Önceden planlı ve sipariş üzerine operasyon!
Samanyolu Tv Ankara Temsilcisi Abdullah Abdülkadiroğlu cemaat operasyonunu İnternethaber'e değerlendirdi.
Dün gece yarısı başlayan "paralel devlet" operasyonun yankıları devam ediyor. İstanbul polisinin gece yarısı başlattığı, günün ilk ışıklarına kadar süren operasyonlarda aralarında İstanbul Emniyetinin üst düzey kadrosunda görev yapmış eski emniyet müdürlerinin de bulunduğu çok sayıda kişi gözaltına alındı.
Operasyonun yapılma gerekçesi Başbakan ve bakanlar ile MİT müsteşarının 'örgüt üyesi' gibi gösterilerek dinlenmesi olarak açıklandı.
Operasyonu İNTERNETHABER'den Nesrin Yılmaz'a değerlendiren cemaatin yayın organı Samanyolu Tv Ankara Temsilcisi Abdullah Abdulkadiroğlu şunları söyledi:
ÖNCEDEN PLANLI VE SİPARİŞ ÜZERİNE OPERASYON
Operasyonun başlayacağı bir gün öncesinden yazılıp çizilmeye başlanmıştı. Dolayısıyla hem bir taraftan iktidara yakın medya organlarında çalışan Emniyet muhabirlerine haber verildiği sosyal medyada da yazılmaya başlanmıştı. Önceden planlı ve sipariş üzerine yapılan, iktidarın kendine yakın medyayı da bir psikolojik unsur olarak kullandığı bir operasyon. Bu operasyonu, psikolojik operasyonla birlikte, topluma korku salma, bir ders verme operasyonu gibi de değerlendiriyorum.
PİSLİKLERİNİ ÖRTMEK İÇİN OLUŞTURULAN BİR ŞEY
Biraz kaçak dövüşülüyor. Başbakan'ın "paralel yapı" diyerek cemaati hedef aldığını düşünürsek bu operasyonun tek hedefinin cemaat olduğunu söyleyebiliriz. Aslında iktidarın malesef bulaştığı yasadışı işleri perdelemek için cemaati öne sürmesi ve bunların bütün sorumlusunun cemaat olduğunu söyleyerek başka bir algı oluşturmak kaydıyla, cemaati sanki bir ihanet şebekesi gösterme arayışı. Bu, tamamen kendilerinin bulaştıkları pislikleri ve hukuk karşısında suç olarak adlandırılan işleri perdelemek için oluşturulan bir şey.
BU POLİSLER ŞİMDİ Mİ DARBECİ OLDULAR
Başbakan ve Erdoğan hükumeti dün akşam gözaltına alınan Emniyet Müdürlerinin yaptıkları operasyonlarla gurur duyarlardı. Terör örgütlerine karşı çok başarılı operasyon yapmış isimler vardı içlerinde, ben şahsen hiçbirini tanımıyorum. Birkaç sene öncesine kadar Erdoğan hükumetinin yüzyüze kaldığı birçok sıkıntılı durumda başarılı operasyonlar yaptılar. Bu insanlar o zaman çok başarılı polis müdürleriydi de bir anda mi size karşı darbe planı içerisine girdiler. Bunlar tutarlılığı olmayan şeyler. Şu anda her şey kamuoyu üzerinde oluşturulan bir algı üzerinden gidiyor.
POLİS OPERASYONU KENDİ KAFASINA GÖRE YAPAMAZ
Bu insanlar 17-25 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu'nda görev alan isimler. Tabii ki, bu polisler bu operasyonları kendi kafalarına göre yapamazlar. Savcı bir soruşturma başlatır, o soruşturma sonucunda bir operasyon için hakimden karar çıkartır ve yargıdan çıkan karar üzerine emniyet bunu uygular. Dinlemeler de böyle, polisler kafasına göre kimseyi dinleyemezler. Bunlardan dolayı niçin direkt polisler hedef alınıyor.
SİYASİ GÜÇ GÖSTERME OPERASYONU
Şu anda bu bir hukuk ve yargı operasyonundan ziyade bir siyasi güç gösterme operasyonu olduğu için her yere sıçrayabilir. Çünkü bu operasyon hukukun askıya alındığı bir düzlemde gerçekleştiriliyor. Medyaya sıçrayabilir, yargıya sıçrayabilir, sivil topluma sıçrayabilir. İş hukukun dışına çıktığı vakit işin ucunun nereye doğru gideceğini bilemezsiniz.
