Onların medyası, bizim medyamız...
Bizim medyamızın gazeteci/köşe yazarı, ankorman, moderatörleri terörün, enflasyonun, kur ve faiz artışlarının beddua edildiği, lanetlendiği zaman biteceğine inanır…
Gelişmiş demokrasilerde gazeteci/köşe yazarı, ankorman, moderatör kesin bilgi sahibi olmadığı, “uzmanlık” gerektiren bir konuda sadece uzman görüşlerine yer verir…
O konuda yorum yapmaz…
Ahkâm kesmez…
Ne felâket tellallığına…
Ne de umut tacirliğine soyunur…
Elinde somut belge olmaksızın kimseyi suçlamaz…
Kimseyi övmez…
Davet ettiği uzmanların durumu veya olayı kendi pencerelerinden anlatmalarına imkân tanır…
Tek yaptığı, sorularıyla olayın daha net anlaşılmasını sağlamaktır…
* * *
Gelişmiş demokrasilerde gazeteci/köşe yazarı, ankorman veya moderatör; derinlemesine bilgi sahibi olmadığı bir konuda kimin haklı olduğuna karar vermez…
Haliyle…
İzleyenlere “falanca doğru söylüyor galiba” demez...
Kendisinde o yetiyi görse bile kararı okura, dinleyiciye, izleyene bırakır…
Gelişmiş demokrasilerde gazeteci/köşe yazarı, ankorman veya moderatör bilmediği bir konuda, farklı görüş belirten her konuğuna “haklısınız valla” demez…
* * *
Gelişmiş demokrasilerde gazeteci/köşe yazarı, ankorman, moderatör yazıyı yazmadan veya programa çıkmadan önce konuyu çok iyi çalışır…
Konuya ilişkin farklı görüşleri okur…
Kamuoyunun bilmediği ama cevaplarını merak ettiği soruları hazırlar…
Yazıyı yazarken demagoji yapmaz…
“Yanlışı doğru, doğruyu yanlış” göstermek ısrarından kaçınır…
Tartışmayı yönetirken, görüşler arasında taraf olmaz…
* * *
Gelişmiş demokrasilerin medyasında bir gazeteci yazar televizyoncu ankorman, liberal ekonomilerde manipülatörün “suçlu”, spekülatörün ise “risk alan” iş insanı olduğunu bilir…
Bildiği için de; spekülatöre “stokçu” demez…
Çünkü…
Ve yine bilir ki…
Liberal ekonomilerde bir ürünü stoklamak bir kişinin yasal hakkıdır…
Bunu hükümet politikalarının yanlış olduğunu düşünüp doğabilecek bir ekonomik krizi “hasarsız” atlatmak için de yapabilir…
“Sermayesinin değerini korumak” amacıyla da yapabilir…
Ancak unutulmamalı ki bir spekülatör her zaman risk altındadır…
* * *
Gelişmiş demokrasilerin medyasında bir gazeteci yazar televizyoncu ankorman bir spekülatöre “inşallah kursağında kalır, inşallah burnundan fitil fitil gelir, inşallah zehir zıkkım olur. İnşallah, inşallah” diyerek beddua etmez…
* * *
Bizim medyamızın gazeteci/köşe yazarı, ankorman, moderatörleri ise:
Terörün, enflasyonun, kur ve faiz artışlarının beddua edildiği, lanetlendiği zaman biteceğine inanır…
Ve bol bol lanet okur, beddua eder…
* * *
Yani…
Gelişmiş demokrasilerin medyasında yapılması “gazetecilik ilke ve ahlâkına uymayan” ne kadar meslek ayıbı varsa inadına hepsini yapar bizimkiler…
Ve tabii ki tartışma programlarında kavga çıkar…
Hâsılı…
Bu kafaların medyada ve siyasette en etkin görevlerde bulunduğu bir ülke ekonomisinin, “muasır medeniyetler” seviyesine çıkacağını beklemek “ham hayal”dir…
* * *
Oofff offff….
Benim kuşağım Hüsamettin Çelebi’nin yönettiği “açık oturumları” izledi…
Benim kuşağım Bozkurt Güvenç’in konuklarından bir ya da birkaçına hardal tanesi kadar bile iltimas geçmediği açık oturumları gördü…
O açık oturumlara konuk olan uzmanlar, siyasetçiler, gazeteciler güncel bir konuyu veya sorunu bugünküler gibi birbirlerini aşağılayarak tartışmazlardı…
Kimse kimsenin sözünü kesmezdi…
* * *
Kimileriniz, “Efendi, efendi!.. her şey değişirken moderatörlük aynı mı kalacaktı?.. Baksana adı bile değişti” diyebilir…
İtirazım yok…
Tabii ki her şey değişir…
Değişmemesi fizik kurallarına da sosyoloji bilimine de aykırı…
Ama…
Bu değişim gelişimi getirse…
Geriye değil de ileriye doğru olsa kıyamet mi kopar?..
Yakup MURAT