MEDYA KÖŞESİ

Ne zaman adam oluruz?..

Oğlum yanlış söylemişim… Ben sana ‘adam olursun ama insan olamazsın’ demeliymişim...

Ne zaman adam oluruz?..
 Diyojen, Sinop sokaklarında elinde kandille “adam” aramıyordu ki…
“İnsan” arıyordu…
Biz ise yıllardır “İnsan” olmak değil “adam” olmak için çabaladığımızdan bir bok olamıyoruz…
Çünkü “adam” olduğumuzda her şeyin bittiğini, hedefimize vardığımızı sanıyoruz…
Bilinen öyküyü günümüze uyarlarsak…
Bir baba, çocuğuna sürekli “sen adam olmazsın” dermiş…
Çocuk büyümüş, bir medya kurumuna genel yayın yönetmeni olmuş…
Sonra da babasını ayağına kadar çağırıp çalıştığı yeri ve emrindekileri göstermiş…
“Bak baba… Bana ‘sen adam olmazsın’ diyordun ama seni yanılttım”
Babası acı acı gülmüş…
“Oğlum yanlış söylemişim… Ben sana ‘adam olursun ama insan olamazsın’ demeliymişim”
Genel Yayın Yönetmeni biraz bozulmuş elbette ve babasına sormuş:
“Neden?”
“İnsan olsaydın beni ayağına kadar getirtmez, sen bana gelirdin”…
Neyse…
Şimdi Balçiçek Pamir’in, "adam gibi adam" deyişi hariç her satırının altına imzamızı atacağımız makalesine geçelim…
Peki neden "adam gibi adam" değil...
Çünkü "adam gibi adam" diyerek birilerini övmek, kadınlara hakarettir, ırkçılıktır...
Doğrusu "insan gibi insan" demektir...
Tıpkı günümüzde "bilim adamı" yerine "bilim insanı" denilişi gibi...
Çok sevip saydığımız ve hatta "Cesur Yürek" diye tanımladığımız bir hanımefendi, kardeşimizin "erkek egemenliğini kabul etmesi" bizi üzdü...
Neyse...
Buyurun makaleye...
 
 
 
Belki bir gün adam oluruz
 
BAŞKALARININ yalancısıyım demeyeceğim.
Benim de duymuşluğum var. Diyarbakırspor aleyhine yapılan tezahüratlardan bahsediyorum.
İlk değil ki!
“PKK’lı” da dediler, "Dışarı" diye de "Bölücü" diye de tempo tuttular.
Peki bugün değişen ne?
Bugün bir adam...
Adam gibi bir adam...
Çıkıp dedi ki: "Ben bunu kabul etmiyorum.
Bana ve takımıma PKK'lı diyemezsiniz.
Biz spor yapıyoruz, işe siyaset karıştırmayın.
Bana ve oyuncularıma hakaret etmeyin!"
Diyarbakırspor, Çetin Sümer'e kavuşana kadar ne çok başkan eskitti. Hemen hepsi bölgede hatırı sayılır güçte olan, maddi manevi takımı ayakta tutmaya çalışan isimlerdi. Örneğin, Abdullah Akyıl... Eğitime önem verdiğini her fırsatta dile getiren kulüp başkanı, olayların önüne geçebilmek için Hacettepe Üniversitesi'nden bir psikiyatri profesörüyle anlaşmıştı. Futbolculara, taraftara ve yöneticilere, "Statlarda nasıl olmalıyız?" eğitimi verilmişti. Aynı Başkan, Savaş Ay'a verdiği bir röportajda olaylı bir maçın ardından şöyle diyordu: "Yerel basın, 'Bu maç kaybedilirse düşeceğiz' diyerek yayın yapmış. Potansiyel olarak böyle bir tereddütlü bekleyiş var. Bu maç üzerine 1 trilyonluk bahis oynanmış.
'Maç önemli, mutlaka galip geliriz' tezi yayılmış. Tabii beklenen skor da olmayınca, 'Efendim bunu iptal ettirirsek paralarımızı geri alırız' diyen insanlar da olmuş. Provokatörler diyebilirsiniz. Olan Diyarbakır'a oluyor.
Birinci ligde oynayan bir takımın seyircisi de birinci ligde olmalı." Bir başka Diyarbakırspor Başkanı'nı hatırlayalım.
Dr. Abdurrahman Yakut.
önce yönetimdeydi. Ardından ikinci başkan görevini yürüttü. Başkanlığı döneminde "Futbol Şube Sorumlusu" da oydu. Maçları saha içinde izliyor, kulüp doktoru sıfatıyla her an takımının yanında yer alıyordu. Aynı Başkan, herkesin "Helal olsun" dediği bir söyleme sahipti.
"Başarı Diyarbakır halkının, başarısızlığın tek sorumlusu benim." Örnekleri uzatmak mümkün...
Peki bu isimlerin hiçbirisi tribünlerden gelen o tezahüratı duymadı mı?
Önemsemediler mi?
Alışığız mı dediler yoksa?
Bir adam çıktı Ve dedi ki: Ben PKK'lı tezahüratını kabul etmiyorum.
Gerekirse takımı ligden çekerim.
Kolay mı bunu söyleyebilmek?
Çetin Sümer'i, Fatih Altaylı'nın Teke Tek'inde izlemiştim. Siyasi soruları ustaca geçiştirmesini bilen bir spor adamı izlenimi vermişti bana.
Başkaldırışını sevdim.
Diyarbakır'da TC'nin takımı...
Diyarbakır dışında PKK'lı...
Sonunda biri isyan etti, sesini yükseltti.
"Yeter kardeşim" dedi.
Ben hiçbiri değilim. Bu sese kulak vermek gerekiyor diye düşünüyorum.
Oynanan oyunun farkına varmalıyız.
Bölücü söylemlerden önce biz rahatsız olmalıyız. "Öteki"nin hakkını savunmak yerine "öteki" diye bir şey olmadığını hissedebildiğimiz gün, adam oluruz belki.
Korkmayın hâlâ umut var!
Not: Diyarbakırspor Başkanı'nın Sivasspor maçından sonra yaptığı, "Aldığımız 3 puan, aramızdaki İrlandalılara hediyedir" cümlesi ise aslında adam gibi adamların bile söylemlerinin değişmesi gerektiğinin önemli bir kanıtı. Okuyunca gülsem mi ağlasam mı bilemedim. Öteki olmak istemiyorsak, ötekileştirmeyeceğiz.
ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar