Oğuz Haksever'in ele güne rezil olduğu o an...
O anda sizi dinleyenlerin beyinlerine “Haaaa… Demek ki İhsanoğlu CB olursa vesayet sistemi devam edecek” algısını yerleştirmek…
ADNAN BERK OKAN
Olmaz ya…
Olmaz…
Olmamalı…
Bir gazeteci…
Hele Oğuz Haksever gibi yılların gazetecisi…
Yılların moderatörü böylesine “Operasyonel“ bir soru sormamalı…
Oğuz ve çok sayıda meslektaşının ekranlarda yaptığı işe “Moderatörlük” denilmesinin sebebi; kelime anlamının “Ilımlılık, ölçülülük” olması…
Siyasi veya sosyal konularda sual soranların, muhataplarına karşı “ölçülü, ılımlı” olmaları gerektiğini anlatıyor yani…
İyi ama bu mu “Ilımlılık”?..
Bu mu “Ölçülülük” Oğuz?..
Cumhurbaşkanı adaylarından…
Sakinliğinin yanı sıra esprili, hazır cevap kimliğiyle tebarüz eden bir konuğa sorulacak soru muydu Allah aşkına?..
Ey güzel insanlar!..
NTV'de yayınlanan programı izlemeyenleriniz için, Oğuz’un Ekmel Bey’e sorduğu suali hatırlatayım…
Buyurun okuyun lütfen:
“1982 anayasası bir vesayet sistemi getirdi. Cumhurbaşkanı bir kontrol mekanizması… Siz seçilirseniz bu kontrol mekanizması devam edecek diye…”
Evet…
"Soru"dan ziyade bir "Hüküm Cümlesi" yani...
1982 anayasası bir vesayet sistemi getirmiş...
Cumhurbaşkanı bir kontrol mekanizması imiş…
Ekmel bey seçilirse bu kontrol mekanizması devam edecek(miş)...
Aynen böyle…
Efendim...
Suali tevcih eden Oğuz usta ve yıllanmış bir “gazeteci”…
Ekmel Bey’in rakiplerinden birinin (Tayyip Bey) son 12 yıldır başbakan (Kontrolü, vesayeti elinde tutan en güçlü kişi) olduğunu biliyor…
Daha önemlisi…
“Kontrol/Vesayet” mekanizması olarak tanımladığı cumhurbaşkanlığı koltuğunda son 7 yıldır; Ak Parti Hükümetinin ilk başbakanı ve partinin “Kurucu Genel Başkanı” Abdullah Gül’ün oturduğunu da biliyor…
Yani...
"Vesayet" var ise eğer...
Yani...
"Kontrol mekanizması devam ediyorsa"...
Vasi ve kontrolörler Ak Partili...
Oğuz ise çocukların dahi bildiği bu gerçeği bile bile soruyor:
“1982 anayasası bir vesayet sistemi getirdi. Cumhurbaşkanı bir kontrol mekanizması… Siz seçilirseniz bu kontrol mekanizması devam edecek diye…….”
E pes vallahi Oğuz…
Ayıp yani…
Ve…
Yazık yani…
Kendi kendini rezil ettin…
Usta bir moderatör, kendi kalesine gol olarak girecek bir pası atmaz karşı taraf oyuncusuna…
Eğer…
O “ayıplı” sualine İhsanoğlu’nun, “Nasıl yani?.. Abdullah Bey’den mi devralacağım?.. Sayın Gül’den mi devralacağım?.... .abdullah bey vesayet altında mı?... Anlamak istiyorum yani... Ne vesayeti?..” cevabını vereceğini tahmin edemediysen o işi nasıl yapabiliyorsun Oğuz?...
Moderatör sadece soru soran değil; soracağı soruya alabileceği cevapları “doğru” öngören (Şirin Payzın, Uğur Dündar, Fatih Altaylı, Ahmet Hakan, Can Dündar, Enver Aysever) ve karşı soruyu hazır tutan kişi demektir…
Sorduğu sorunun cevabının “doksandan gol” olarak kalesine gireceğini göremeyen…
Haliyle arkasından gelecek cevabı hazırlayamayan birinden “moderatör” olmaz…
Olmamalı…
Bana göre meslek hayatının golünü yedin Oğuz…
Hele Ekmel Bey’in “Nasıl yani?.. Abdullah Bey’den mi devralacağım?.. Sayın Gül’den mi devralacağım?..” cevabı karşısında o çaresiz ve zavallı gülüşün var ya…
Hiçbir karşılık veremeden kıkırdayışın…
Keşke imkânın varsa arşivlerden silebilsen…
Zira…
O sualin…
Ekmel Bey’in o muhteşem cevabı…
Ve…
Senin çaresizlik içinde kıkırdayışın; iletişim fakültelerinde “bir moderatör hangi hatayı asla yapmamalı?” dersi olarak okutulacak…
Çocuklarını, torunlarını üzmek, kızdırmak isteyenler o sualini ve cevabını yayınlayacaklar sosyal sitelerde…
Yazık ettin yılların deneyimine…
İşte gördük…
Bir soru sordun, meslek hayatın değişti Oğuz…
Değer miydi?..
Amacın neydi?..
O anda sizi dinleyenlerin beyinlerine “Haaaa… Demek ki İhsanoğlu CB olursa vesayet sistemi devam edecek” algısını yerleştirmek…
Programdan sonra da patronaja, “nasıl geçirdim ama?” diye hava atmaktı ama…
Ekmel Bey “golü çok kötü geçirdi” Oğuz…
O gol çıkmaz…
Çıkarılamaz…
