Okan Bayülgen itiraf etti: Konuk programdan sonra benimle sevişmek istedi
Okan Bayülgen Hülya Avşar'a itiraf etti: Bi' kere yaptık öyle, çektik gittik. Küstüler. Gelmemeye başladılar. Sonra da sevişmek istiyormuş. Ben yapamam dedim. Artık bu kadar da değil.
Hülya Avşar'ın Tv8'de yayınlanan programına konuk olan Okan Bayülgen, şov programına çağırdığı konuklarla ilgili öyle şeyler anlattı ki, ekran başındakiler şaşırmadan edemedi.
PROGRAMDA KONUK AĞIRLAMAK DERDİNDE DEĞİLİM
Okan Bayülgen: Bizim beyaz konuk ağırlama işini çok güzel yapar. Gül döker, sürprizler yapar. Onun programına konuk olunca, onun kulisine gittiğim zaman sürekli ağzıma bir takım çikolatalar tıkmaya çalışıyorlar. Biz leblebi bile vermiyoruz. Kuliste leblebi bile vermiyoruz. Niye? Cimri olduğumuz için mi? Hayır programa dünyanın parasını harcıyoruz, ne isterlerse getiriyoruz. Hiç bir zaman, kuru pasta, kuru bıdı, kuru fışı falan filan vermiyoruz. Onları ağırlamak derdinde değiliz.
Hülya Avşar: Ağırlamıyorsun zaten...
Okan Bayülgen: Onlarla beraber program yapmak derdindeyiz. Amerikalılar nasıl yapıyor. 5 dakika çıkıyor, oradaki adam da hazır. Pat küt, ham hum şaralop, bitti. Bitti konu bitti. Adam oraya bir şeyini tanıtmaya gelmiş. Nefis bir şey izledik ikisi beraber harkulade bir şov yaptılar bitti.
Hülya Avşar: Ne güzel kısa yoldan.
ADAM 45 DAKİKA OTURMUŞ GİT DİYORUZ...
Okan Bayülgen: Ben de bunu istiyorum. Adam orada oturmuş 45 dakika. Hadi diyoruz git. Ohoooo hemen mi diyor. Nereye geldiniz? Yatıya mı geldin kardeşim.
Hülya Avşar: Bir de en kötüsü... Sözüm meclisten dışarı sakın yanlış anlama. Program bitiyor bir de ondan sonra ağırlamak zorunda kalıyorsun.
Okan Bayülgen: Ben alasmarladık der giderim.
Hülya Avşar: Gitmek bilmiyorlar değil mi?
Okan Bayülgen: Nerede ağırlayorsun, nereye götürüyorsun sen konukları?
Hülya Avşar: Herkes yorgun kafası yorgun. Soru sormuşsun, cevap almışsın, kamera... Işıklar...
Okan Bayülgen: Ben hemen giderim. Sen eve mi götürüyorsun bir de...
Hülya Avşar: Hayır... Kuliste oturuyorsun. Ben yapmıyorum...
Okan Bayülgen: Ben de yapmıyorum. Ben çağırıyorum. Diyorum ki ne istersiniz? Şunu mu ikram edelim, bunu mu ikram edelim. Daha doğrusu Reyhan yapıyor.
Hülya Avşar: Sen yoksun ama...
Okan Bayülgen: Ben varım. Allaha şükür, iyi ki geldiniz diye...
Hülya Avşar: Ama ona da gerek var mı?
MEĞER BENİMLE SEVİŞMEK İSTİYORMUŞ KONUK...
Okan Bayülgen: Demek lazım. Bi' kere yaptık öyle, çektik gittik. Küstüler. Gelmemeye başladılar. Sonra da sevişmek istiyormuş. Ben yapamam dedim. Artık bu kadar da değil. Bunu bu Beyaz yaptı. Beyaz eve götürüyor demiyorum. Çok güzel ağırlıyor. Bu sene yaptı. 20 seneyi devirdik ikimiz de... Dedi ki bir programda benim tek amacım konuğu iyi ağırlamak. Ben de dedim ki o zaman otel açsaydın kardeşim. Benim amacım konuğu iyi ağırlamak değil.
Hülya Avşar: Niye ama... Şimdi sana kahve vermesek mesela...
Okan Bayülgen: Ben yakında kahve de vermeyeceğim. Benim işim konuk değil ki onun işini ortaya koymak. Onun kıskançlığı, şımarıklığı, onunla oturur bununla oturmam... Bunlar değil benim işim. Masaya niye geçtik biliyor musun. Ben onla oturmam bunla oturmam meselesi. Çok tatlı bir kız var. Benim eski arkadaşım. Nefis şarkılar söyleyen bir başka arkadaş var. Dedim ki ben sen bir elmas mücevhersin, diğerleri de çakıltaşı. Onlarla oturmak istemiyorsun. Ama programa kalmış 3 dakika. Bir elması dedim çakıltaşları arasına koysak yine parlamaz mı dedim. Hımmm filan falan yaptı. Bir baktım öbür arkadaş saksının altından çakıltaşı bulmuş. Elinde getirdi önüme attı. Belki çalıktaşıyız ama halkın sevgisini kazandık biz dedi. O kadar utandım ki o kızı ikna etmek için böyle dediğimden dolayı. Sonra çocukla arkadaş oldum. Ondan bin kere özür diledim. Ben senin yanındayım, ama onu da ikna etmem lazım. Özür diledim. Sonra da dedim ki Reyhan masaya geçiyoruz ve 25 tane konuk çağırıyoruz. Bir programa 40 konuk çağırdık. 40 konuğun 10 tanesi filan küstü gitti bize 30 konuk kaldı. Şimdi de öyle, bir konuk küstü gitti diyor Reyhan. Tamam kaç tane kaldı konuk? 18... Tamam devam.
