'Öldürmeyen Acı Güçlendirir!'
Radyocu, gazeteci ve yazar Arzu Çağlan, Best FM'den ayrılma sürecini ve yeni romanını Sayım Çınar'a anlattı.
20 yıllık bir radyocu, milyonların yakından tanıdığı bir isim, yazar ve gazeteci. Arzu Çağlan’dan söz ediyoruz. Best FM’de yaptığı bir programda Berkin Elvan ile ilgili sözlerinin ardından işine son verilen, devamında yeni romanıyla okurlarla buluşan Çağlan ile Sayım Çınar samimi bir söyleşiye imza attı.
En son Best FM’de karşılaştık. Kitaplarla ilgili bir kişiydin, yaptığın programda edebiyata, kitaplara hep yer açtın. Neden ayrıldın, neler oldu? Böylesine özdeşleşen biri nasıl oldu da Best FM’den kovuldu?
Gelen bir telefonla oldu. İş akdimin bittiğini telefondan öğrendim. Yayınlarımın içeriği sebebiyle bitti. O süreçte Berkin Elvan’ın cenazesi yaşanıyordu. Sırf ondan kaynaklandığını düşünmüyorum. 17 Aralık sürecinin baskısı vardı bence. Diğer radyoculardan farkım ben gazetecilik mezunuyum, hiçbir zaman coşalım radyocusu olmadım. Bu kadar acımasız olabiliyormuş hayat, şimdi görüyorum bunu.
HİÇBİR İNSANIN KOVULMASI BU KADAR HABER OLMAMIŞTIR
Gelenek vardır Best FM’de, özel radyoculuğun en önemli kalesidir, radyoya bakışımızı değiştirmiştir. Dinleyici ne dedi bu ayrılığa?
Twittera yazdıktan sonra radyo tarihine geçecek bir şey oldu, binlerce tweet atıldı, trending topic oldum. Sonradan bana söylendi. Ben farkında bile değildim. Hashtagler açıldı. Hiçbir insanın kovulması bu kadar haber olmamıştır. Program kayıtlarım yayınlandı, paylaşıldı. Dünyanın dört bir tarafından haberler, destekler geldi, hala da geliyor.
DESTEK OLAN DA ARAZİ OLAN DA ÇOK OLDU
Yayın dünyası nasıl tepkiler verdi?
Aydın düşünenler aradı. Güzel bir test oldu. Arazi olanlar oldu magazin dünyasından. İnsanların fena saf aldığını gördüm. Twitterda çok atıp tutanların gerçek yüzünü gördüm, baya ödlek olabildiklerini gördüm. Aman bizden bir şey mi ister korkusu yaşadılar benimle ilgili.
Best FM’de özgürlükçü bir bakış açısıyla program yaptın. Hiç aklına gelir miydi bir gün başına bunların gelebileceği?
Hayır hiç tahmin etmedim. Neler söyleniyor medyada biliyorsun, ana avrat konuşanlar, sırları ifşa edenler… Ben bunları yapmadım. Yalnızca işimi yaptım.
İLK GÜNLER ZOMBİ GİBİYDİM
Neler hissediyorsun şu an ve neler yapıyorsun?
Şu an yalnızım diyebilirim. Teklifler var, yazı yazmayla ilgili, televizyonda programcılıkla ilgili. Radyodan da geldi, ama o süreç çok karışıktı. O kadar yorulmuşum ki, inan son zamanlarda moralimi düzelten kitabımın çıkışı oldu. İlk günler zombi gibi oldum.
Yeni kitabının adı Ben, Sen ve O. Kitabından bahseder misin?
Bu kitabı yazmaya başladığımda sıkı ama eski usul bir roman yazmak istedim. 70’lerde birçok kadın yazarın yaptığı şeyi yapmak istedim esasında. Biliyorsun günümüzde chicklet denilen bir bela var. Mizahla, şirinlikle, aşkı anlatmak, sakar kızların başrolde olduğu hikayeler… Benim midem bulanıyor bundan. İçinde ne kadar dram varsa o kadar iyi. Bir kadın karakter var, kesişen hayatlar, aşk var. Bir dönem romanı, 90’lar, 2000’ler anlatılıyor. Özellikle 90’ları yazmaktan çok zevk aldım.
Yayınevinden memnun musun?
Destek Yayınları’ndan memnunum. Çok inandılar. İkinci baskıya girdik. Adı üstünde, destek oldular bana her aşamada.
Haftasunu dergisiyle bazı çalışmalar yaptığını biliyorum.
Müzik hakkında eleştiriler, yorum yazıları kaleme alıyorum. Biraz zaman istedim onlardan, devamında kaliteli güzel şeyler yazacağım. Eleştiriler, röportajlar, albümler…
ÖZGÜR NEFES ALABİLECEĞİM, KABİLE GİBİ YÖNETİLMEYEN
BİR YERDE ÇALIŞMAK İSTİYORUM
Bütün bu olanlardan sonra kendini nerede hissediyorsun, nerede görüyorsun? Yeni bir sayfa açıldı hayatında diyebilir miyiz?
Şu anda iyiyim. Kitabın gidişatı iyi. Seni öldürmeyen şey güçlendiriri yaşıyorum. 20 yıl öyle dolu geçmiş ki anlıyorum şimdi bazı şeyleri. Kabile gibi yönetilmeyen, özgür nefes alabileceğim bir yerde çalışmak istiyorum, yoksa çalışmam.
SEÇİMLERDEN SONRA BÜYÜK DEVİNİM YAŞANACAK
Son yıllarda medyanın değişimini yakından izledin. Ne düşünüyorsun?
Benim gibilerin her zaman yeri var. Deneyimliyim, radyo dünyasında atılımlar olacak, yöneticilik geçmişim de var benim. İki radyo kurdum, Radyo Alaturka ve Rock FM’i ben kurdum. Cumhurbaşkanlığı seçimlerini bekliyorum, devamında yeni yüzler olacak, büyük bir devinim yaşanacak. Yeniden radyoculuk yapar mıyım emin değilim. En iyi radyocular işsiz işin dramatik tarafı. Hop dedik Ayhan, Kırmızı Başlıklı Kız, Pınar Reyting, Hakan Gündüz, Melon Şapka…
MİSYONLAR, VİZYONLAR KARIŞTI
Bu kadar iyi radyocuların işsiz kalmasını neye bağlıyorsun?
Radyoda komik ücretlere insanlar çalıştırıyorlar. O yüzden yayınlar da ortada. Kimse işini ciddiye almıyor. Kaç kişi medya eğitimi alıyor tartışılır. Misyon, vizyon karıştı. Vizyonlar kesildi. Taşıyamıyorlar öteye.
Tavsiyelerin var mı yeni dönem medyasına? Muhabir olmadan köşe yazanlar, deneyim kazanmadan program kapanlara?
Sokağa inip yazsınlar, çok uçuyorlar bazen. Gezi sürecinde ne gördük, halk hareketiydi, ama ne alanlara çekildi, biz içinde olduğumuz halde anlamadık. İlle de zıtlaştırmaya gerek yok. Sokağa insiler. Tepeden bakmasınlar. Hayat dışarıda. Seçim zamanı yaptıkları saçma yorumları yapmazlar belki böylece. İnsanlar için bir lira bile önemli. Bunu lüks yerlerde yaşayarak anlayamazsınız.