O halde bütün ülkeleri dinsizler yönetsin Serdar!..
İnançlarla kafa bulmak; Kur'an'da bildirilenleri, yazanları "inkâr" etmek özgürlüğün istismarıdır...
ADNAN BERK OKAN
Sevgili Serdar (Turgut);
26.12.2010 tarihli Gazete HT'deki köşende yazdıkların "fikir, bilgi, öngörü" olsaydı, inanmasam da ve hatta gülümsesem bile "emeğine saygım gereği" geçip giderdim...
Ama...
Yazdıklarının ve ekrana çıkardığın o kâhin(!) arkadaşın söylediklerinin "fikir, bilgi, öngörü" ile hiç ilgisi yok be kardeşim...
O arkadaşın anlattıkları, senin de Pelin'le "vay anasını!" şaşkınlığında kafa salladığınız her şey "Kurtuluş Savaşı'nı aslında Mısır'la yapmıştık, 2029 yılında San Marino ile savaşacağız”" gibi bir sözde "bilgi" ile sözde “kehanet”...
Yani "Kurtuluş Savaşı falanca devletin de yardımıyla kazanılmıştı" demek bile bir parça fikir, bilgi sayılabilir çünkü elde bazı ülkelerin liderleriyle yapılan yazışmalar var...
Ama...
"Kurtuluş Savaşı'nı aslında Mısır'la yapmıştık" diye yazan adamı kollarından çarşafla yatağa bağlarlar be koçum ki birkaç saat içinde kendine zarar vermesin...
Müştak Baba, Ankara'nın Türkiye'nin başkenti olacağını taaa 18. yüzyılın ikinci yarısında bilmişmiş...
Ben Müştak Baba'nın şiirlerinden neler çıkarırım neler, istersem Serdar...
İstersem Müştak Baba’nın şiirlerinde senin Rana’yla evleneceğine dair bir kehanet(!) bile bulabilirim…
Çünkü...
Ebcedle yapılamayacak "saçmalık" yoktur...
Zira inanacak insan sayısı da çoktur (ne yazık ki en acı gerçek de bu)...
Şifre ve ebced garabetini anlatmaya kalksam bu köşe yetmez…
Yetse bile aklım öyle bir açıklamaya “cevaz” vermez…
Yanlış anlama haaa!…
Ulema gibi, “Kur’an’da şifre yoktur” demeyeceğim…
Mutlaka vardır…
Olmalıdır da…
Kur’an’ın sadece bizim dünyamız ve Hz. Muhammed dönemi için indirilmiş olması düşünülemez…
Öyle olsaydı Sad Suresi 87. Ayet’te ” O (Kur’an), alemler için yalnızca bir zikir (öğüt ve hatırlatma)dir” der miydi?.. (Ali Bulaç tercümesi)
Neden sadece “insanoğlu” veya “insanlar” değil de bütün bir “âlem”?..
Ve aynı Sure’nin 88.Ayet’i şöyle buyuruyor:
“Gerçekten onun haberini bir zaman sonra öğreneceksiniz”. (Ali Bulaç tercümesi)
Yani hemen indirildiğinde öğrenilmeyecek haberler var Kur’an’da…
Yani gelecek nesiller ancak öğrenebilecek o haberleri…
Bu Ayette Allah, “Gerçekten onun haberini bir zaman sonra öğreneceksiniz” diyerek bütün âlemlere bir taahhütte bulunuyor...
Bu gün o taahhüdünden vazgeçmiş olabilir mi?..
Ama Serdar dikkat!..
Bütün âlemlerin bir zaman sonra neler yaşayacaklarını (kehanet yok) dahi bildirmiyor yüce Yaratan…
İleri bir zamana atıyor…
“Giz” gibi…
Adeta saklıyor…
Aradan geçecek zaman için de bir "süre" vermiyor...
Kur’an’da bile “gaipten haber vermek” yok yani…
Kur’an sadece geçmişi anlatıyor…
Allah’a göre güçlük mü vardı be Serdar?..
Dileseydi, gaipten haber verir, Sad Suresi 88. Ayet’te de “şu kadar zaman sonra şunlar, şunlar olacak” derdi.
Ama öyle yapmak yerine, kitabı indirdiği insanlığa devasa ve sonsuz yollarla donatılmış bir “yol haritası” verdi…
Değerli kardeşim;
Hiç kimse sana "Kur'an'a ve İslâm'a inan" diyemez...
İnanmak veya inanmamak özgürlük isimli “bağımsız tapu”nun alanına girer...
Hiç kimsenin karışamayacağı bir boş alandır orası...
Ama...
İnançlarla kafa bulmak; Kur'an'da bildirilenleri, yazanları "inkâr" etmek özgürlüğün istismarıdır...
"İstismar" ise genellikle “suç” ama kesinlikle "ayıp"tır...
"Günah" olduğunu söylemem ise abestir çünkü senin ilgi alanına girmemektedir...
Bak Serdar!..
Kur'an, gaipten haber verilemeyeceğini, geleceği bilme yetkisinin peygamberlere bile verilmediğini buyurur...
Müştak Baba kimdir ki geleceği bilmektedir?..
Programı işim gereği izledim...
Gülsem de izledim...
Zaman zaman şekerim çıkar gibi olsa da izledim...
Komik bile değil, saçma sapandı...
En az Nostradamus'çular kadar komikti...