ZAMANLAMASI MANİDAR OLAN ŞEYLER
Bu operasyonda Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonunu gerçekleştiren polisler gözaltına alındı. Fakat bu polisler başka bir kılıf adı altında gözaltına alındılar. Selam Tevhid soruşturması üzerinden bu insanlar yasadışı dinlemeler yapmış ve bir örgüt kurup casusluk yapmış gibi gösteriliyorlar. Bu, tamamen iki amaca yönelik göstermelik bir durumdur. Bir casusluk soruşturması olan Selam Tevhid Örgütüne yönelik olan bu soruşturmayı itibarsızlaştırmak ve o soruşturmayı ortadan kaldırmak içindir. Ki bugün bu operasyonun başladığı saatlerden bir süre sonra İstanbul Başsavcılığı Selam Tevhid soruşturmasıyla ilgili takipsizlik kararı verdi. Dolayısıyla bunlar zamanlaması manidar olan şeyler.
Doayasına bakıldığında apaçık bir casusluk eylemi olduğu görülen bu soruşturmayla ilgili bir taraftan takipsizlik kararı veriyorsunuz, bir taraftan da bugün gözaltına alınan bu emniyetçilerin hepsini Selam Tevhid Örgütü adı altında bir yasadışı casusluk içine girmiş insanlar gibi gösteriyorsunuz. Bu tamamen toplum üzerinde bir algı mühendisliği oluşturma çabasıdır.
30 MART ÖNCESİ YAPILDIĞI GİBİ ALGI OPERASYONU
Nasıl ki 30 Mart seçimlerinden önce Dışişleri Bakanlığı'ndaki o gizli toplantının dinlenmesi ve servis edilmesiyle toplum üzerinde bir algı operasyonu yapıldıysa, cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde de bu operasyonla benzer bir algı operasyonu yapılıyor. Dışişleri Bakanlığı'ndaki gizli görüşmenin afişe edilmesiyle nasıl ki bir casusluk faaliyeti varmış gibi gösterildi ve bu durum iktidar partisinin oylarının 2-3 puan artmasına neden oldu, burada da yine toplumda casusluk algısı yaratılarak seçime yönelik bir yatırım yapmaya çalışılıyor. Ama bu hukuk devletinde olmaması gereken bir tarz.
CEMAAT MESELESİNİN ÖTESİNDE BİR DURUM
Ortada cemaatin cevap vereceği bir durum yok. Sonuçta bu insanlar kamu görevlisi insanlar. Siz gidip cemaatin bir okulunda öğretmenleri gözaltına alsanız, cemaatin yayın organına gidip oradakileri gözaltına alsanız cemaat buna bir tepki gösterebilir ama buradaki insanları hepsi devlette çalışan insanlar. Üstelik bu insanların hepsi bu iktidar döneminde çok başarılı işlere imza atmış, iktidarın menfaatine olacak operasyonlara imza atmış isimler. Bu, cemaat meselesinin ötesinde bir durum. Burada, bir hukuk devletinin yapmaması gereken bir durum söz konusu.
Operasyonun yapılma gerekçesi Başbakan ve bakanlar ile MİT müsteşarının 'örgüt üyesi' gibi gösterilerek dinlenmesi olarak açıklandı.
Operasyonu İNTERNETHABER'den Nesrin Yılmaz'a değerlendiren cemaatin yayın organı Samanyolu Tv Ankara Temsilcisi Abdullah Abdulkadiroğlu şunları söyledi:
ÖNCEDEN PLANLI VE SİPARİŞ ÜZERİNE OPERASYON
Operasyonun başlayacağı bir gün öncesinden yazılıp çizilmeye başlanmıştı. Dolayısıyla hem bir taraftan iktidara yakın medya organlarında çalışan Emniyet muhabirlerine haber verildiği sosyal medyada da yazılmaya başlanmıştı. Önceden planlı ve sipariş üzerine yapılan, iktidarın kendine yakın medyayı da bir psikolojik unsur olarak kullandığı bir operasyon. Bu operasyonu, psikolojik operasyonla birlikte, topluma korku salma, bir ders verme operasyonu gibi de değerlendiriyorum.
PİSLİKLERİNİ ÖRTMEK İÇİN OLUŞTURULAN BİR ŞEY
Biraz kaçak dövüşülüyor. Başbakan'ın "paralel yapı" diyerek cemaati hedef aldığını düşünürsek bu operasyonun tek hedefinin cemaat olduğunu söyleyebiliriz. Aslında iktidarın malesef bulaştığı yasadışı işleri perdelemek için cemaati öne sürmesi ve bunların bütün sorumlusunun cemaat olduğunu söyleyerek başka bir algı oluşturmak kaydıyla, cemaati sanki bir ihanet şebekesi gösterme arayışı. Bu, tamamen kendilerinin bulaştıkları pislikleri ve hukuk karşısında suç olarak adlandırılan işleri perdelemek için oluşturulan bir şey.
