
Ne ailesini bırakıyordu Emin Çölaşan, ne çocuklarını...
Aklına ne geldiyse abartarak yazıyordu köşesinde...
Tam bir "haysiyet cellâdı"ydı yani...
Değerli eşi Tansel Hanımefendi bile kocasının yaptığı saldırılardan "çok acı çektiğini itiraf ediyordu"...
Bugün ise o günlerin tam tersi...
Televizyonlar (birkaç haber kanalı hariç) yine aynı düşünceleri (daha ziyade Kürtçüler, demokratik özerkliğin iyi bir şey olduğunu savunanlar, sözde Liberaller, katı İslâmcılar ve hep birlikte Ak Parti Hükümeti yandaşları) savunan insanlar tarafından işgal edilmiş halde...
Kim ki Başbakan'ı eleştiriyor, ertesi gün hükümet yandaşlarından birinin iftira, hakaret ve ruhsal tacizleriyle sarsılıyor...
Bu arkadaşlar ekranda sürekli olarak Başbakan Erdoğan'ı ve Ak Parti Hükümetin'i överken, CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu'ndan "hiç bir cacık olmayacağını" anlatıyorlar birbirlerine...
Ve bu dönemde en tehlikeli şey, bu arkadaşların konuşup yazdıklarına ve hükümete muhalefet etmek, Kemal Kılıçdaroğlu için ise "iyi bir şeyler" söylemek...
Oray Eğin bugün öyle bir makale yazıyor ki, daha şimdiden yenisini hazırlasın çünkü çok "küfür ve hakaret" işitecek...
Çünkü TV şagillerini ve "tek sesli, çok yüzlü" o gazetecileri, sanatçıları(!), işadamlarını fena eleştiriyor...
Peki kaybediyor mu?..
Aksine...
Bizim gözümüzde "kazanıyor" bu kez...
Hem de ne kazanmak!..
28 Şubat sürecinde televizyonlarda hep aynı yüzler hep aynı şeyleri konuşur, Mesut Yılmaz'ın DSP desteğindeki ANAP Hükümeti'nin ne kadar başarılı olduğuna kısaca değindikten sonra Tansu Hanım'a çakmaya başlarlardı...
Yani muhalefete muhalefet modaydı o gün tıpkı bugün olduğu gibi...
Değişen tek şey var:
O günün iktidar yandaşları bugünkü hükümetin karşısında yer alırken, o günkü muhalefet yanlılarıysa bugünki iktidarın "evet efendim"cileri olarak arz-ı endam eyliyorlar...
28 Şubat sürecinin TV programlarının en gözde ismiyse daha sonra Aydın Doğan tarafından kovulan ve eski patronu için akıllara durgunluk verecek suçlamalar içeren bir kitap yazan Emin Çölaşan'dı...
Kim ki Tansu Hanım için bir "koruma" yazısı yazıyor ertesi gün Emin Çölaşan'ın acımasızca yaptığı saldırılara maruz kalıyordu...
Ne ailesini bırakıyordu Emin Çölaşan, ne çocuklarını...
Aklına ne geldiyse abartarak yazıyordu köşesinde...
Tam bir "haysiyet cellâdı"ydı yani...
Değerli eşi Tansel Hanımefendi bile kocasının yaptığı saldırılardan "çok acı çektiğini itiraf ediyordu"...
Bugün ise o günlerin tam tersi...
Televizyonlar (birkaç haber kanalı hariç) yine aynı düşünceleri (daha ziyade Kürtçüler, demokratik özerkliğin iyi bir şey olduğunu savunanlar, sözde Liberaller, katı İslâmcılar ve hep birlikte Ak Parti Hükümeti yandaşları) savunan insanlar tarafından işgal edilmiş halde...
Kim ki Başbakan'ı eleştiriyor, ertesi gün hükümet yandaşlarından birinin iftira, hakaret ve ruhsal tacizleriyle sarsılıyor...
Bu arkadaşlar ekranda sürekli olarak Başbakan Erdoğan'ı ve Ak Parti Hükümetin'i överken, CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu'ndan "hiç bir cacık olmayacağını" anlatıyorlar birbirlerine...
Ve bu dönemde en tehlikeli şey, bu arkadaşların konuşup yazdıklarına ve hükümete muhalefet etmek, Kemal Kılıçdaroğlu için ise "iyi bir şeyler" söylemek...
Oray Eğin bugün öyle bir makale yazıyor ki, daha şimdiden yenisini hazırlasın çünkü çok "küfür ve hakaret" işitecek...
Çünkü TV şagillerini ve "tek sesli, çok yüzlü" o gazetecileri, sanatçıları(!), işadamlarını fena eleştiriyor...
Peki kaybediyor mu?..
Aksine...
Bizim gözümüzde "kazanıyor" bu kez...
Hem de ne kazanmak!..