PROGRAMDA KONUK AĞIRLAMAK DERDİNDE DEĞİLİM
Okan Bayülgen: Bizim beyaz konuk ağırlama işini çok güzel yapar. Gül döker, sürprizler yapar. Onun programına konuk olunca, onun kulisine gittiğim zaman sürekli ağzıma bir takım çikolatalar tıkmaya çalışıyorlar. Biz leblebi bile vermiyoruz. Kuliste leblebi bile vermiyoruz. Niye? Cimri olduğumuz için mi? Hayır programa dünyanın parasını harcıyoruz, ne isterlerse getiriyoruz. Hiç bir zaman, kuru pasta, kuru bıdı, kuru fışı falan filan vermiyoruz. Onları ağırlamak derdinde değiliz.
Hülya Avşar: Ağırlamıyorsun zaten...
Okan Bayülgen: Onlarla beraber program yapmak derdindeyiz. Amerikalılar nasıl yapıyor. 5 dakika çıkıyor, oradaki adam da hazır. Pat küt, ham hum şaralop, bitti. Bitti konu bitti. Adam oraya bir şeyini tanıtmaya gelmiş. Nefis bir şey izledik ikisi beraber harkulade bir şov yaptılar bitti.
Hülya Avşar: Ne güzel kısa yoldan.
ADAM 45 DAKİKA OTURMUŞ GİT DİYORUZ...
Okan Bayülgen: Ben de bunu istiyorum. Adam orada oturmuş 45 dakika. Hadi diyoruz git. Ohoooo hemen mi diyor. Nereye geldiniz? Yatıya mı geldin kardeşim.
Hülya Avşar: Bir de en kötüsü... Sözüm meclisten dışarı sakın yanlış anlama. Program bitiyor bir de ondan sonra ağırlamak zorunda kalıyorsun.
Okan Bayülgen: Ben alasmarladık der giderim.
Hülya Avşar: Gitmek bilmiyorlar değil mi?
Okan Bayülgen: Nerede ağırlayorsun, nereye götürüyorsun sen konukları?
Hülya Avşar: Herkes yorgun kafası yorgun. Soru sormuşsun, cevap almışsın, kamera... Işıklar...
Okan Bayülgen: Ben hemen giderim. Sen eve mi götürüyorsun bir de...
Hülya Avşar: Hayır... Kuliste oturuyorsun. Ben yapmıyorum...
Okan Bayülgen: Ben de yapmıyorum. Ben çağırıyorum. Diyorum ki ne istersiniz? Şunu mu ikram edelim, bunu mu ikram edelim. Daha doğrusu Reyhan yapıyor.
Hülya Avşar: Sen yoksun ama...
Okan Bayülgen: Ben varım. Allaha şükür, iyi ki geldiniz diye...
Hülya Avşar: Ama ona da gerek var mı?
MEĞER BENİMLE SEVİŞMEK İSTİYORMUŞ KONUK...
Okan Bayülgen: Demek lazım. Bi' kere yaptık öyle, çektik gittik. Küstüler. Gelmemeye başladılar. Sonra da sevişmek istiyormuş. Ben yapamam dedim. Artık bu kadar da değil. Bunu bu Beyaz yaptı. Beyaz eve götürüyor demiyorum. Çok güzel ağırlıyor. Bu sene yaptı. 20 seneyi devirdik ikimiz de... Dedi ki bir programda benim tek amacım konuğu iyi ağırlamak. Ben de dedim ki o zaman otel açsaydın kardeşim. Benim amacım konuğu iyi ağırlamak değil.
Hülya Avşar: Niye ama... Şimdi sana kahve vermesek mesela...
Okan Bayülgen: Ben yakında kahve de vermeyeceğim. Benim işim konuk değil ki onun işini ortaya koymak. Onun kıskançlığı, şımarıklığı, onunla oturur bununla oturmam... Bunlar değil benim işim. Masaya niye geçtik biliyor musun. Ben onla oturmam bunla oturmam meselesi. Çok tatlı bir kız var. Benim eski arkadaşım. Nefis şarkılar söyleyen bir başka arkadaş var. Dedim ki ben sen bir elmas mücevhersin, diğerleri de çakıltaşı. Onlarla oturmak istemiyorsun. Ama programa kalmış 3 dakika. Bir elması dedim çakıltaşları arasına koysak yine parlamaz mı dedim. Hımmm filan falan yaptı. Bir baktım öbür arkadaş saksının altından çakıltaşı bulmuş. Elinde getirdi önüme attı. Belki çalıktaşıyız ama halkın sevgisini kazandık biz dedi. O kadar utandım ki o kızı ikna etmek için böyle dediğimden dolayı. Sonra çocukla arkadaş oldum. Ondan bin kere özür diledim. Ben senin yanındayım, ama onu da ikna etmem lazım. Özür diledim. Sonra da dedim ki Reyhan masaya geçiyoruz ve 25 tane konuk çağırıyoruz. Bir programa 40 konuk çağırdık. 40 konuğun 10 tanesi filan küstü gitti bize 30 konuk kaldı. Şimdi de öyle, bir konuk küstü gitti diyor Reyhan. Tamam kaç tane kaldı konuk? 18... Tamam devam.