MEDYA KÖŞESİ

Nihal Bengisu'dan cemaate Kabataş öfkesi...

Kabataş'taki taciz iddialarını medyada en çok seslendiren isimlerden olan Nihal Bengisu Karaca eleştirilere yanıt verdi, Hasan Cemal ve cemaate ateş püskürdü...

Nihal Bengisu'dan cemaate Kabataş öfkesi...
GAZETECİLER.COM
Kabataş'ta türbanlı bir kadına taciz ve saldırı iddialarının Kanal D'nin yayınladığı görüntülerle boşa çıkması üzerine sert eleştirilere hedef olan gazetecilerden Habertürk yazarı Nihal Bengisu Karaca eleştirilere yanıt verdi.

Hasan Cemal'in Kabataş olayını 28 Şubat'taki Fadime Şahin olayına benzettiği açıklamasına sert tepki gösteren Nihal Bengisu cemaat medyasının aldığı tutumu da topa tuttu. Görüntüleri izlediğine dair hiç bir yazı ve açıklaması olmamasına karşın aksi yönde bir algı oluşturulduğunu yazan Nihal Bengisu, bir itibarsızlaştırma, karalama ve iftira kampanyasıyla karşı karşıya olduğunu iddia etti.

İşte Karaca'nın yazısındaki ilgili bölüm:

HASAN CEMAL 28 ŞUBAT'TA FADİME ŞAHİN KADAR İŞE YARADI!

Oya Baydar gibi naif bir hanım da, Hasan Cemal gibi kimsenin nezaketinden kuşku duymadığı biri de "28 Şubat'ta askerîn Fadime'si vardı. Şimdi de Erdoğan'ın Z.D.'si var" yollu bağlantılar icat edecek kadar düşüncesiz ve kaba olabiliyorlar.
Hasan Cemal biraz aynaya bakarsa 28 Şubat'ta askerin işine yaramış en az Fadime Şahin kadar başka bir figür görebilir oysa: Kendisini.
28 Şubat'ta asker ve beraberindekiler parti kapatmaya çalışıyordu üstelik. Burada ise Hasan Cemal'in arkadaşları, AK Parti'nin kapatılması gerektiğini savunuyor. Teşbihin isabetsizliğine bu kadarı yeter mi? Yetmez.
28 Şubat'ın postmodern darbesini tasarlayanların kurgusundaki Fadime Şahin, en nihayetinde 25 yaşında "reşit" btr genç kadındı ve "kullanıldığını" söylediği ilişkilerde "rızası" söz konusuydu, başına gelen mağduriyet kısmen kendi eylemlerinin ürünüydü. Z.D. ise sadece yoldan geçmekteydi.
İlginçtir, aslında kimse Z.D.'nin başına fiziksel/sözel şiddet gelmediğini iddia edemiyor.

BAŞINDAN BERİ SAYI VE EŞKALLERİ REFERANS GÖSTERMEDİM

"Hani 70-100 deri eldivenli, silah bantlı üzeri çıplak adam?" diye soruyorlar. Yahut basbayağı iğrençleşip "üzerine işeme fantezisi" gibi başlıklar üzerinden top çevirmeye gayret ediyorlar. Mağdurun şiddete maruz kalma esnasında eldivenlilerin, bantlıların ve atletlilerin sayılarını doğru algılayamayacağını, bu ruh halinin post travmatik stres bozukluğu döneminde de sürebileceğini tahmin etmek zor olmasa gerek. Hemen belirteyim, başından beri tam da bu nedenle sayı ve eşkâlleri referans almadan konuşup yazdım. Çünkü dar yahut geniş her yanılma payınrn Z.D.'nin gördüğü şiddeti aklamak için, karikatürize etmek için kullanılacağından adım gibi emindim.
Hadi Geziciler bir devrim yapacaklardı, Z.D. olayı buna gölge düşürdü, o yüzden kızgınlar diyelim.

CEMAATİN TUTUMU SAMİMİYETSİZ

Cemaat'in Z.D. tutumundaki samimiyetsizliğine ne demeli?
Medyası açıktan Z.D. her şeyi uydurmuş gibi yazıyor, Twitter'daki robocop'ları ise Z.D.'yi "yalancı", ona kulak verenleri ise "kışkırtıcı" ilan ediyor.
Hiçbir şekilde "Görüntüleri izledim" demediğim halde, bu durumu hem yazıyla hem sosyal medya aracılığıyla birkaç kez izah etmeme rağmen pazartesi akşamı saat 23.30 sularındaki Bugün TV haber bülteninin aynı yalana eklemlendiğini görüyorum misal, "Kabataş görüntülerini izlediğini söyleyen gazeteciler hakkında suç duyurusunda bulunuldu" diyen peıfore metnini gazeteci fotoğraflarıyla donatan kanal, görüntümü kullanarak tezviraîı harmanlıyor. Ki örnekler çoğaltılabilir ve buna literatürde kısaca hedef göstermek denir.

BAŞÖRTÜLÜ YAZARLAR İTİBARSIZLAŞTIRILMAK İSTENİYOR

"Altın Nesil"in tenekeden rol çalma isteği ıstırap verici.
17 Aralık'tan beri en çok başörtülü kadın yazarları itibarsızlaştırmaya, sanal linçlerle hedef göstermeye gayret ediyorlar.
Başörtülü kadın yazarların bu kavgada sorgulanamaz, eleştirilemez ve siyasi açıdan sorumlu tutulamaz olan kapalı devre bir patronajı tercih etmeyişlerini; kısaca doğru bir pozisyon alışlarını kriminal bir vaka gibi sunuyorlar.

CEMAAT MEDYASINDAN İFTİRA VE TEHTİDE MARUZ KALIYORUM

"Yolsuzlukla mücadele meşru ve gereklidir ancak bütün vesayet talepleri ve girişimleri meşru bir mücadelenin arkasına sığınarak gelir" dediğim günden itibaren "hırsız", "yolsuz", "Erdoğan'ın kediciği", "başörtülü kontenjanından yazar olan..." gibi türlü iftira, aşağılama ve hatta tehdide maruz kalıyorum/kalıyoruz. Bunların "trollerden filan değil, kamuoyunun bildiği tanıdığı gazetecilerden gelmesi dikkat çekicidir.

AKP MEDYASI CEMAATİN KADINLARINA DİL UZATMADI

Cemaat seçkinleri bu kavgada kendi yanlarında durmayan herkesi kendilerine küfretmiş sayıp insafa davet ederek "moral üstünlük" devşireceklerini sanıyorlar ama önce aynaya bakmalılar.
Cemaat medyasının en çok şikâyet ettiği, hükümete yakın erkek yazar/muhabirlerin hangisi Cemaat'in kadınlarına dil uzatmıştır mesela?
Cevap "hiçbiridir.


ÇOK OKUNANLAR