Neymiş?..
Türkiye'ye en büyük tehlike Doğu'sundan gelecekmiş...
Doğu’daki tehlike de İsrail Devleti'ymiş…
İstanbul 2011'de başkent olunca, Ankara sınırda kalacakmış...
Gerçi o kısım sana da saçma gelmiş olmalı ki, "Ankara nasıl olup da sınır şehri olacak? Yoksa oraya kadar çekilecek miyiz?" falan gibi bir şeyler söyledin ama Bay Kâhin’e göre, başkent dışındaki her şehir "sınır şehri" sayılırmış…
Babababa…
Yahu o halde, Erzurum için "sınır şehri" diyen Tansu Çiller'le neden yıllardır alay ediyorsunuz?..
Demek ki "doğru" söylemiş kadıncağız(!)...
Bak kardeşim Serdar;
Konuk ettiğiniz arkadaşın yazdığı kitapların (konusu parapsikoloji olan her kitap) hepsi, belirli çevrelerin siyaset mühendisliği için yazdırdığı kitaplardır...
Kamuoyunu “hazırlama” amaçlıdır ki uygulamaya konulacak politikalara halkın itirazı yükselmesin…
“Zaten Kutsal kitapta da bütün bunlar anlatılıyor" denilerek kabullenilsin...
Hele İsrail’in en büyük tehlike olduğunu söylemek ne kadar da ikna edicidir…
Çünkü Maide Suresi 51. Ayet’te şöyle buyrulmaktadır:
“Ey iman edenler, Yahudi ve Hıristiyanları dostlar (veliler) edinmeyin; onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden onları kim dost edinirse, kuşkusuz onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna hidayet vermez.” ( Ali Bulaç tercümesi)
Sen de yazılarından birinde şunları anlatıyorsun:
"Gelecekten istihbarat getirmek" diye bilinen bir kavram var. Müştak Baba gibi kâhinler, ileride meydana gelecek olaylara dikkat çekerek ülkelere dikkatli olmaları ve gereken tedbirleri alma ipuçlarını verirler. İşte bu yüzden İsrail, Rusya ve Amerika gibi ülkeler, geleceğe yönelik kehanetlerde bulunan veya bunları çözümleyen uzmanlarla sürekli çalışırlar. İsrail'in bunu yaptığını biliyorum; çünkü bir defasında Washington'da İsraillilerin politika kararlaştırırken alacakları her kararı din adamına sorduklarını bizzat gördüm. Bugünlerde Türkiye'yle bölgedeki çatışmalarıyla ilgili tutulacak yol hakkında da din adamlarına sorular sordukları kesindir.
…… Ama Müştak Baba'nın da dediği gibi, İsrail de boş durmuyor tabii ki, Türkiye'yi birçok yönden çevirmeye başladı. İleride bir güç yüzleşmesine hazırlanıyormuş gibi sessiz ve derinden çalışıyor. Bu bağlamda Yunan adalarına füze bile yerleştirdi, Akdeniz'de önemli manevraları var. Üstelik Müştak Baba'nın "Timsah" şiirinde belirttiği gibi Karadeniz'e çıkma yolunda planları da bulunuyor.
….. İsrail'de de önemli kâhinler bulunduğundan ve dahası Müştak Baba'dan kesin haberleri olduğundan bugün Türkiye'yle rotalarını bu kehanetlere uygun çizdiklerini ve onların da 2012 yılına hazırlandıklarını söyleyebiliriz.
Pes yani Serdar!..
Ne yani…
2012 gelmeden biz daha şimdiden mi görelim İsrail’in hesabını?..
Sevgili Serdar…
Orada dursan iyi…
Bu kez bizim cepheye gelip atıyor, tutuyorsun:
Şöyle…
Ben bazen Erdoğan'ın davranışlarına ve Türkiye'yle ilgili çizdiği rotaya bakınca, "Acaba Başbakan da bu tür kehanetlerden haberdar mı veya yanında sürekli bu kehanetleri bilen uzman bulunduruyor ve ona soruyor mu?" diye düşünüp merak ediyorum. Çünkü bugünlerde Türkiye'nin dış politikada attığı her adım, Müştak Baba'nın kehanetleriyle tamamen uyumlu ve dahası Başbakan kehanetleri iyi biliyormuş gibi kendinden emin tavırlar da alıyor.
Yahu Serdar…
Bunları yazarken ciddi misin yoksa Rana ile ilgili yazdığın yazıların devamı mı bunlar?..
Sana bir ağabey olarak tavsiyem, biraz dinlen…
Öyle sessiz bir yere git ki, senden başka hiçbir canlı olmasın…
Telefon, teleks, faks, Ipod, Iped vs. de bulunmasın…
Hatta güvercin bile yaşamasın…
Ki…
Hiç kimseyle iletişim kuramayasın…
Yoksa durumun iyi değil Serdar!..
Değerli kardeşim;
“Olur ama bu kadar da olmaz” dedirttin bana…
Seni okurken içimden “Yahu keşke bütün ülkeleri dinsizler yönetse de hiç savaş olmasa” diye bile düşünecektim az daha…
Yahu, yoksa kendine pay mı çıkarıyorsun?..
Önümüzdeki seçimlerde cumhurbaşkanı adayı mısın ne?..
Malum…
Ateist olduğunu birkaç kere yazmıştın…