MEDYA KÖŞESİ

Onu ilk kez, surlarda eşek kovalarken gördünüz…

Aman ha!... Birand’ın “Esad” dediği kişi Uğur Dündar’ın ancak görüşebildiği fırıncı Esad değil...

Onu ilk kez, surlarda eşek kovalarken gördünüz…
ADNAN BERK OKAN - ANALİZ
 
Medya işte böyle bir şey…
İnandığınız, güvendiğiniz, dürüst sandığınız kişilerin aslında fazla sıradan olduğunu anladığınızda bir bakarsınız ki aradan 35 yıl geçmiş…
Uğur Dündar bu anlattıklarımıza “tipik” örnektir…
Türk kamuoyu onu surlarda eşek kovalarken tanıdı…
Sucuk yapılan eşekleri…
Sonra da kara fatmaların (böcek) dolaştığı gariban fırınları ekrana getirirken gördük kendisini…
Bir yerde un varsa kara Fatma da olacağını, ancak fırına giren hamurda mikrop falan asla kalmayacağını aklımıza bile getirmedik…
Keza onlarca fırında çekim yapılırken neden sadece birkaç fırının ekrana getirildiğini sorgulamak da aklımıza gelmedi...
Çünkü o kendisinin “en dürüst” olduğunu söylüyor, medyadaki (o dönemin yazılı medyası) dostları da onu kamuoyuna “dürüst televizyoncu” diye lanse ediyorlardı…
Eh…
Yüzü de bir erkek için fazla güzel ve güven vericiydi…
O halde halk da inanmalı, güvenmeliydi…
Ama artık foyası meydana çıkmaya başladı…
Keşanlı Ali Destanı’ndaki  “Zeliş” gibi…
Sosyeteye gelin gitmişti ya hani…
Dudaklarını büzerek, “ben bir güçük hamfendüyüm” diyordu…
Ama biraz kızdırıldı mı açıyordu sokak ağzını…
Buyurun işte…
Son derecede kaliteli bir espri yapan Mehmet Ali Birand için neler söyleyiverdi kafası atınca…
Bir zamanlar Birand için en düzeysiz, en kirli, en hak edilmemiş yazıları yazan yakın arkadaşı Emin Çölaşan’ın eski makalelerinden “ödünç” almış olmalı o cümleleri…
Tamam ama bu neyi değiştirir?..
Yaşayan bütün uluslar arası değerli siyasetçilerin ve sanatçıların yakın dostu olan ve şimdi de Uğur Dündar’ın suçlamaları sorulduğunda, “Esad’la görüşmeye gidiyorum” diyen Mehmet Ali Birand’ın değerinden bir şey kaybettirebilir mi?..
Aman ha!...
Birand’ın “Esad” dediği kişi Uğur Dündar’ın ancak görüşebildiği fırıncı Esad değil…
Suriye’nin Devlet başkanı Esad…
Eskilerin dediği gibi tamamlayayım:
“Karınca çelik yeğende delik açamaz”…
 
Not: Değerli okurlarım. Yorum yapamıyorsunuz çünkü bu analizi yoruma kapadım. Neden mi?.. Çünkü Uğur Bey yorum yapıp da kendisini eleştirenleri mahkemeye veriyor. Başınızı belâya sokmamak için, analizimizde kendisine yönelik tek bir kelime ile bile olsa "hakaret" olmadığı halde biz olası mahkeme tehlikesini kendimiz göze aldık.  A. B. O.
ÇOK OKUNANLAR