Nuray Mert'in Cumhuriyet'ten kovulması değil başması sorun

Fatih Altaylı, Cumhuriyet gazetesinin 'evrim' ve 'müftü nikahı' yazılarından dolayı Nuray Mert'in yazılarına son vermesinde herhangi bir sakınca olmadığını savundu...

Fatih Altaylı, Yeniçağ gazetesinde Kürtçü bir ismin, Akit gazetesinde de "seküler" ya da "ateist" bir ismin olmamasanının basın özgürlüğü açısından sakıncalı bir durum yaratmayacağını yazdı.

Hürriyet'in gönderdiği Akif Beki’nin son dönem yazılarının ilgisini çektiğini ve gitmesine üzüldüğünü belirten Fatih Altaylı, "Zannederim, Davutoğlu’cu gibi görünmesi sorun oldu" dedi.

BUNU SÖYLEYENLER KAFAYI YEMİŞ OLMALI

"Yazdıklarıyla ilgili bir fikrim yok; çünkü kendisini epeydir okumuyordum" dediği Nuray Mert'in gönderilmesine itiraz edenlerin, “Yazar ve yöneticileri cezaevinde olan ve basın özgürlüğü isteyen bir gazete nasıl olur da yazarın işine fikirleri nedeniyle son verir?” tezine "saçmalık" diyen Fatih Altaylı şöyle devam etti:

"Bunu söyleyenler tamamen kafayı yemiş olmalı. Basın özgürlüğü başka bir şeydir, ideoloji başka bir şeydir. Merkeze yerleş- miş gazeteler bu noktada biraz daha geniş bir yelpazeye sahip olsalar da ideolojik gazeteler kendi fikirleriyle uyuşmayan yazarları elbette içlerinde tutmazlar."

SORUN BAŞLAMASINDAYDI, GİTMESİN DEĞİL

Fatih Altaylı yazısını da şöyle bitirdi:

"Yeni Çağ Gazetesi’nde “Kürtçü” bir yazar, Akit’te “seküler” veya “ateizmi savunan” bir yazar olmaması, basın özgürlüğü açısından sakıncalı bir durum yaratmaz.
Basın özgürlüğü için sorun olan, iktidarların veya güç odaklarının kendileri gibi düşünmeyen gazetelerin ve gazetecilerin varlığını engelleme çabası içine girmesidir.
Cumhuriyet Gazetesi için sorgulanması gereken, Nuray Mert’in yazılarına niye son verdiği değil, niye Nuray Mert’e yazı yazmaya başlattığıdır.