Ne kadar çok Medya, o kadar az barış…
Gazetelerde Başbakan’a atfen yayımlanan demeçler, gazeteler boş kalmasın diye yapılan açıklamalardır...
ADNAN BERK OKAN
Başbakan Erdoğan gibi akılcı ve gerçekçi (biraz da sakin olabilse) bir Politikacı - Devlet Adamının kamuoyu önünde söyledikleri, söylemek istedikleri değildir…
O tür açıklamalar kamuoyu için, seçmen için yapılır…
Esas olan; kapalı kapılar ardında kurmaylarla yapılan görüşmelerdir…
Esas olan; muhataplar ya da temsilcileriyle baş başa yapılan görüşmeler ve pazarlıklardır...
Kapı açılıp da medyanın karşısına çıkıldığında, içerideki konuşma ve pazarlığın ne olduğu asla doğru olarak açıklanmaz...
Ve...
Çok da iyi yapılır...
Rahmetli Ecevit'in Başbakanlık süreçlerindeki başarısızlığının en temel sebebi, içeride konuştuklarını aynen kamuoyuna da açıklamasıydı...
2001 Şubat'ı hatırlayın...
"Devlet krizi başlamıştır"...
Üç kelimelik tek cümle Türkiye'nin on yılını çaldı...
Demek istediğim şu…
Gazetelerde Başbakan’a atfen yayımlanan demeçler, gazeteler boş kalmasın diye yapılan açıklamalardır...
Televizyonlara görüntülü haber malzmesi olsun diye verilir o tür demeçler...
Başbakan'la bedava dolaşan gazetecilere ayıp olmasın diye...
Onlar da işi ciddiye alıp fukara pabucu büyüklüğünde manşetler atarlar...
Başbakan'ın yanı başında fotoğraf çektirip fırın kelle gibi sırıtırlar...
Ve biliyor musunuz ki o tür demeçleri veren başbakanları (açıklamalarına değil, yöntemine) her zaman anlayışla karşıladım…
Kendim de eski bir Başbakan'a danışmanlık yaptığım için o tür demeçlerin arka plânlarını çok iyi bilirim...
Bir başbakanın (mümkün olduğunca) aklından geçenleri değil, medyanın istismar etmeyeceklerini açıklamasının doğru bir yöntem olduğuna inanıyorum…
İyi gazetecilerin de işte o sırrı yakalama yeteneği olduğu için "İyi Gazeteci" olduklarını savunuyorum...
Övünmek gibi olmasın ama bendeniz de her zaman öyle yaptım...
Yani…
Akıllı Devlet adamı, gazetecilerin önüne birer yumak atar...
Onlar kedi gibi o yumakla oynarken, kendisi asıl plân ve projesini devreye koyar…
Devam sayın Başbakan…
Unutmayın ki İsrail – Filistin büyük barışı medyadan gizli sürdürüldü...
Ve..
Tam imzalanmak üzereydi ki...
İki tarafın şahinleri (silahçıları) görüşmeleri medyaya uçurdu...
Ve Sayın Erdoğan;
Bildiğiniz gibi oldu...
Barış umutları sönüverdi…
Çünkü medya her iki tarafı da tahrik etti…
Öyle ki; Filistinli gazeteciler “çok taviz verdik, İsrail’e teslim olduk” diye yazdılar…
İsrailli gazeteciler ise tam tersini:
“Yıllarca bu savaşı boşuna mı verdik?. Her şey Filistinlilerin istediği gibi olacak!”…
Hâsılı…
Ne kadar az medya, o kadar çok barış…
Ne kadar çok medya; o kadar az barış…
Demokratik açılım mı yapacaksınız?..
Medyaya, kanarya türlerini geliştirme çalışmaları yapılacağını söyleyin...
Bırakın onlar kanaryalarla uğraşsın...
Siz de rahatça işinize bakın...
Habur'da olup bitenler çok taze...
Eğer medyadan habersiz yapılsaydı o girişler belki de çok önemli mesafe alınacak; o günden bu güne geçen zamanda yitip giden canlar yaşıyor olacaklardı...
[email protected]