Ölümünün 76. Yılında Atatürk, Ak Parti ve CHP…
Sayın Cumhurbaşkanı başta olmak üzere Ak Partili milletvekilleri, “Ak Partili” bilinen köşe yazarları Atatürk’ü çok fena aşağılıyor, hakaret ve hatta küfür ediyorlar…
ADNAN BERK OKAN
Siyasetçiler aynı zamanda birer sosyolog ve psikolog da olmalı…
Çünkü siyasetin müşterisi insan…
Siyaset “insan” için yapılan bir meslek…
Bir tür satış…
Siyasetçi “empati” yapmayı bilmeli…
Yani…
Seçmenin düşüncelerini okuyabilmeli, ne zaman nasıl davranacağını öngörebilmeli…
Mevcut siyasi partiler içinde bunları en iyi yapanlar Ak Partili kadrolardı…
Evet…
“Di’li geçmiş zaman” eki kullandım…
Çünkü…
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra Erdoğan’la birlikte Ak Partili siyasetçiler ve bilhassa köşe yazarları büyük bir değişim yaşıyorlar…
Oysa…
Süleyman Demirel’den hayatım boyunca duyduğum en doğru söz de işte bu… Bugün… Unutursak her şeyimizi kaybedeceğimiz büyük önderimizin ölümünün 76. Yılı… Onun için söylenebilecek her şey söylendi bugüne kadar… Belki bir tek Demirel’in söylediği kalmıştı… O da artık söylenen sözler arasındaki yerini aldı… O halde ben de Atatürk’le ilgili bir anekdotu paylaşayım sizlerle…
Atatürk hiçbir zaman hiç kimseye biat etmedi… Ne padişaha, ne sadrazama… Onurlu, sağlam karakterli biri olacağı daha çocuk yaşındayken belliydi… Mektepteyken hiç sevmediği şeylerden biri Arapça dersleri ve yere bağdaş kurarak oturmaktı… Bir gün bir Arapça dersinde ayağa kalktı… Dersi ayakta dinledi… Hocası sert bir ses tonuyla: “Otur yerine!” diye emretti… “Dizlerim ağrıyor” dedi Mustafa… Hocası sinirlendi: "Bana karşı mı geliyorsun?" diye gürledi sesi. "Evet karşı geliyorum" dedi bu defa da... Aynı anda diğer bütün çocuklar "Evet karşı geliyoruz" diyerek ayağa kalktılar… Hoca sınıfı terk etmek zorunda kaldı…
Süleyman Demirel Demokrasi ve Kalkınma Müzesi’nin açılışında bir dostum, “dikkat ettin mi?” dedi… “Neye?” diye sordum… “Hem türkülerimizi seviyor ve dinliyor hem de Batı Müziğine sevdalı…” “Evet” dedim… “Bu özelliğini biliyordum ve bugün bir kez daha hayran kaldım… Bu tarafını Atatürk’e benzettim… O da Klasik Batı Müziği ve türkü dinlemeyi çok severdi…” Bu minik sohbetin sebebi ne miydi?.. Söyleyeyim: Demirel açılışta sahne alan CHP Muğla Milletvekili ve Türk Halk Müziği sanatçısı Tolga Çandar’ı ve keman sanatçısı Canan Anderson’u aynı heyecan ve keyifle dinlemişti… Demirel’in müzik zevkini Atatürk’e benzetince dostum da bir başka benzerliklerini hatırlattı… Atatürk çok güzel bir Türkçe ile konuşurdu… Telaffuzu gayet düzgündü… Ama… Bazen tam bir Makedonya şivesine kaçıverirdi dili… Meselâ, “çocuk” demez, “çucuk” derdi… “Gitti” yerine “gittı” demeyi tercih ederdi… Demirel de o güzelim Türkçesinin arasına sevimli Isparta şivesini katmasıyla ünlü değil miydi?.. Evet… İnanıyorum ki Ak Partililerin ve iktidar medyasının ona yaptıkları saygısızlık ve edepsizliklerden sonra onu daha çok özlüyor daha çok arıyoruz… İnşallah bir gün (Umarım gecikmeden) onlar da eğer Atatürk’ü unutursak her şeyimizi kaybedeceğimiz gerçeğini görürler ve hakaretlerinden vazgeçerler…
|
Unutmamalılar ki Ak Parti son 12 yıldır girdiği bütün seçimleri rakip partilerin (Bilhassa CHP’lilerin) Ak Partili seçmenleri aşağılaması sayesinde kazandı…
CHP’li politikacılar ve yazarlar Ak Partili seçmenlerin konuşmalarını, giyim kuşamlarını, yaşamlarını ve hatta dini inançlarını aşağıladılar…
Kimisi Ak Partili seçmenin başındaki örtüyü çekti…
İnançlarıyla alay etti…
İmam hatip liselerini “böcek yuvası” gibi gördü…
30 Mart gecesi yerel seçim sonuçları belli olduğunda “Cemaat Holding medyası ve Sözcü...” başlığı altında yayımlanan ve seçimleri yine Ak Parti’nin neden kazandığını analiz eden makalemin bir yerinde şöyle diyordum:
" (Gülen Cemaatine gönül verenler) ‘Eyvah!’ diyorlar... ‘Ya bizim oylarımızla bu CHP yükselir Ak Parti ise iktidardan düşerse ne yaparız?.. Ya kazandığımız bu özgürlükleri yine elimizden alırlarsa?..’ "
Evet…
30 Mart ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, gazeteleri (Zaman ve Bugün) 1 milyonun üzerinde eve giren cemaatçi seçmenler, CHP’li aday/lar/a oy vermediler…
Çünkü…
Ak Parti kaybederse karşılarına eski CHP’nin çıkacağından korktular…
Dönemin başbakanı Erdoğan da gece gündüz demedi, ekranlarda ve miting meydanlarında seçmenine eski CHP’yi hatırlattı…
Fakat…
Önümüzdeki seçimde Ak Parti’yi çok büyük bir tehlike bekliyor…
Tehlike “Atatürk”…
Nasıl mı?..
