MEDYA KÖŞESİ

O da meydamızın 'Doğrucu Düriyesi'

Askerlik çağına gelmiş çocuğu olan ailelerin evinde kim bilir nasıl "bayram havası" esiyordur şimdi

O da meydamızın 'Doğrucu Düriyesi'
GAZETECİLER.COM

Ona, "Doğrucu Davut" diyecek haimiz yok zira kendileri zarif bir "Hanımefendi"...
O halde "Doğrucu Düriye" diyelim...
Yakışır hani...
"Medyamızın Doğrucu Düriye'si"...
Kime mi?..
Pakize Suda'ya tabii...
Bizim medyamız hem bilmez, hem her konuya maydanoz olur...
Hatırlayacaksınız...
Genelkurmay asker ocağına gelen gençlerin bir kısmını aşçı, garson, çaycı, şoför, kuaför, müzisyen olarak görevlendiriyordu da artık bu uygulamadan vazgeçecekti ya...
Bizim medyamız hemen "onur, şeref, haysiyet" tüccarlığına başlamış,
muhteşem Türk gençliğini çaycı, kahveci, gazozcu yapmaktan utanmayan(!) TSK'yı eleştirmişti...
Pakize Suda asıl gerçeği vuruyor bugün yüzlerine ve şöyle diyor:

"Benim bildiğim bütün ana babalar çocukları askerliğini aşçı, garson, çaycı, şoför, kuaför, müzisyen olarak 'yapabilsin' diye 'torpil' peşindeydiler. Benim 'ayrıcalık' zannettiğim şey, çocuklara 'hakaret'miş meğer!"

Pakize Suda'nın yazısının tamamı aşağıda.


Perşembe monologları

MEĞER dünyadan haberim yokmuş! Şimdi bu Genelkurmay, asker ocağına gelen gençlerin bir kısmını aşçı, garson, çaycı, şoför, kuaför, müzisyen olarak görevlendiriyordu da bu uygulamadan vazgeçti ya... Bu vesileyle gençlerin bugüne kadar nasıl da aşağılandığı çıktı ortaya hani... İşte bu "aşağılanma" konusundan haberim yoktu.
Benim bildiğim bütün ana babalar çocukları askerliğini aşçı, garson, çaycı, şoför, kuaför, müzisyen olarak "yapabilsin" diye "torpil" peşindeydiler. Benim "ayrıcalık" zannettiğim şey, çocuklara "hakaret"miş meğer! *
Oğlu askere gidecek kaç gözü yaşlı anneyi "Üzülme belki şoför olur" diye teselli etmişliğim bile var. Tüh! •
 Askerlik çağına gelmiş çocuğu olan ailelerin evinde kim bilir nasıl "bayram havası" esiyordur şimdi! Öyle ya ufukta şehitlik ihtimali belirdi, az gurur mudur? Bir de garsonluktan falan yırtmanın onurunu koyun üstüne!..

 Fakat sivil hayattaki aşçı, garson, çaycı, şoför, kuaför ve müzisyenlerin onuru n'olucek?

 Allah için sevgili olduklarını "alıştıra alıştıra" duyurdular! Küba'dan gelen haber şok etkisi yaptı mı sizde?

 Evet, tabii çoğunluk üstünde durmadı "küçük o..."nun. Aksi "sahtekârlık" olurdu çünkü.
Çünkü bu topraklarda neredeyse herkes çocuğunu benzer sözcüklerle seviyor. Zilli, şıllık, kaltak, eşek, şerefsiz, çirkin, hayta, salak, fingirdek... Ağızlar ve kulaklar alışkın.
Ve bu sözcüklerin gerçek anlamı çoktan unutulmuş.
Bence birilerinin ara sıra olmayacak bir yerde bunları ağzından kaçırması iyi bir şey.
Tepkileri görünce hepimiz ağzımızdan çıkana kulak veririz belki.

¦ Daha dün bir, bugün iki kızımız şöhret olalı... Fakat hayranlarından çok şikâyetçi.
Sokakta görünce beraber fotoğraf çektirmek istiyorlarmış falan...
Bir doktor düşünün, cerrah olmaya kalkıyor ama kan görmemek şartıyla! *
¦ Herkes "kurtarılmayı" bekliyor.
Kimi yalnızlıktan, kimi yaşadığı şehirden, kimi parasızlıktan, kimi can sıkıntısından, kimi bulunduğu ortamdan, kimi ailesinden, hatta kendinden. İlişkilerin çoğu bu umutla başlıyor, hayal kırıklığıyla bitiyor.

Atatürk CHP için "fabrikatör baba" misali.
Hani sırtını babasına dayayan çocuklar vardır, ne okurlar ne çalışırlar... Değil kendilerine, torunlarının torunlarına yetecek kadar malı mülkü vardır babalarının nasıl olsa...
Bu açıdan bakınca "Atatürk'ün CHP'ye kötülüğü dokundu" denilebilir.
MIŞ/MUŞ
Erdoğan, CHP ile BDP'nin ittifak diyalogunu "platonik aşk" diye adlandırmış.
İttifak, diyalogdan çıkar da gerçekleşirse çok müstehcen olacak! •
4 obezden 1 'i kilolu olduğunu kabul etmiyormuş.
Onu da kafasına vura vura mutsuz edecekler illa!
ÇOK OKUNANLAR