Neden tasfiye şart?..
Bizim kuşak yitti gitti ama gelecek kuşağı kurtarmak için mutlaka bir tasfiye şart…
Genelkurmay Başkanı açıklama yapıyor: “Televizyon izlemeyin... O tartışma programlarında söylenenlere inanmayın”…
Sanat Profesörü Yıldız Kenter, kendisiyle ilgili yapılan ve çok satan gazetelerimizde yayımlanan bir haberi yalanlıyor ve “Kimse gerçeği araştırmıyor, sormuyor. Herkes soru sormadan, gazetede gördüğü bir şeyin üstüne atlıyor ve satırını bile değiştirme gereği duymadan yazıyor….. Yalana inanmayı tercih eden bir toplum haline geldik. Nasıl?” diyor…
33 yıllı gazeteci, 22 yıllık televizyoncu Kadir Çelik, meslektaşlarından şikâyetçi…
“Adamlar, Seda Sayan’la kavga ettik diye yazıyorlar, sonra açıp doğru mu? diye soruyorlar, abukluğa bakar mısınız!” derken neredeyse ağlayacak…
Aydın Doğan açıklama yapıyor:
“Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından bana verilmiş herhangi bir tasfiye listesi yok... Başbakan Erdoğan, iktidara geldiği günden bu yana bana ‘şu yazarı at’ ya da ‘bu yazara yazdırma’ gibi bir telkinde bulunmadı. Böyle bir durumla karşılaşmadım.”
Ve benim yüreğim yanıyor…
Medyanın geleceğini düşündükçe karalar bağlıyorum…
“Evet” diyorum kendi, kendime…
Bizim kuşak yitti gitti ama gelecek kuşağı kurtarmak için mutlaka bir tasfiye şart…
Patronlar mı yapar?..
Patronların yeni kuşakları mı yapar?..
Bu kendini bilmez yönetici ve yazar kuşağı kendi kendini mi tasfiye eder bilemem ama "TASFİYE ŞART”…
Yalan üstüne kurulan binalar…
Başbakan’ın Aydın Doğan’ın eline bir liste verdiği ve “Şu on yazarı kov uzlaşalım” dediği yalanı nereden çıktı?..
Söyleyeyim: Bekir Coşkun’dan…
Ama gördük ki böyle bir liste yok…
Daha yalan ortaya atıldığında şunu yazdım:
“Aydın Bey’in her yaptığını eleştiririm ama yazar kovmaz. Rahmetli Yavuz Gökmen diğer Hürriyet yazarlarının aksine Tansu Çiller’i savunuyordu. Dönemin başbakanı da bundan rahatsızdı ve bunu aydın Doğan’a hissettirdi ama Aydın Doğan yazarını kovmak bir yana maaşını arttırdı”.
İnsanları eleştirmek başka şeydir, haklarında yalana dayalı haber yapıp onları incitmek başka…
Aydın Doğan’ı eleştirmeye yine devam edeceğim…
Ama haksız yere saldırıya uğradığında elbette savunacağım…
Şimdi…
Gazete HT okurlarına soruyorum: Yalan bir haber üreterek gazetesini değiştiren Bekir Coşkun’u okurken ne hissedeceksiniz?...
Arı bal vermekten vazgeçer mi?..
GAZETECİLER.COM’da siyasete girmek istemiyorum ama…
Siyasi tartışmalar öyle cezp edici ki…
Bazen “birkaç satır da ben yazsam mı acaba” diye düşünmüyor değilim…
Bu gün kısacık bir yorum yapacağım izninizle…
Tabii ki “Demokratik Açılım” konusunda…
Ve…
Büyük siyasi risk almasına rağmen ısrarla konunun üstüne giden, bütün eleştirilere göğüs geren Başbakan Erdoğan’a bir küçük hatırlatma yaparak…
Genceli Nizami “Arının evini yıkan, balın tatlılığıdır” demişti...
“Tatlılık” yerine istediğin her şeyi koyabilirsin sevgili Erdoğan…
Ve bilmelisin ki hiçbir arı, kovanı yıkılacak diye bal vermekten vazgeçmez…
Adnan Berk Okan