MEDYA KÖŞESİ

Nedim ve Ahmet farklı dünyaların insanı ama...

Nedim Şener ve Ahmet Şık'ın aslında farklı dünyaların insanı olduğunu söyleyen Ruşen Çakır kader ortağı gazetecilerin ortak yanlarını yazdı.

Nedim ve Ahmet farklı dünyaların insanı ama...
GAZETECİLER.COM - "Adları hep birlikte anılıyor ama benim gibi her ikisini ayrı ayrı tanıyanlar Ahmet ile Nedim'in aslında birbirlerinden epey farklı insanlar olduğunu biliyor."

Bu satırları Vatan gazetesi yazarı ve NTV siyaset danışmanı Ruşen Çakır yazdı. Çakır, kader ortaklığı yapan gazeteciler Ahmet Şık ve Nedim Şener'in farklarını da bir çırpıda şöyle sıraladı:

GAZETECİLİKLERİ DE SİYASİ GÖRÜŞLERİ DE BENZEMEZ

Ahmet çok erken yaşta sosyalist sola angaje olmuştur, ama Nedim'in fazla "politize" olduğunu söyleyemeyiz. Gazetecilik kariyerlerinin de kesişen noktaları olmakla birlikte, birbirine benzediği pek söylenemez. Örneğin Ahmet'in hamuru "sokak", yani "toplumsal olaylar" gazeteciliğinde yoğrulmuştur, Nedim ise yıllarca ekonomi muhabirliği yapmış, özel olarak da "yolsuzluk" konusunda uzmanlaşmıştır.

Yaklaşık bir ay önce Silivri Cezaevi'nde Ahmet'i ziyaret etmiştim. Önceki gün yine Silivri'de, Nedim'le görüşme imkanım oldu. Her ikisiyle yaptığım sohbetlerde, yaşam tarzlarının da hayli farklı olduğunu öğrendim. Örneğin Nedim ders kitaplarında tavsiye edildiği gibi "erken yatıp erken kalkan" biriyken, Ahmet gece geç saatlere kadar oturup öğlene doğru uyananlardanmış. Yemelerinden içmelerine, sevdikleri televizyon programlarına kadar birçok konuda farklılıklarını sıralayabiliriz...

KADER ORTAKLARINA DOKUNAN YANAR 

Çakır, ardından kader ortaklığı yapan iki ismin birleştikleri noktaları okurları ile paylaştı:

Her ikisi de maruz kaldıkları haksızlıklara karşı derin bir isyan içindeler. Ahmet soldan geldiği için olup bitenleri bir şekilde kendi kendine izah edebiliyor ama Nedim'in şu sözleri bana son derece samimi bir şekilde ettiğine inanıyorum: "Ben adalete, hukuka sahiden inanıyordum. Gördüm ki bütün bunlar sadece birer araçmış."

Ahmet'in bana söylediği "tutuklanmamız demokrasi için hayrılı oldu" sözlerini Nedim de, tabii suratında muzip bir gülümsemeyle, tekrarladı. Hemen ardından yaşadığı şaşkınlığı anlattı: "Aslına bakacak olursan bize olan desteğin bir süre sonra azalacağını düşünüyordum. Dünyada ve Türkiye'de bu arada o kadar şey oldu. Mesela Japonya depremi, Ortadoğu ayaklanmaları, bizdeki seçimler filan. Ama Türkiye'den ve dünyadan destekler azalmıyor, artıyor. Bizi diri diri gömmek isteyenlerin başarılı olamadığını görmek beni, bizi, hem sevindiriyor, hem şaşırtıyor."

Bu noktaya gelinmesinde, Nedim ve Ahmet'in, özellikle medya sektöründe çalışan meslektaşlarının üzerlerindeki ölü toprağını silkip arkadaşlarına sahip çıkmasının rolü çok büyük. Ahmet'in gözaltına alındığında kameralara söylediği "dokunan yanar arkadaşlar" sözünün, "yansak da dokunacağız"a dönüşmesiyle Türkiye basın ve ifade özgürlüğü noktasında çok kritik bir eşiği aşma şansını yakaladı.