POLEMİK

Nihal Bengisu Karaca'dan Ahmet Hakan'a 'karakter' yanıtı

Karaca, Habertürk'teki köşesinden Ahmet Hakan'a imalarla dolu ancak isim vermeyen bir yazı ile yanıt verdi, “karakter kelimesini kullanırken dikkatli olsunlar" yazdı.

Nihal Bengisu Karaca'dan Ahmet Hakan'a 'karakter' yanıtı

GAZETECİLER.COM- Hayrünnisa Gül üzerinden medyada hükümeti destekleyen ve muhalefet eden yazarlar arasında çıkan kavga büyüyor.

Nihal Bengisu Karaca'nın Hayrünnisa Gül'e yönelik orantısız eleştirilerine isyan eden Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, daha önce Hayrünnisa Gül tarafından ağırlanmak için can attığını iddia ettiği Karaca için "ne duruyorsunuz güç seviciler!  Kaçırmayın bu fırsatı! Başındaki örtüye falan bakmadan... Acımadan... Hınçla... Ve karakterinizin gereğini yaparak... Vurun Hayrünnisa Hanım'a..." yazmıştı.

Karaca, Habertürk'teki köşesinden Ahmet Hakan'a imalarla dolu ancak isim vermeyen bir yazı ile yanıt verdi, “karakter kelimesini kullanırken dikkatli olsunlar" yazdı.

İşte Nihal Bengisu Karaca'nın yazısından çarpıcı bölümler:

YAZIMIN ÇIKTIĞI GÜNÜ TEBRİKLERİ KABUL GÜNÜ OLARAK GEÇİRDİM

"Hayrünnisa Gül’ün, “Daha yeni 7 tablo astım, Köşk’e zarar verirlerse karşılarında beni bulurlar” ifadesi üzerine yaptığım “açık” ve “şeffaf” eleştiriler nedeniyle yazımın çıktığı günü, tebrikleri kabul günü olarak geçirmek durumunda kaldım. Yine de bir grup zevat, yakaladıkları taciz fırsatını“Güçlüyken övün, inerken vurun tabii, iktidar yalakası yandaşlar” tezviratına bandırıp üzerime fırlatmakta gecikmedi. Bir zamanlar “Çankaya’ya çıkmasınlar” diye dertlere gark olanlar, zaman içinde nasıl da Gül neferi olmuşlar onu da bu vesileyle öğrenmiş olduk.

CİDDİYE ALMIYORUM, ADAMI GÜLDÜRMEYİN

Yazıyı Güller’in siyasi geleceklerinin tümüyle bitmiş olduğunu düşünerek filan kaleme almış değildim. Zira senaryolardan haberdarım, bu eleştirileri yapanların yatırım yaptıkları senaryolardan. Dolayısıyla şu “Düşene vurulmaz, ama siz vurdunuz” demeye getiren yazıları ciddiye almadığımı belirteyim. Adamı güldürmeyin: Çankaya Köşkü’nde pekâlâ iyi bir dönem geçirmiş bir ailenin şimdi görev süresi dolduğu için Köşk’ten ayrılma zamanının gelmiş olmasında ne gibi bir “zulüm”, ne gibi bir trajedi vardır da veda seremonisinde yapılan açıklamaları eleştirmek, “düşene vurmak” gibi ucuz bir edebiyata konu olmaktadır?

Erdoğan’la uyum içinde Köşk’e çıkan aile, iyi bir Çankaya dönemi geçirmiş, şimdi de devir teslim zamanı gelmiştir, bunun neresi acıklıdır? Zulüm bunun neresindedir? Çok mu arabesk dinliyorsunuz veya bir siyasi ikbal olasılığı görünce feodal damarınızın kabarmasına engel mi olamıyorsunuz?

ŞAHSINA METHİYE DÜZDÜĞÜMÜ HİÇ HATIRLAMIYORUM

Ayrıca ben şahsen, bugüne kadar Hayrünnisa Hanım’ın şahsına methiyeler düzdüğümü hiç hatırlamıyorum. “Dün öv öv, bugün güçten düşünce vur” ithamının iraptaki mahalli ben değilim, başka adrese bakacaksınız. Bugüne kadar kimse için “Getir ayağının suyunu içeyim” yazısı yazmış değilim ki, Hayrünnisa Gül için yazmış olayım. Açıklamalarını eleştirmemi “çark etme” harekâtı gibi görenlerin yaptığını beyhude mesai olarak görüyorum. Kaldı ki pek beğendiğim biri olabilirdi, yine de o açıklamalar garip bulunabilir, üzerine yazı yazılabilirdi. Bunun neresi sorun?

Ama bakın Hayrünnisa Hanım’ın engelliler için, eğitim ve kitap okuma alışkanlığı kazandırmak için yaptığı girişimler vardı ve hiçbirini görmezden gelmedim. Asıl sakil olan, onun yaptığı iyi işlere tek satır bile ayırmayanların bugün kendi çevresini topa tutmasını övgüye değer buluşudur. Ah, ama çok açık, amacınız Hayrünnisa Hanım’ın iyiliği hoşluğu değil, Hayrünnisa Hanım’ın dövdüğü bağcının etrafa saçılan üzümlerinden tırtıklama hevesi.

GÜL SEVDALISI KESİLENLER VAKTİYLE...

Enteresandır, bugün “Vay demek Bayan Gül’ü eleştirirsin ha!” diye üzerimize gelip Hayrünnisa Gül sevdalısı kesilenler, vaktiyle Hayrünnisa Hanım’ın Çankaya’ya çıkmasını engelleme amaçlı Cumhuriyet mitinglerine mahcup ya da açık destek vermiş kimseler. Askerin, bilumum ulusalcının, Cumhuriyet bekçisinin topunu tankını, pankartını gösterip Çankaya’da bir başörtülüye tahammül edilmeyeceğine dair pozisyon alması karşısında ses çıkarmamış, bazen onaylamış kalem erbabı bunlar. Malum 28 Nisan e-muhtırasını “kabul edilebilir” bulmalarıyla ünlü kişiler...

Sözün özü, “karakter” kelimesini kullanırken dikkatli olsunlar.

ÇOK OKUNANLAR