Anlatayım…
Ak Partili milletvekilleri, “Ak Partili” bilinen köşe yazarları Atatürk’ü çok fena aşağılıyor, hakaret ve hatta küfür ediyorlar…
Oysa CHP sözcüleri Ak Partili seçmenlerin kutsallarına karşı saygılı davranıyorlar….
Bilhassa fukara Ak Parti seçmeni Mehmet Bekaroğlu’dan çok etkileniyor…
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve parti sözcüleri iktidar olduklarında, inanç özgürlüğü konusunda asla eskiye dönüş olmayacağını taahhüt ediyorlar…
Artık camilerde, cenaze namazlarında daha çok CHP’li görüyoruz…
Daha çok “Allah kısmet ederse” diyorlar daha çok “İnşallah” temennisinde bulunuyorlar…
Ak Partililer ise Atatürk’e daha önce etmedikleri kadar çok küfür ve hakaret ediyorlar…
Daha geçen gün Ak Partililiğiyle bilinen bir zat televizyonda Atatürk’e hakaretler yağdırdı…
Baştan kanalı cezalandırmayan RTÜK o kadar büyük baskı altında kaldı ki ceza vermek zorunda kaldı…
Yani…
Cumhurbaşkanı, Ak Partili milletvekilleri, teşkilâtlar ve köşe yazarları Atatürk’ü böylesine aşağılamaya devam ederlerse CHP’ye tek başına iktidar olma umudu doğmasa bile…
Ak Parti’ye seçim kaybettirme fırsatı doğuyor…
Bunun için ne mi yapmalılar?..
O halde buyurun okuyun lütfen:
- CHP Genel Başkanı, CHP’li milletvekilleri ve teşkilâtlar Ak Partili seçmenlerin kutsallarına saygıda kusur etmemeliler…
- Dindar insanların inançlarını doyasıya ve özgürce yaşamaları için her türlü imkânı yaratacaklarını taahhüt etmeliler…
- Ak Parti’nin erzak ve odun kömürle kandırdığı fukara insanları “Yardıma muhtaç” değil; “Devletten İhtiyaç Maaşı” alan insanlar olacaklarına inandırmalılar…
- CHP’li kökten laikçi, dini özgürlüklerin laik devletin yıkımı olduğunu düşünen köşe yazarlarıyla aralarına kırıp dökmeden mesafe koymalılar…
- Emine Ülker Tarhan ve benzeri milletvekillerinin partiden ayrılmalarına (İhraç değil) saygı duymalı, anlayışla karşılayıp onların seçmenlerini incitmemeliler…
- Milletvekili adaylarını da klâsik CHP’lilerden değil; dönüşüm ve değişime açık, liberal sosyal demokrat (Sendikacılığa ve emeğe saygı duyan), dindar olmasalar da dindarlığa saygı duyan, başörtüsü, namaz, oruç gibi ibadet ve inançlarla sorunu olmayan, vicdan sahibi olanlardan seçerse…
- Ve en önemlisi…
- CHP’li mevcut seçmeni de seçimi kazanabilmek için merkez parti olmak gerektiğine ikna ederse (Not: Aslında bunu en öne almalıyım… Yani bu; “Madde: 1” olmalı)…
Aha şuraya yazıyorum…
CHP bu dediklerimi yapar ve Ak Parti buna ragmen 2015 seçimlerinde % 35’i geçerse bir daha hayatımın sonuna kadar yazı yazmam…
Hem de hiçbir yerde yazmam…
Söz…