Ne yaptın Ahmet Altan?
Taraf gazetesinin ''vicdan'' sesi Oya Baydar, Ahmet Altan’ın özensiz benzetmesine o kadar kırıldı ki yazılarına son verdi.
Dilek Yaraş / Gazeteciler.com
Oya Baydar, 14 Şubat tarihinden itibaren, haftada bir gün vicdanının sesini haykırıyordu Taraf gazetesinin sütunlarından.
İnsana, ‘’Keşke her gün yazsa ve her konudaki vicdan sesini bizlerle paylaşsa,’’ dedirten, okumaya doyulmayan her haliyle yürekten geldiği belli olan yazılardı bunlar.
Biz haftada bir yazı ile yetinemezken, Oya Baydar’ın yazı gününü sabırsızlıkla beklerken ve henüz on üçüncü yazısında iken vedasıyla karşılaştık yazarımızın.
Hem de ‘’Pavyondaki kadın’’ın vedası başlıklı bir yazıyla.
Şaşırdım mı?.. Hayır.
Çünkü; 7 Mayıs tarihli Ahmet Altan yazısını okuyunca Oya Baydar’ın kırılabileceğini ve sert bir tepki verebileceğini düşünmüştüm. Yazarımızın bugünkü veda yazısını okuyunca bu sezgisel düşüncede ne kadar haklı olduğumu anladım sadece. Hüzün ve esefle…
Söz konusu yazıda Altan, Taraf kadrosundaki ‘’sıkı sosyalist’’ yazarların liberallerin arasında bulundukları için ‘’pavyondaki namuslu kadın’’ huzursuzlukları gösterdiğini öne sürüyordu.
E, yıllarını sosyalizme veren, bu uğurda türlü badireler atlatan, yıllarca sürgün hayatı yaşayan ve Taraf gazetesinde vicdanının sesini haykıracağı ümidiyle yazmaya başlayan Oya Baydar’ın böyle bir üsluba sessiz kalması da beklenemezdi herhalde.
Baydar, Altan’ın ne kadar yakışıksız bir benzetme yaptığını ''nazik'' bir şekilde ifade ederek diyor ki:
‘’Teşbihte hata olmaz, dense de teşbihte sık sık hata olur; bunlar çoğunlukla bilerek yapılan, en azından bilinçaltının yansıması olan hatalardır. Taraf’ın Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan’ın, ‘övündüğü yazar kadrosu’ndan söz ederken ‘sıkı sosyalistler’ olarak nitelediği Roni Margulies ve Oya Baydar’da, “liberallerin” arasına “düşmekten” dolayı ‘Türkân Şoray filmlerini andıran -pavyondaki namuslu kadın- huzursuzluklarının tezahür ettiği’ saptaması, işte bu türden teşbihlere, ya da şakalara, ya da üslup hoşluklarına iyi bir örnek…’’
Ayrılma sebebi olarak, birbirini lafla dövmeyi, polemikçiliği marifet sayman; uzlaşmayı değil çatışmayı, barışın dilini değil eril iktidar dilini benimseyen üslupdan yorulduğunu anlatan Baydar’ın bu veda yazısının her satırı ve özellikle de satır araları, Ahmet Altan dahil tüm liberallerin, kemikleşmiş sosyalistlerin, her şeyi ben bilirimcilerin, kısaca herkesin ama herkesin ders alması gereken tokat gibi bir cevap niteliğinde.
Oya Baydar’ın bu tavrınının yazarlık egosuyla veya ‘’kadınsı’’ bir kırılganlıkla hiç ilgisi olmadığı düşüncesindeyim.
Son derece ilkeli, tutarlı bir davranış; vicdanın politik bilinçle sarmalandığı onurlu bir eylem, bir karşı duruş olarak görüyorum ben bu vedayı.
Ne Ahmet Altan ne de bir başkası ‘’Ne var bunda canım, alt tarafı çok bildik, bizim kültürümüzden bir benzetme,’’ diyerek hafife almaya çalışmamalı bu durumu.
Tam da bu yüzden, tam da çok bildik, bizim kültürümüze ait bir benzetme olduğu ve şeytan ayrıntılarda saklandığı için önemli ve sorgulanması gereken bir durumla karşı karşıyayız.
Oya Baydar da tam olarak bunu yapmış. Sorgulamış alabildiğine…
Taraf’taki ilk yazısında, ‘’…Vicdan; bütün mağdurlara ve bütün mağduriyetlere, hiçbir çifte standarda yer vermeden, kendi inançlarımızın, kendi mahallemizin ama’lar çemberine kısılıp kalmadan tek ölçütle, ‘o da tıpkı benim gibi insan’ ölçütüyle yaklaşabilmemizi sağlayan hesapsız saf bakıştır. Bu yüzden de iktidar olgusuyla, siyasetle, hele de gündelik siyasetle çatışır çoğu zaman. Muktedirlerin en tutarlısının, en temizinin bile vicdanı kabukludur; çünkü iktidarın hep ama’ları vardır ve bu ama’lar vicdanı aşındırır, kabuk bağlatır…’’diyen Baydar, son yazısında:
‘’ Otuz yıl aradan sonra yeniden yazmaya başlamamın tek nedeni, Türkiye’ye gerekli ve yararlı bu çorbada tuzumun bulunması isteğiydi. İçine sürüklendiğimiz cepheleşme ve cinnet ortamında, bu hale gelmemizin baş nedeni saydığım darbeci, vesayetçi, militarist, izolasyonist, ayrımcı zihniyete ve bu zihniyetin taşıyıcı güçlerine karşı, kendilerini liberal sayanlarla birlikte yürüyebileceğim bir yol olduğunu düşünmüştüm.’’ diyor.
...
Özetle, romanlarında kadın ruhunu anlamaya çalışarak erkek ruhunu anlatan Ahmet Altan’ın, biraz da Oya Baydar'ın anlattıklarından feyz alarak onurlu ve vicdanlı bir insanın, bir yazarın ruhunu anlamaya çalışmasında fayda var.
Oya Baydar’ın Taraf’taki ilk yazısı
Ahmet Altan’ın Oya Baydar'ı rencide eden yazısı
Oya Baydar’ın veda yazısı
Oya Baydar kimdir?