Nihal Bengisu Karaca yazınca aklıma geldi…
Kabul edelim ki “başörtüsü yasağı” denilen ilkelliği “yasal” olarak değil ama “fiili” olarak kaldıran lider....
ADNAN BERK OKAN
Nihal Bengisu Karaca’nın dünkü Gazete HT’de “ ‘Başörtülü yazarlar’ meselesi” başlığı altında yayımlanan makalesini okumasam aklımdan uçup gitmişti…
Ne mi?..
“Başörtüsü yasağı”…
Günlerdir “ha bugün yazarım, ha yarın” diyerek erteledim durdum…
Nihal’in yazısını okuyunca kendi kendime verdiğim sözü hatırladım…
Ve…
İşte yazıyorum…
Ey güzel insanlar!..
Kabul edelim ki “başörtüsü yasağı” denilen ilkelliği “yasal” olarak değil ama “fiili” olarak kaldıran lider CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’dur…
Mutabık mıyız?..
28 Şubat’ın en mağduru olarak itiraf ediyorum ki; 28 Şubatçılar bile “iktidar medyası yaratma” konusunda Ak Parti Hükümeti kadar pervasız olmadılar... Gerçi Korkmaz Yiğit’i televizyon ve gazete sahibi yapıp kendi medyalarını yaratmak istemediler değil ama ellerine yüzlerine bulaştırdılar… Zavallı Korkmaz Yiğit hem malını mülkünü kaybetti, hem itibarını… Ve halen cezaevinde… Ak Parti Hükümeti belki de iktidarının ömrü çok uzun sürdüğü için midir nedir; “iktidar medyası yaratma”da dünya rekoru kırdı… Yani bakar mısınız arkadaş?.. Olur ama bu kadar da olmaz… Önce 3. Boğaz Köprüsü ihalesi verildi… Sonra Karamehmet’in elinden televizyonları, gazeteleri ve radyoları alındı… Kadrolar Hükümete ve Başbakan’a kayıtsız şartsız biat edenler tarafından dolduruldu… “Gıcık” olabilecekler temizlendi… Dikensiz gül bahçesi yaratılıp köprü ihalesini alan üç ortağa “zorla”, evet efendim, “zorla” satıldı… Göreceksiniz… Akşam ve Güneş gazeteleriyle Sky TV ve Alem FM radyosunda yeni patronlar tek bir atama bile yapamayacaklar… Hükümetin göreve getirdiği kadrolar ve yazarlarla devam edilecek… Tek ses tek nefes… O tek ses de “En büyük Erdoğan başka büyük yok” diye haykıracak, “yoluna ölürüm Başbakanım” yazıları yazacak… Yok artık yok… Olmuyor… Olmamalı… Bir milletle ve bir sektörle bu kadar alay edilememeli… |
Mutabık olmayanlar lütfen ikna edici gerekçeler göstersinler…
“Demagojiler” kabulüm değildir…
Ancak…
Kemal Bey ve yakın çevresi “siyasi pazarlama” konusunda o kadar beceriksiz ve başarısız ki; bu muhteşem başarılarını Türkiye kamuoyuna ve uluslar arası siyaset erbabına bir türlü anlatamadılar…
Hepimiz biliyoruz ki son üç yıldır bilhassa eğitim kurumlarında başörtüsü yasağı yok…
Hatta orduevlerine bile başörtüsü ile girilebiliyor…
Peki, bu nasıl oldu?..
Başörtüsünü özgürleştirici bir yasa mı çıkarıldı?..
Yoooo…
Biliyorsunuz ki Ak Parti – MHP ortaklığında yapılan ve sözüm ona başörtüsüne serbestlik getiren yasa (teklif dilmesini bile eleştirmiştim) Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş; başörtüsü yasağı perçinlenmişti…
Ne zamana kadar?..
Kılıçdaroğlu CHP Genel Başkanı koltuğuna oturuncaya kadar…
İlk verdiği demeçlerden biri üniversite yönetimlerine çağrı yapmak, bu ilkel yasağı uygulamaktan vazgeçmelerini tavsiye etmek olmuştu…
Yıllarca başörtüsü yasağını savunan CHP’nin baskısından kurtulan üniversiteler bir anda yasağı fiilen kaldırıverdiler…
İyi de…
Bu çağdışı yasağın Kılıçdaroğlu’nun özgürlük anlayışı ve üniversite yönetimlerine çağrısıyla kaldırıldığından kaç kişinin haberi var?..
Belki çok kişinin haberi var ama asıl haberi olması gerekenlerin yok…
Oysa Kılıçdaroğlu’na ait bu başörtü yasağını kaldırma başarısını Mustafa Sarıgül gösterseydi; bütün Türkiye’yi dolaşır ve bir de hava atarak anlatırdı…
Kılıçdaroğlu ve çevresi ise “başörtüsü yasağını biz kaldırdık” derlerse tabanlarından tepki geleceğinden korktukları için midir nedir; bırakın bunu siyasi ranta çevirmeyi duyulmasından bile korkuyorlar…
Ve…
Ak Parti yönetimi CHP’nin bu mahcubiyetini bir güzel kullanıyor…
Duymuşsunuzdur…
Geçtiğimiz Cumartesi gecesi İstanbul Feriye Lokantası’nda CHP iftar yemeği verdi...
Kılıçdaroğlu o yemekte Ak Partililerin, Kuran kursu öğrencilerine paso verilmeyişinin sorumluluğunu da CHP’nin üzerine yıktıklarını öğrenmiş…
"Yahu benim bundan haberim bile yok... Kuran Kursu öğrencileri öğrenci değil mi?.. Hemen harekete geçin ve o öğrencilere paso verilmesini sağlayın" demiş...
Kara mizah…
Bir ana muhalefet partisi yönetimi düşünün ki; neyle suçlandığı ve nasıl gözden düşürüldüğünden haberi yok…
Yahu böyle bir ana muhalefet partisi nasıl olup da “siyaset” üretebilir ki?..
Peki...
Kuran Kursu öğrencilerine paso verilmesini sağlayacaklar da bunu pazarlayabilecekler mi?..
Yooooo...
Göreceksiiz pasoyu alan öğrenci önce gidip Ak Partililerin elini öpecek...
Dedim ya…
Başörtüsü yasağı gibi; Ak Parti ve diğer İslâmi partiler tarafından toplumsal ayrışmanın ve CHP zulmünün bir numaralı gerekçesi olarak gösterilen ve sürekli olarak istismar edilen bir yasak bizzat CHP Genel Başkanı’nın çabalarıyla ortadan kalkıyor ama bundan mağdurun da haberi yok; başörtüsü takmadığı halde yasağa karşı çıkan milyonların da…
Kuran Kursu öğrencilerine İstanbul Belediyesi kasten paso vermiyor ama suçu CHP'ye atıyor, CHP'nin haberi yok...
Allah aşkınıza ey CHP yönetimi?..
Yahu siz nasıl olup da iktidar olacaksınız bana bir anlatır mısınız?..