Nedim Şener'den"5 günlük er" polemiğine cevap!
Nedim Şener'in 15 Temmuz'da 5 günlük erlerin darbeci olduğunu savunması tepkilere neden olmuş son olarak Ahmet Hakan konuyla ilgili bir yazı yazmıştı. Nedim Şener'den eleştirilere cevap geldi.
Nedim Şener'in başlattığı "5 günlük asker de darbeci mi?” tartışması sürüyor. "Saatler süren darbe girişimi sırasında halka silah sıkmışsa benim gözümde suçludur." diyen Nedim Şener'e tepkiler gelmişti.
Son olarak Ahmet Hakan "5 günlük er darbeci olamaz, onun tek bildiği emir demiri keser" sözleriyle Nedim Şener'e cevap verdi.
Nedim Şener bugünkü yazısında eleştirilere cevap vererek: "16 yaşındaki Abdullah dahil 34 kişiyi vuran erler sizce kaç günlük askerdi?" diye sordu.
İŞTE NEDİM ŞENER'İN O YAZISI
250 insanımızın katledildiği, 2 bin 193 kişinin yaralandığı 15 Temmuz darbe girişimine, "tiyatro, kontrollü darbe" deyip FETÖ'nün ihanetini görmezden gelenler, tamamen soyut bir örnek olan "5 günlük asker de darbeci mi?” tartışmasında gerçek yüzlerini bir kez daha gösterdiler.”Kim o 5 günlük er, ne ceza almış” bilen yok. Ama ben fikrimi söyledim, saatler süren darbe girişimi sırasında halka silah sıkmışsa benim gözümde suçludur.
27 Temmuz 2018 günü yayınlanan “Darbeci er” başlıklı yazımı bu konuda somut bir örnek vererek şu cümle ile bitirmiştim: “Her er darbeci olmadığı gibi, her er masum da olmayabiliyor.” O gece Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nü kapatan darbeciler içinde yer alan 46 er arasındaki Gökhan Bolu, otomobiliyle geçenlere “Sıkıyönetim oldu abi, ordu devlete el koydu. Tayyip yok, güneşli günler bizi bekliyor” diyordu. 46 er arasında yalnız Gökhan Bolu halen tutuklu, diğerleri beraat etti.
Soyut bir örnek üzerinden halkın darbe girişimini itibarsızlaştırmaya çalışanlara bir başka somut örnek vereyim. 15 Temmuz gecesi darbeciler saat 21.00 gibi Boğaziçi Köprüsü’ne kapattı. Halk direnmek için oraya gitti. Aralarında AKP’lilerin çok yakından tanıdığı Erol Olçok ile 16 yaşındaki oğlu Abdullah Olçok da vardı. Darbe girişimine katılanların tamamı daha sonradan “terör operasyonu için” gittikleri söyleyenler de, karşılarındaki kalabalığın ellerinde bayraklarla silahsız siviller olduğunu görülüyordu.
UYARIYA KARŞI ATEŞ
Polisin ve halkın uyarılarına karşı, tankın önüne tek sıra dizilen darbeciler, halkın üzerine yaylım ateşe açtı. O erler arasında bunun yanlış olduğu gören birisi vardı; adı Kurtuluş Kaya. Silah arkadaşlarının ifadesine göre; ateş etmek istemeyince FETÖ’cü komutan tarafından başından vuruldu. Bir başka er Habibullah Şahin de o sırada darbecilerin arasından kaçıp polise teslim oldu. Diğerleri sabaha kadar ateşe devam etti ve toplam 34 sivil o gece şehit edildi.
Öyle ki darbeciler yaralı ve şehitlerin alınmasına bile izin vermedi. Erol Olçok omzundan ve boynundan, 16 yaşındaki oğlu Abdullah göğüs kafesinden vurularak şehit oldu. Onları vuran mermi vücutlarının önünden girip arkasından çıktığı için silahı kimin ateşlediği belirlenemedi. Eldeki tek delil başlarında FETÖ’cü komutan ve tek sıra dizilmiş erlerin ateş etme anlarına dair kamera kaydı. Yargılama sonunda, 143 sanıktan 99'u ceza aldı. Sanıkların 71’i er idi. 31’i cezalandırıldı. 1 asteğmen ile 43 er beraat etti. Erol ve Abdullah Olçok'un şehit olmasından sorumlu tutulan 12 kişi, darbe suçlamasının yanında 2’şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Toplam 31 er cezalandırıldı.
DARBECİ ERLERLE İLGİLİ GEREKÇELİ KARAR
15 Temmuz Köprüsü ile ilgili darbe davasının gerekçeli kararlarında, erlere yönelik darbe suçlamasıyla ilgili değişik değerlendirmeler yapıldı. Beraat eden erlerin darbe girişiminden habersiz ve verilen emre itaat ettikleri belirtildi. Darbe suçundan cezalandırılan erlerin ise başlangıçta darbe girişiminden habersiz oldukları ancak daha sonra mağdurların kendilerini uyardıkları ve olayın darbe teşebbüsü olduğunu anladıkları anlatıldı. Şimdi karardan okuyalım;"Bunu öğrenmelerine rağmen, özellikle saat 01.27 itibarıyla başlayan ve devam eden süreçte çok sayıda vatandaşımızın şehit edilmesi ve yaralanması ile sonuçlanan eylemler içerisinde bilerek ve isteyerek bulunmuşlardır.” Kararda, bu sanıkların, "komutanların emri ve tehdidiyle vatandaşları hedef almayıp havaya ateş ettikleri" savunmalarına, çok sayıda mağdur anlatımı, görüntü tespit tutanağı ve kamera görüntülerinden de anlaşıldığı kadarıyla itibar edilmediği, doğrudan masum vatandaşları hedef alarak ateş ettiklerinin belirlendiği bilgisi verildi. Ayrıca, ellerini kaldırarak tek başına askerlerin bulunduğu alana doğru ilerleyen mağdur Halil Aslan'ın vurulmasıyla ilgili 01.26'daki yaylım atışının ilk başladığı ana ve sonrasına ilişkin kamera kayıtları izlendiğinde, sanıkların doğrudan masum vatandaşlara ateş ettiklerinin açıkça göründüğü belirtilen kararda şu önemli tespit yapıldı; "Türk askerinin vatandaşımıza ateş etmesini hiçbir psikolojik durum, hiçbir tehdit mazur gösteremez. Ettiği yemine sadık kalarak, gerektiği taktirde ölümü göze alarak vatandaşlarımıza zarar verecek bir davranış içerisinde bulunmaması gereken bu sanık erler, darbe teşebbüsüne bilerek ve isteyerek katılıp, fikir ve eylem birliği içerisinde, 'anayasayı ihlal' suçuna iştirak etmişler ve bu suç yönünden cezalandırılmaları gerektiği yönünde mahkememizde tam bir vicdani kanaat oluşmuştur."
Şimdi tekrar soruyorum; 16 yaşındaki Abdullah dahil 34 kişiyi vuran erler sizce kaç günlük askerdi?