NTV '10 Kadın'dan memnun mu?
Çiğdem Anad, medya, kadınlar ve "10 Kadın" üzerine Gerçek Gündem.com'dan Başak Günsever'in sorularını yanıtladı...
NTV'de "10 Kadın"la kadınları konuşturan deneyimli televizyoncu Çiğdem Anad, medya, kadınlar ve "10 Kadın" üzerine Gerçek Gündem.com'dan Başak Günsever'in sorularını yanıtladı...
Başak Günsever/Gerçek Gündem
Anad'tan samimi cevaplar
Hayatın tüm alanlarında olduğu gibi medya sektöründe de oldukça gözle görülür olan cinsiyetçi iş bölümünün sonuçlarına katlanmakta olan yüzlerce hatta binlerce kadın çalışan var. Medyanın alt kademelerinde üretip, yazı işleri katında ya da diğer yönetim pozisyonlarında söz söyleme hakkı olamayan kadınların, kendilerinin sebep olmadığı bu durumun sonuçlarına az maaş/çok iş denklemiyle katlandıkları her bir yönetici tarafından da kabul edilen bir gerçek. Bazı kadınların bu sektörde yeteneği ve birikimiyle kendini kabul ettirebilmiş olması da, maalesef bu denklemi bozmaya yetmiyor nicel olarak.
Ama en azından hem cinslerimiz adına, ekranda çok alışık olduğumuz kravat-gömlek kombinasyonundan, ‘hem renkli, hem akıllı’ kontenjanına geçiş sevindirici bir gelişme. Bunun en bariz örneği de habercilik deneyimi ‘de facto’ olan ve son zamanlarda kadınlarla, her konuda, kadın cephesinden söz üreten Çiğdem Anad’ın ’10 Kadın’ı. NTV’de önce ‘Haydi Gel Bizimle Ol’, ardından ‘10 Kadın’la kadınların da ‘mühim’ politik meselelerde söz hakkı olduğunu medyaya ve kamuya hakkıyla gösteriyor Anad.
Çiğdem Anad, kadınların ve erkeklerin medyadaki eşitsiz denklemini şu ise sözlerle açıklıyor bize; “Erkekler her fikrine dahice bir icatmış gibi tepki almak istiyor, her saçmalamalarına çok komikmiş gibi gülünmesini bekliyorlar. Bu halleri yeterince ilginç ve komik zaten.” İşte Anad’la medya, kadınlar ve ’10 Kadın’ üzerine yaptığımız söyleşi…
Son zamanlarda hep kadınlarla, kadın cephesinden bakan programlar yapıyorsunuz? Kadınlarla dayanışmak meslek hayatınıza ne kattı?
Dört beş yıl öncesine kadar iki cinse de eşit mesafede dururdum. Hatta feminist arkadaşlarımla sık sık tartışırdık. Ancak feministler galip geldiler, kadına pozitif ayrımcılık yapılması gerektiğine beni ikna ettiler. Kadınlarla dayanışma içinde olmak meslek hayatıma özel bir şey katmadı ama kadınları daha iyi anlamama faydalı oldu.
Kadınlar açısından medya sektör olarak nasıl? Varsa, eşitsizliği kırmak için neler yapılabilir?
Her yerde olduğu gibi medyada da cinsiyetçilik var. Özellikle yüksek pozisyonlar için erkekler tercih ediliyor. Tabii ki istisnaları var, ben de istisnalar arasındaydım. CNN Türk haber koordinatörlüğünü 9 yıl boyunca sürdürdüm. Ancak kadınlar daha duygusal, daha açık sözlü olduğundan, daha çok ev, çocuk sorumluluğu üstlenmek zorunda kaldıklarından, daha az hırslı, daha az rekabetçi, daha az kavgacı olduklarından erkekler tercih ediliyor. Kadının üst pozisyonlarda görev yapabilmesi için işinde alternatif bütün erkeklerden daha iyi olması, çok direngen, fedakar, çalışkan, disiplinli, azimli olması gerekiyor. Hem işte, hem evde depar atarak koşan kadın erkeklerden iki kat fazla yoruluyor. Doğaldır ki yarı yolda havlu atan kadın sayısı az değil. Erkek yöneticilerin tercih edilmesi için kadınlar kadar üstün meziyetler taşımasına ise bakılmıyor.
