Nedim Şener Emrah Serbes taraftarlarına isyan etti
Yaptığı haberle Emrah Serbes'in yalan ifade verdiğini gözler önüne seren Posta yazarı Nedim Şener, kendisine gelen tepkiler karşısında bugün köşesinden adeta isyan etti. Şener bir gazeteci olarak görevini yaptığını söyledi.
Nedim Şener'in Cemil Meriç'ten alıntıladığı bir sözle başladığı yazısında, Emrah Serbes'in ölümüne neden olduğu bir ailenin dramını görmek istemeyen "Müptezeller" in hali anlatılıyor.
Nedim Şener bir gazeteci olarak bu olayla ilgili gerçeğin peşine düşerek bir haber yaptığını fakat haber sonrası Emrah Serbes taraftarlarının sosyal medyadan kendisine verdiği tepkinin en az kaza haberi kadar acı olduğunu ifade etti.
Nedim Şener: "Bir baba ve 16 yaşındaki kızının ölümüne, annenin de ağır yaralanmasına yol açan kaza ile ilgili gerçeğin peşine düşmekle meğer ne büyük suç işlemişim" derken " Cemil Meriç’in dediği gibi ne sağcı ne solcu oldum bir gazeteci olarak sadece namuslu insanların yanında durdum. O kadar…" sözleyile de gazetecilik vurgusu yaptı.
İŞTE NEDİM ŞENER'İN O YAZISI
Yazar Cemil Meriç’in değeri hiç kaybolmayacak sözlerinden birisi şudur:
“Bu ülkede sağcı-solcu, ilerici-gerici yoktur. Namuslu insanlar ve namuzsuz insanlar vardır. Siz namuslulardan yana olun.”
Bugün yaşadığımız en önemli problem budur.
Yazar Emrah Serbes’in sebep olduğu cinayetten farksız trafik kazası, suçu başkasının üzerine yıkması ve gerçekler anlaşıldığında yaptığı algı çalışması ortaya çıktıkça gösterilen tepkilerden bu sözün ne kadar değerli olduğunu bir kez daha anladım.
Dün yalnızca gerçeğin peşine düşüp, Emrah Serbes’in olaydan bir hafta sonra teslim olurken, ‘Hapishane koşullarına kendimi hazırlamak için bir klinğe yattım” sözlerinin gerçeği yansıtmadığını gösteren bir haber yazdım.
Emrah Serbes, kazanın olduğu 22 Eylül günü saat 24.00’e kadar İzmir’de suçu üstlenen arkadaşının hapishaneye giriş işlemlerine nezaret etmişti.
Onun ihtiyaçlarını karşılayıp İstanbul’a doğru yola koyulmuş, 23 Eylül günü saat 06.15’de daha önce 5 kez alkol tedavisi gördüğü hastaneye yatmıştı.
İlk tespitlerde limitin 2.5 katı yani 1.25 promil alkollü çıkmıştı. Hastane tutanağında da zaten alkollü geldiği kayda alınmış.
GAZETECİLİĞİN BEDELİ
Bir baba ve 16 yaşındaki kızının ölümüne, annenin de ağır yaralanmasına yol açan kaza ile ilgili gerçeğin peşine düşmekle meğer ne büyük suç işlemişim.
Haber dün Posta’da yayınlandıktan sonra sosyal medya üzerinden gösterilen bir kısım tepki, bu kaza kadar acı vericiydi.
En kibarı haberin altına ‘Sana ne?” diye yazıyordu.
Yalnızca o mu, belli ki aynı “Müptezeller Kulubü” üyeleri olanlar ağza alınmayacak sözlerle hakaret yağdırdı.
Zaten o kulubün gönüllü üyelerinin Emrah Serbes’in teslim olmasından sonra yazdıkları gazetecilik açısından mide bulandırıcıyken şimdi de taraftarları gazeteciliği, gazeteciliğimi sorgulamaya kalkıyordu.
Bu durumun yalnızca toplumsal bölünmeyle, Emrah Serbes’i sevip sevmemekle ilgisi yoktu aslında.
Bir ailenin darmadağan edildiğini göremeyecek kadar insanlıktan çıkmış olmalarının farkında bile değiller.
Gerçeği, olguları anlatmanın bir bedeli olduğunu biliyorum. 25 yıllık gazetecililiğimde hep bu tip anlayışlarla da savaştım.
Ama ben Cemil Meriç’in dediği gibi ne sağcı ne solcu oldum bir gazeteci olarak sadece namuslu insanların yanında durdum. O kadar…