Nuran Yıldız:Medya yöneticileri ruhbilimcilerden danışmanlık almalı
Koronavirüs nedeni ile evlerimize kapandık ve hepimiz sıkıntılı günlerin geçmesini bekliyoruz. Fakat uzayan karantina günleri belirsizlik yüklü...Geçecek hissinin insanı beklemeye yönelttiğini ve durumu kabul edilebilir kıldığını söyleyen Nuran Yıldız, "Peki, bekleme süresi uzarsa ne olacak?" diye sordu.
Koronavirüs nedeni ile bambaşka bir hayatın içinde bulduk kendimizi. Artık sıradan yaptığımız davranışlar hepimizi korkutur oldu. Tüm Türkiye bugünlerin geçmesini ve salgının bitmesini bekliyor. Süper Haber yazarı Nuran Yıldız da beklemenin uzadıkça bunalımların başlayacağını söyledi ve televizyonları eleştirdi. Yıldız, "Medya yöneticileri ivedilikle ruhbilimcilerden danışmanlık almalı. Sadece onlar mı, politikacılar da ruhbilimci danışman kadrosu açmalılar acilen. Zira “ölen insanlarımız”ın acısı geçince, “kalan insanlarımız”ın acısı başlayacak." diye yazdı.
Bekledim de gelmedin...
Bugünlerde dillerde “Elbet bir gün buluşacağız” şarkısını dolaşıyor.
Camlarda buluşma günü bekleniyor.
Geçmişin huzursuzlukları yerine güzel günlerin tortusu var akıllarda.
Zihin kötü şeyleri unutmaya, iyi şeyleri unutmaktan daha hevesliymiş.
Gündelik hayat, salgının bitmesini bekliyor.
Politik hayat, hasarın en aza indirilmesiyle meşgul.
Medya, salgının tadını çıkarıyor.
Bir ekranda “açılan sandık sayısı” benzeri ölen sayılarını gösteren veri bandı gördüm!
Ve fakat kimse “Bekledim de gelmedin”e hazır değil.
“Kaos, Kriz, İletişim” dersinde, “kriz” sözcüğüne “büyüleme” sözcüğü deriz.
Büyüsü geçecek hissi vermesinden gelir.
Geçecek hissi insanı beklemeye yöneltiyor ve durumu kabul edilebilir kılıyor.
Peki, bekleme süresi uzarsa ne olacak?
Bu sorunun yanıtı üzerine kafa yoran yok.
İletişimin en önemli olduğu günlerde, iletişimin hiç akla gelmiyor olması acayip.
Beklemek uzadıkça bunalmalar başlayacak.
O ateşin altına, sorumsuz yayıncılıklarla televizyonlar odun atmaya devam ediyor.
Mafyatik diziler, gerilimli, acıklı filmler koyarak ruhlara jilet atmaya devam ediyorlar.
Komedi deyince akla Kemal Sunal dışında bir ismin gelmemesi, gelenlerin de sekizinci sınıf kaba şarlatanlıklar olması acı ama acıdan daha çok fikir fukaralığımızın kanıtı.
“Salgın geçince özleyeceğim” dediğiniz bir program içeriğine rastladınız mı?
Medya yöneticileri ivedilikle ruhbilimcilerden danışmanlık almalı.
Sadece onlar mı, politikacılar da ruhbilimci danışman kadrosu açmalılar acilen.
Zira “ölen insanlarımız”ın acısı geçince, “kalan insanlarımız”ın acısı başlayacak.