ERKEKLERİN 'İKTİDAR' HALLERİ KOMİK
Medyada rastladığınız muktedir "erkeklik halleri"yle, yaşadığınız ilginç veya komik deneyimler var mı?
Erkekler pozisyon sahibi olduklarında kendilerini mutlak iktidar kabul ediyorlar. Elde ettikleri pozisyonla kendilerini bütün çalışma arkadaşları arasında en zeki, en becerikli, bir de tuhaf olan en komik erkek varsayıyorlar, varsayımdan öte buna inanıyorlar. Her sözlerinin tartışılmadan kabul edilmesini bekliyorlar, her fikirlerine dahice bir icatmış gibi tepki almak istiyorlar, her saçmalamalarına çok komikmiş gibi gülünmesini bekliyorlar. Bu halleri yeterince ilginç ve komik zaten.
10 Kadın programı izleniyor mu? Nasıl tepkiler alıyorsunuz?
NTV'nin en çok izlenen birkaç programından biri 10 Kadın. Aldığımız tepkilerden erkek seyircilerin, kadınlar kadar çok olduğunu görüyoruz.
Programın formuna, içeriğine kim karar verdi, fikir sizden mi çıktı?
NTV'de program yapımcıları, yapmak istedikleri programın formatını ve içeriğini NTV yönetimine bildirir. Yönetim kurulu oturur, teklif edilen formatı, içeriği tartışır, eklemeler, çıkarmalar yapar. Ardından program teklifi verenle görüşür, tartışır, programa son şekli verilir. Çıkan iş anonim iştir.
Hülya Uğur Tanrıöver, Gönül Yazar gibi farklı kulvarlardan, farklı, uç denebilecek söylemleri geliştirebilecek tarzda bir dolu kadınla program yönetmek nasıl bir duygu? Zorlukları neler?
Bu kadar farklı alt yapıdan gelen ve farklı üst yapılara sahip olan kadınları bir arada tutabilmenin zorlukları var. Fakat zor olmayan bir iş bilmiyorum ben. Zor olanı becerince, iyi iş çıkıyor ortaya. İyi iş yapmak için aynı fikirde olmak, birbirini çok sevmek gerekmiyor. İşin kurallarını uygulamaktır önemli olan. Biz farklı fikirleri, duyguları anlayabildiğimiz için, birbirimizin farklı yaklaşımlarına saygı duyabildiğimiz için, hiç birimiz kendimizi mükemmel görmediğimiz için, birbirimizden öğrenecek çok şeyimiz olduğunu düşündüğümüz için uyumlu çalışabiliyoruz.
Hazır yeri gelmişken soralım, feminist misiniz?
Feminizm sosyalizm içinde ne kadar yer tutuyorsa, ben de o kadar feministim.
Niçin hep bir manken kontenjanı oluyor? 'Haydi Gel Bizimle Ol'da Aysun Kayacı vardı, '10 Kadın'da Güzide Duran var. Çoğunluk güzel kadınların (bilhassa mankenlerin) salak olduğunu düşünür. Görüyoruz ki fikir sahibi olan, bilgili kadınlar mankenler de...
Mankenler çok dikkat çektikleri için bir program içinde yer alıyorlar. Televizyon programının özelliklerinden biri de dikkat çekmekse, mankenlerin de dikkat çekmekte payları oluyor. Programın içeriği her şeyden önemlidir diyen seyirciler bile, kim ne giymiş, ne takmış, güzel mi, çirkin mi, bu özelliklerle ilgileniyor. Ayrıca "Haydi gel bizimle ol" programında Aysun Kayacı'nın söyledikleri de bütün ülkeyi günlerce tartıştırabildi. Kimin ne diyeceği, hangi tartışmalara yol açabileceği de belli olmuyor.