BU POLİSLER ŞİMDİ Mİ DARBECİ OLDULAR
Başbakan ve Erdoğan hükumeti dün akşam gözaltına alınan Emniyet Müdürlerinin yaptıkları operasyonlarla gurur duyarlardı. Terör örgütlerine karşı çok başarılı operasyon yapmış isimler vardı içlerinde, ben şahsen hiçbirini tanımıyorum. Birkaç sene öncesine kadar Erdoğan hükumetinin yüzyüze kaldığı birçok sıkıntılı durumda başarılı operasyonlar yaptılar. Bu insanlar o zaman çok başarılı polis müdürleriydi de bir anda mi size karşı darbe planı içerisine girdiler. Bunlar tutarlılığı olmayan şeyler. Şu anda her şey kamuoyu üzerinde oluşturulan bir algı üzerinden gidiyor.
POLİS OPERASYONU KENDİ KAFASINA GÖRE YAPAMAZ
Bu insanlar 17-25 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu'nda görev alan isimler. Tabii ki, bu polisler bu operasyonları kendi kafalarına göre yapamazlar. Savcı bir soruşturma başlatır, o soruşturma sonucunda bir operasyon için hakimden karar çıkartır ve yargıdan çıkan karar üzerine emniyet bunu uygular. Dinlemeler de böyle, polisler kafasına göre kimseyi dinleyemezler. Bunlardan dolayı niçin direkt polisler hedef alınıyor.
SİYASİ GÜÇ GÖSTERME OPERASYONU
Şu anda bu bir hukuk ve yargı operasyonundan ziyade bir siyasi güç gösterme operasyonu olduğu için her yere sıçrayabilir. Çünkü bu operasyon hukukun askıya alındığı bir düzlemde gerçekleştiriliyor. Medyaya sıçrayabilir, yargıya sıçrayabilir, sivil topluma sıçrayabilir. İş hukukun dışına çıktığı vakit işin ucunun nereye doğru gideceğini bilemezsiniz.
ZAMANLAMASI MANİDAR OLAN ŞEYLER
Bu operasyonda Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonunu gerçekleştiren polisler gözaltına alındı. Fakat bu polisler başka bir kılıf adı altında gözaltına alındılar. Selam Tevhid soruşturması üzerinden bu insanlar yasadışı dinlemeler yapmış ve bir örgüt kurup casusluk yapmış gibi gösteriliyorlar. Bu, tamamen iki amaca yönelik göstermelik bir durumdur. Bir casusluk soruşturması olan Selam Tevhid Örgütüne yönelik olan bu soruşturmayı itibarsızlaştırmak ve o soruşturmayı ortadan kaldırmak içindir. Ki bugün bu operasyonun başladığı saatlerden bir süre sonra İstanbul Başsavcılığı Selam Tevhid soruşturmasıyla ilgili takipsizlik kararı verdi. Dolayısıyla bunlar zamanlaması manidar olan şeyler.
Doayasına bakıldığında apaçık bir casusluk eylemi olduğu görülen bu soruşturmayla ilgili bir taraftan takipsizlik kararı veriyorsunuz, bir taraftan da bugün gözaltına alınan bu emniyetçilerin hepsini Selam Tevhid Örgütü adı altında bir yasadışı casusluk içine girmiş insanlar gibi gösteriyorsunuz. Bu tamamen toplum üzerinde bir algı mühendisliği oluşturma çabasıdır.
30 MART ÖNCESİ YAPILDIĞI GİBİ ALGI OPERASYONU
Nasıl ki 30 Mart seçimlerinden önce Dışişleri Bakanlığı'ndaki o gizli toplantının dinlenmesi ve servis edilmesiyle toplum üzerinde bir algı operasyonu yapıldıysa, cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde de bu operasyonla benzer bir algı operasyonu yapılıyor. Dışişleri Bakanlığı'ndaki gizli görüşmenin afişe edilmesiyle nasıl ki bir casusluk faaliyeti varmış gibi gösterildi ve bu durum iktidar partisinin oylarının 2-3 puan artmasına neden oldu, burada da yine toplumda casusluk algısı yaratılarak seçime yönelik bir yatırım yapmaya çalışılıyor. Ama bu hukuk devletinde olmaması gereken bir tarz.
CEMAAT MESELESİNİN ÖTESİNDE BİR DURUM
Ortada cemaatin cevap vereceği bir durum yok. Sonuçta bu insanlar kamu görevlisi insanlar. Siz gidip cemaatin bir okulunda öğretmenleri gözaltına alsanız, cemaatin yayın organına gidip oradakileri gözaltına alsanız cemaat buna bir tepki gösterebilir ama buradaki insanları hepsi devlette çalışan insanlar. Üstelik bu insanların hepsi bu iktidar döneminde çok başarılı işlere imza atmış, iktidarın menfaatine olacak operasyonlara imza atmış isimler. Bu, cemaat meselesinin ötesinde bir durum. Burada, bir hukuk devletinin yapmaması gereken bir durum söz konusu.