Nuriye Akman
Gelişmiş Batı demokrasilerinde yerleşmiş, kökleşmiş ve vazgeçilemez hale gelmiş “Hukukun Üstünlüğü İlkesi” ile yetişmiş halkların yaşadığı ülkelerde sonunculara;
Gelişmiş Batı demokrasilerinde yerleşmiş, kökleşmiş ve vazgeçilemez hale gelmiş “Hukukun Üstünlüğü İlkesi” ile yetişmiş halklarla bizim gibi geri kalmış, eksik demokrasi, tek adam, güçlülerin hukukunun geçerli olduğu bir vesayet düzeninde yetişmiş halklar arasındaki en belirgin fark nedir bilir misiniz?..
O halde size önce Nuriye Akman’ın bugünkü Zaman’da “Suç ve ceza” başlığı altında yayımlanan makalesinden bir bölümü aktarayım…
Lütfen okuyunuz…
“İnsanlar ikiye ayrılır: Yasaları çiğneme hakkı olan seçkinler ve bu hakkı edinemeyenler. İkinciler ikiye ayrılır: Yasalara uymama ayrıcalığı için fırsat kollayanlar ile yasalara inanmasalar da uymaya çalışanlar. Bu ikinciler de ikiye ayrılır: Yasalara cezalandırılma endişesiyle itaat edenler ve sınırları kimin nasıl çizip kimlerin deldiğine bakmaksınız haddi aşmayanlar. Sonunculara önceki tüm gruplar aptal damgası vurur.”
Okudunuz mu?..
O halde farkın ne olduğunu söyleyeyim…
Gelişmiş Batı demokrasilerinde yerleşmiş, kökleşmiş ve vazgeçilemez hale gelmiş “Hukukun Üstünlüğü İlkesi” ile yetişmiş halkların yaşadığı ülkelerde sonunculara; yani bizde “aptal” gözüyle bakılanlara “İyi, yasalara saygılı, doğru birey” denir…
Birincilerin ise, yani Yasaları çiğneme hakkı olanlara; “Yasa dışı vatandaş” denir…
Türkiye’de şimdilik yasa dışı bireylerin güçlü olmalarına bakıp da lütfen aldanmayın…
Önünde sonunda tarihsel gelişim tamamlanacak ve Türkiye’mizde de yönetenler ve yönetilenler çoğunluğu oluşturacaklar…
Çok uzun bir zaman da gerekmiyor bunun için…
Göreceksiniz ki çok az kaldı…
Seher vaktindeyiz…
Evet…
Nefis bir analizle geri kalmışlığımızı “suç ve ceza” üzerinden anlatan Nuriye Akman kazandı…