'Oğlumu öldürdünüz, Arz ederim!'
Radikal muhabiri İsmail Saymaz'ın dördüncü kitabı "Oğlumu öldürdünüz arz ederim" Postacı yayınlarından çıktı.
İsmail Saymaz dördüncü kitabında, Artvin'de 26 Ekim-3 Kasım 1980 arasında işkence görüp 12 Kasım'da yaşamını yitiren öğretmen Cengiz Aksakal'ın, bugüne kadar saklı tutulan son fotoğrafını ortaya çıkardı.
Aksakal'ın, ölümünden bir gün önce, 11 Kasım 1980'de Trabzon Devlet Hastanesi'nde çekilen son fotoğrafı, 12 Eylül'ün vesikası niteliğinde.
12 EYLÜL DAVASI İLE AYNI GÜNLERDE PİYASADA
Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'nın yargılanacağı 12 Eylül davasına iki gün kala Postacı Yayınevi'nce bu hafta piyasaya çıkacak kitabında Saymaz, Türkiye'nin AİHM'de mahkûm olduğu Cengiz Aksakal dosyasını açtı.
Saymaz, 42 yaşındaki Aksakal'ın işkencede öldürülmesine ilişkin 2 yıl 2 ay hapis cezası alıp 5 ay 20 gün tutuklu kalan emekli Astsubay Mecdi Cengiz'le görüştü.
Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği (TEMAD) Sakarya Şube Başkanı olan Mecdi Cengiz, Saymaz'la yaptığı söyleşide, "O dönemler işkence olmuyordu diyemem" diye konuştu. Cengiz, kendisinin haksız yere cezalandırıldığını savunurken, Aksakal'ın ölümüne ilişkin, "Dosyayı okuduğumda, bu insana kötü muamele yapıldığı izlenimi uyandı bende" dedi. 12 Eylül darbesi ile yüzleşilmesi gerektiğini söyleyen Cengiz, "O dönemlerde Türkiye'nin bazı bölgelerinde insanlara kötü muamele yapılmıştır. Maalesef çok acı şeyler yaşandığını düşünüyorum" dedi.
İŞKENCEDE ÖLDÜRDÜLER, OTOMOBİLE BAĞLAYIP SÜRÜKLEDİLER
Cengiz Aksakal'ın eşi Teren Aksakal da Saymaz'a konuştu. Aksakal, eşinin yanı sıra Ensar Karahan adlı gencin de işkencede öldürüldüğünü, Erkan Uzuneminağaoğlu'nun cesedinin ise bir arabanın arkasına bağlanarak sürüklendiğini anlatarak, şöyle diyor:
"Bütün orada alınan çocuklar boşu boşuna gitti. Çünkü Şavşat'ı tanıyorum. Başka yerler için kefil olamam ben. Giden çocuklar boşu boşuna, işkenceden gitti. Kimisi sahip olamadı, korktu. Ben korkmadım. Korkmadım, gene de korkmuyorum. İdama da hazırım. Yeter ki, bir de Kenan Evren (mahkemeye) geldi mi, bir de gidip orada bağırayım 'Katil!', ölürsem daha dünyada ziyanım yoktur."