Okumamışmış!.. Bi de okusaydı napardı acaba?
Can Ataklı, başkasının köşesindeki yalanları çalınca Hadi Özışık'a yakalanmıştı... Ataklı'nın "utangaç" savunması ise sadece güldürdü..
Can Ataklı, Yeniçağ gazetesi yazarı Ahmet Takan'ın yazısındaki "Yeni Başbakan Berat Albayrak” üfürmesini, kaynak göstermeden bir gün sonra köşesine almış ve haberin kaynağının da "Ankara'da kulağı delik biri" oolduğunu yazmıştı.
Can Ataklı'nın yalan olduğu her halinden belli bir iddiayı aynen köşesine taşıması İnternethaber Yönetim Kurulu Başkanı Hadi Özışık'ın radarına takılmıştı..
Hadi Özışık bu durumu "Can Ataklı, Ahmet Takan'ın yalanlarını nasıl copy-past yaptı?" başlığıyla köşesine taşımış ve şöyle demişti:
"Ahmet Takan'ın yalanlarını çalmak ne demek Can?
Bu bir ilk biliyor musun?
Hem de dünyada bir ilk!
Tebrikler kardeşim!"
UTANGAÇ BİR CEVAP GELDİ: O YAZIYI OKUMADIM!
Can Ataklı bugün köşesinde utangaç mı utangaç, hiçbir şey söylemeyen ama söylermiş gibi yapan bir cevap verdi...
Öncelikle kendisini suçüstü yakalayan Hadi Özışık'ın ismini veremedi Hadi Özışık'a cevap verirken; "bir yandaş yazar" demeyi tercih etti...
Oysa Hadi Özışık, açık açık onun ismini vermişti...
O yazıyı "copy-paste" yapmadığına kanıt olarak Can Ataklı'nın sunduğu tek delil "O gün Ahmet Takan'ın o yazısını okumamıştım" oldu...
Şu satırlar Can Ataklı'nın bugünkü yazısından:
"Bugüne kadar eğer daha önce yazılmış veya söylenmiş bir bilgiyi paylaşıyorsam mutlaka kaynağını söylemişimdir. Eğer Ahmet Takan'ın da yazdığını bilseydim (o gün okumamışım) mutlaka kaynağı belirtirdim. Çünkü en azından bilginin bir süre sonra yanlış çıkması olasılığına karşı kendimi korumuş olurdum."
İKİ YAZI ARASINDAKİ TEK FARK, "CAN ATAKLI'NIN SÜSLEME" KABİLİYETİ
Evet biz de tam bunu söylüyoruz Can Ataklı;
O yazının kaynağını yani Ahmet Takan'ı açık açık köşene alsaydın, o yalanın günahı senin değil, ilk yazanın olacaktı. Sen de copy-pasteci yazarlar arasına girmeyecektin...
Ama biz "acaba mı" diyen okuyucularımız için Ahmet Takan ve Can Ataklı'nın yazılarının ilgili bölümlerini aynen yayınlayalım...
Aradaki tek fark, Can Ataklı'nın Ahmet Takan'ın yazısını biraz süslemiş olması...
SARAYDA İKİNCİ "KEŞKE" SIKINTISI...
Ahmet Takan/30 Kasım 2016/YENİÇAĞ
..."Saray kaynakları, Erdoğan'ın, aynı Davutoğlu'nda olduğu gibi Yıldırım'da da büyük pişmanlık duyduğunu ifade ediyor. Davutoğlu'nun azledilme sürecinin başında olduğu gibi, Erdoğan'ın sık sık "Keşke Binali Yıldırım'ı Başbakan yapmasaydım" dediği Saray kulislerinde açıktan konuşuluyor. Zaten, uzun süredir damat Berat Albayrak'ın Binali Yıldırım'ı "hiç takmadığı", "partide ve Bakanlar Kurulu'nda gerçek söz sahibinin Berat Albayrak olduğu" konuşuluyor. Saray kaynakları, hükümet icraatlarında tüm kararların Erdoğan'a gitmeden son onayı Berat Albayrak'ın verdiğini söylüyor..."
YENİ BAŞBAKAN DAMAT BERAT ALBAYRAK
Can Ataklı/1 Aralık 2016/Korkusuz
Ankara'daki “kulağı delik” haber kaynağım “bütün bu olanlardan sorumlu tutulan kişi Başbakan Binali Yıldırım, yakında günah keçisi olarak ilan edilmesi ve görevden azledilmesi kimseyi şaşırtmasın” dedi.
Peki, Binali Yıldırım'ın da son kullanma tarihi geldiyse ve değiştirilecekse yerine getirilecek kişi kim?
Kaynağım “aslına bakarsan” dedi “Daha ilk günden itibaren Erdoğan'ın gönlünde damat bey vardı. Ancak o koşullarda (damadını başbakan yaptı) denmesin diye Binali Yıldırım'ı tercih etti” diye sürdürdü.
Erdoğan son günlerde çok yakın çevresine “Başından hata ettim, ilk düşündüğümü yapacaktım” diyormuş.
Berat Albayrak'a gelince; zaten başbakan gibi çalıştığı söyleniyor. Bakanlar ondan habersiz hiçbir adım atamıyormuş. Berat Albayrak'tan onay almayan hiçbir bakan saraya çıkamıyormuş, hazırladıkları projeler, alacakları kararlar hatta bakanlık içinde yayınlayacakları genelgeler, yönetmelikler bile önce Berat Albayrak'ın onayına sunuluyormuş. Berat Albayrak da bunları saraya danıştıktan sonra ilgili bakanları sonucu bildiriyormuş.