Nuran Yıldız: Her yerde korona var ama medyada yok!
Koronavirüs nedeniyle Türkiye halkı artık evinde. Evde kalınca en çok yapılan aktivite TV izlemek. TV'lerin izleyici kitlesi de bu nedenle değişti.
Koronavirüs gündemi ile Türkiye halkı tedbir amacıyla evinde kalıyor. Birçok iş yeri, evden çalışma moduna geçti.
7'den 70'e evde olunca TV'lerin izleyici kitlesi de değişti. Konuyu ele alan Nuran Yıldız, "izleyici kitlesi değişti ya içerik" diyerek TV'lerin yayın politikasına mercek tuttu.
Yıldız, TV kanallarının bu gerçeğin farkında olmadığının altını çizdi.
İşte Nuran Yıldız'ın o yazısı:
Herkes herkese “evde kal” diyor ya, doğru evde kalınması lazım. Evde ne var? İş güç, televizyon ve internet. İnternet pazartesi itibariyle online eğitime odaklanacak.
Yetişkinlere az internet kullanımı uyarıları yapılıyor. Netflix gibi kanallar internetteki yükü azaltmak için görüntü kalitesini düşürecekler. Kalacak geriye, uydu kanalları ve kablo tv.
Ve fakat. Dünyanın her yerine yayılan virüs, bunların medya içeriklerine zerre bulaşmıyor. Hiçbir televizyon kanalı son 15 gündür izleyici kitlesinin değiştiğinin farkında değil.
Yani artık evde sadece ev kadınları yok. Çocuklar, onların çalışan anneleri, evden çalışanlar, işsizler vs. var. Kitle değişti, içerik aynı, değişmiyor; “Müge Anlı ile Tatlı Sert”, “Gerçeğin Peşinde”, “Gelinim Mutfakta”, “Kuaförüm Sensin” gibi düzeyi yerlerde sürünen programlar… “Zuhal Topal’la Sofrada”, “Seda Sayan’la Yemekteyiz” gibi adaptan habersiz, çemkirmelerle dolu programlar aynen devam. “Survivor” desen, sanki uzayda bir yerdeler, dünyanın geri kalanı umurlarında değil. “Sosyal izolasyon”dan habersiz reklam içeriklerinde partiler, arkadaş grupları. “Bizim sosyal sorumluluğumuz nerede” diyerek reklamını yayından çeken yok.
Kablo Tv’nin bu süreçte sinema kanallarını ücretsiz yapmak aklına bile gelmiyor. Gazeteler sosyal medyanın basılı hali, siyasi habersizlik canlarına minnet. Televizyonlarda konuklu programların çoğunda korunma mesafesini dinleyen yok. Konuğuyla dip dibe oturup “mesafenin korunması”ndan dem vuruyorlar. Diziler desen sanki senaristleri uzayda yaşıyor. Basın toplantılarına bakıyorsun, “yaa arkadaş bu durumda neden kapalı ortamda toplanıyoruz” diyerek çözüm üreten yok.
Dışarıda ya da online basın toplantısı kimsenin mi aklına gelmez? Televizyon yöneticisi arkadaşlara sesleniyorum; Bir, izleyici kitleniz değişti, siz de değişin. İki, içeriğiniz yoksa ardı ardına eski Yeşilçam filmleri yayınlayın. Kimse şikâyet etmez emin olun.