O masada toplananlar çeteci olabilir mi?
"Maazallah bir gün bu yemekte konuşulduğu iddia edilen şeyleri, Ergenekon iddianamesinde bile görebilirlerdi."
GAZETECİLER.COM - Hürriyet'in 20 yıl genel yayın yönetmenliğini yapmış olan Ertuğrul Özkök, bugün köşesinde gazetesinin bir başka yazarının Hadi Uluengin'in köşesinde anlattığı bir dost toplantısını konu edindi. Her zamanki gibi ilginç bir soruyla okurun dikkatini çeken Özkök, Bu masada bir ‘çete’ mi oturuyor? bugün köşesinde diye sordu.
Bahsettiği masada oturan isimler ise medya dünyası açısından çok önemli yüzler: Zaman yazarı Şahin Alpay ve eşi, Milliyet yazarı Hasan Cemal ve eşi, yazar İpek Çalışlar ve Radikal yazarı eşi Oral Çalışlar, yazar Tuba Çandar ve Radikal yazarı eşi Cengiz Çandar ile Hürriyet yazarı Hadi Uluengin ve Sabetay Varol.
Özkök'ün "Alayı liberal aydın yani..." dediği ve hepsi de bir dönem "Cumhuriyet" gazetesinde çalışmış bu isimler aslında Mart ayında bir araya gelmişler. Özkök ise çok farklı bir noktadan yaklaşıyor konuya:
"Hadi Uluengin'in yazısını okurken şunu düşündüm.
Acaba böyle bir masada, farklı görüşte insanlar bir araya gelseydi, bazı köşe yazarları ne düşünürdü?
Hemen bu yemeğe bir "Çete toplantısı" etiketi yapıştırılır; "silah üzerine yemin" efsaneleri kurulur, her tür "salomanje" teorisi tartışmaya açılırdı.
Maazallah bir gün bu yemekte konuşulduğu iddia edilen şeyleri, Ergenekon iddianamesinde bile görebilirlerdi."
Özkök'ün "Oysa bu, aynı görüşü, aynı geçmişi paylaşan insanları bir araya getiren yemekten başka bir şey değildir" dediği o yemek ile ilgili yazısının tamamını okuyabilirsiniz.
Bahsettiği masada oturan isimler ise medya dünyası açısından çok önemli yüzler: Zaman yazarı Şahin Alpay ve eşi, Milliyet yazarı Hasan Cemal ve eşi, yazar İpek Çalışlar ve Radikal yazarı eşi Oral Çalışlar, yazar Tuba Çandar ve Radikal yazarı eşi Cengiz Çandar ile Hürriyet yazarı Hadi Uluengin ve Sabetay Varol.
Özkök'ün "Alayı liberal aydın yani..." dediği ve hepsi de bir dönem "Cumhuriyet" gazetesinde çalışmış bu isimler aslında Mart ayında bir araya gelmişler. Özkök ise çok farklı bir noktadan yaklaşıyor konuya:
"Hadi Uluengin'in yazısını okurken şunu düşündüm.
Acaba böyle bir masada, farklı görüşte insanlar bir araya gelseydi, bazı köşe yazarları ne düşünürdü?
Hemen bu yemeğe bir "Çete toplantısı" etiketi yapıştırılır; "silah üzerine yemin" efsaneleri kurulur, her tür "salomanje" teorisi tartışmaya açılırdı.
Maazallah bir gün bu yemekte konuşulduğu iddia edilen şeyleri, Ergenekon iddianamesinde bile görebilirlerdi."
Özkök'ün "Oysa bu, aynı görüşü, aynı geçmişi paylaşan insanları bir araya getiren yemekten başka bir şey değildir" dediği o yemek ile ilgili yazısının tamamını okuyabilirsiniz.
