MEDYA KÖŞESİ

'Ne yazsak psikolojik operasyon diyorlar!'

Bayramoğlu "Küçük Robespierre'ler ve oyunları" başlıklı yazısında isim vermeden hükümete yakın medyadaki bazı odakları hedef aldı.

'Ne yazsak psikolojik operasyon diyorlar!'
GAZETECİLER.COM
Yeni Şafak yazarı Ali Bayramoğlu eleştirilerine devam ediyor. İktidarın son dönem uygulamaları için dikkat çeken yorumlarıyla gündemde olan Bayramoğlu "Küçük Robespierre'ler ve oyunları" başlıklı yazısında isim vermeden hükümete yakın medyadaki bazı odakları hedef aldı.

Medyada "malum bir grup" olduğunu vurgulayan Bayramoğlu, "bir dizi aktör gazetelerde, televizyonlarda, sosyal medyada, parmakları tetikte, rahatsız oldukları her haberi, her bilgiyi, toplumsal, siyasal her olgu, analiz ve görüşü bir psikolojik hareket unsuruymuş gibi değerlendiriyor, lanse ediyor" dedi. "Bu faaliyet, zihinleri asayiş algısına teslim ediyor" diyen Bayramoğlu "ortalık küçük Robespierre'lerle kaynıyor" diye ekledi.

İşte Bayramoğlu'nun yazısındaki ilgili bölüm:

Otoriter düzenlerde, otoriterliğin belli bir toplumsal meşruiyete sahip olduğu yerlerde kimi makro gelişmeler, örneğin "devlet yapısının demokratikleştirilme ve sivilleştirilmesine yönelik adımlar" her zaman tek başlarına anlam ifade etmez. Kalıcı bir değişim sürecinin harekete geçtiğini göstermez.

Kimimize çelişkili gelebilir, ancak yapılan onca değişim hamlesine rağmen, biz de, kimi konularda "bireysel özgürlük alanı"nın yerinde saydığı, hatta zaman zaman yeniden daraldığı bir evreden geçiyoruz.

Akla önce, içişleri bakanı, onu doğrulayan, destekleyen başbakan, siyasi iktidarın kimi konulardaki dili ve uygulamaları gelecektir. Ancak kastım sadece onlar değil, aynı zamanda açık alanda, toplumsal, mediyatik alanda yaşananlar...

Malum bir grup, daha doğrusu "bir kısmı nevzuhur" bir dizi aktör gazetelerde, televizyonlarda, sosyal medyada, parmakları tetikte, rahatsız oldukları her haberi, her bilgiyi, toplumsal, siyasal her olgu, analiz ve görüşü bir psikolojik hareket unsuruymuş gibi değerlendiriyor, lanse ediyor.

Siyasetin ve siyaset algısının içini boşaltıyor, kişileri, kişiler üzerinden fikirleri tek tek karalıyor, kirletmeye çalışıyor ve siyasi hayatı bir operasyona indirgedikleri oranda bizzat bir operasyonun ürünleri görüntüsü sunuyorlar.

Bu grup otoriterleşmeye, emniyete, güvenlik güçlerine yönelik (asker dışında) ne eleştiri varsa, bunu göğüslemek gibi hem vahim hem kendilerini açığa çıkaran az akıllı, ama cüretli bir gazetecilik faaliyeti sürdürüyor.

Bu faaliyet, zihinleri asayiş algısına teslim etmenin yanında, "güvenlik birimlerine, güvenlik mantığına ve güvenlik politikalarına kamusal alanda ve karar mekanizmaları açısından önem ve değer kazandırıyor."

Ve muhtemelen strateji olarak "kazandırmayı" hedefliyor.

Demokrasinin ve değişimin kaba, hukuk dışı, makivelist bir iktidar kavgasına indirgenmesine, bu tür bir ortamın doğmasına katkıda bulunuyor.

Ve her alanda ortalık küçük Robespierre'lerle kaynıyor.

Etik açıdan durum süfli, politik açıdan ciddidir.

Şöyle diyelim:

Bu durum, iktidar kavgalarının, "siyaset eşittir iktidar kavgası algısı"nın, siyasi düşüncenin içini yeniden boşalttığı, daha da öte "ilkeler ve ahlak üzerinde tahakküm kurduğu bir durum"a işaret eder.

Yazının devamı için
ÇOK OKUNANLAR