Nuran Yıldız'dan önemli uyarı: 'Gazetecilikte ilk bozulan şey meslek ahlâkıdır'
İletişim profesörü Nuran Yıldız, AK Parti kongresini değerlendirdiği yazısında geçmişte yaşanan gazetecilik facialarından örnekler vererek 'Gazetecilikte ilk bozulan şey meslek ahlâkıdır' dedi.
AK Parti kongresinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaptığı konuşma Nuran Yıldız'ı eskilere götürdü. Erdoğan'ın 'Dostlarımızın sayısını artıracağız' söylemi üzerinde duran Nuran Yıldız, geçmişte sözlerinin çarpıtılarak nasıl manşetler atıldığının örneğini verdi ve 'Gazetecilikte ilk bozulan şey meslek ahlâkıdır' ifadesini kullandı.
Erdoğan'ın 'dostlarımızın sayısını artıracağız' ifadesini yorumlayan Yıldız, önemli uyarılarda bulundu.
İşte o yazı:
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kongre konuşmasından aklımda şu cümle kaldı:
“Dostlarımızın sayısını artıracağız.”
Eskilere gideyim, yeniyi başka türlü anlatmak zor.
2003 ya da 2004’tü. Yeniyüzyıl Gazetesi’ne “Erdoğan’ın faziletinin bilgiyi kullanması” olduğunu yazmıştım.
Eksiklerinin farkındaydı, bilenlerden ekip kurduğunu anlatmıştım. Sonra. Sanırım 2006’ydı.
Bir dergi söyleşisinde, Bauman’a atıfla “Danışmanlık saray soytarılığı gibidir, dinlersin ama dediğini yapmazsın” demiştim.
Söyleşinin başka yerinde Erdoğan’ın danışmanlarını sordu muhabir. “Onlar danışman değil, çok güvendiği yakın çevresi” cevabını verdim.
Söyleşi şu başlıkla çıktı: Nuran Yıldız “Başbakanın danışmanları saray soytarısıdır” dedi.
Söylediklerimin ilgisiz kısımlarını birleştirmişlerdi! Gazetecilikte ilk bozulan şey meslek ahlâkıdır.
Ahlâksız gazeteciliğin kişisel hikâyesi üzerine kitap yazacağım, mesleğimden utanmadığım bir gün.
Erdoğan’ın etrafı kızmıştı. “Ol” dediklerinin olduğu günlerde, kadının biri kendilerine “soytarı” demişti! Dememiştim.
O günlerde Kanal 7’nin Ankara temsilcisi olan Akif Beki aracılığıyla açıklamamı iletmiştim.
Konuyu neden açtım? Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 7. kongre konuşması beklentilerin altındaydı. “Manifesto” beklentisi karşılanmadığı gibi, siyasetini ezber bozmayla besleyen Erdoğan, yeni bir şey de söylemedi.
Geçen yılki Kurban Bayramı konuşması bile daha iyiydi. “Dostlarımızın sayısını artıracağız” ifadesi de o konuşmadan alınmıştı.
Bir siyasi partinin böylesi bir dünya gündeminde, 19. yılında bile salonu bu kadar coşkuyla doldurması başarıdır. Doğru ama bu durum, sorunun da kaynağı: Özgüven. “Nasılsa yaptık, yine yaparız” yaklaşımı.
Nasılsa Erdoğan’ın bizatihi kendisi yetiyor, yorulmaya gerek yok düşüncesi. Bilgi odaklı siyasetten uzaklaşılması.
Muhalefet dökülmese, bu özgüven en bitirici şey. Dost kazanmak ise… En zor ama en yaşamsal olan.
İyi dostları olanlar, içine düştükleri ırmak ne kadar coşkun akarsa aksın akıntıya kapılmazlar.