MEDYA KÖŞESİ

'Ne ajanlığımız kaldı ne de sürtüklüğümüz'

Türkiye’deki olup biteni haberleştirdiğimiz, sosyal medyada paylaştığımız için benim ve birçok meslektaşımın ne vatan hainliği, ne ajanlığı, ne “provokatörlüğü” ne de “sürtüklüğü” kaldı.

'Ne ajanlığımız kaldı ne de sürtüklüğümüz'

GAZETECİLER.COM -  AB’nin düzenlediği “Batı Balkanlar ve Türkiye’de İfade Özgürlüğü”  konferansı için Brüksel’e giden Taraf yazarı Amberin Zaman, "Gezi protestoları karşısında polisin sergilediği aşırı şiddet, gazlar, gözaltılar herkesin dilinde" dedi ve konferansta Türkiye medyası ile ilgili yapılan çarpıcı yorumları köşesinden okurlarıyla paylaştı.

Taraf gazetesindeki köşesinde "Yazık" başlıklı yazısında Zaman, yakın zamana kadar Müslüman coğrafyasında örnek ülke şeklinde tarif edilen Türkiye yerine devlet şiddetinin tırmandığı baskıcı bir iktidar tarafından yönetilen bir Türkiye algısının geldiğinin altını çizdi ve  "Bu algıyı tersine çevirmek kısa vadede oldukça zor görünüyor. Yazık..." dedi.

dan bazıları:

SABAH OMBUDSMANINDAN İTİRAF GİBİ SÖZLER

Toplantıda Türkiye adına konuşan Sabah gazetesi ombudsmanı Yavuz Baydar Türkiye’deki medyanın içinde bulunduğu içler acısı tabloyu özetlerken şu değerlendirmede bulundu: “İtiraf etmeliyim ki belki 90’lı yıllardan beri böylesi berbat bir duruma tanık olmamıştım.” Yavuz’un konuşmasından sonra sevgili Banu Güven söz alarak polis tarafından şiddete maruz kalan meslektaşlarımızı teker teker sayıyor. Yazık...

(...)

TUTUKLU GAZETECİLER SIRALAMASINDA BİRİNCİYİZ

Türkiye’de hapisteki gazeteci sorununa da değinen Mijatovic dün itibariyle gazetecilik faaliyetleri yüzünden hapiste 65 meslektaşımızın bulunduğunu ifade etti. “Yani Türkiye bu konuda dünya birinciliğini koruyor,” dedi. Yazık...

 Hükümetin sözkonusu medya mensuplarının gazetecilik değil “terör” bağlantılarından ötürü tutuklu bulundukları savunmaları konusunda ne düşünüyor? “Terör son derece hassas bir mesele, devletin teröre karşı mücadelesine saygılıyız” diyen Mijatoviç, Adalet Bakanı’na yazdığı bir mektuptan söz ediyor. Sözkonusu mektupta tutuklu gazetecilerin Türk devletine ve başka ülkelere güvenlik tehdidi oluşturduklarına dair kanıt talep etmiş. Herhangi bir yanıt alamamış. Yazık...

(...)

NE AJANLIĞIMIZ KALDI NE SÜRTÜKLÜĞÜMÜZ

Mantar gibi türeyen bu hükümet yanlısı tetikçilerden bizler de nasibimizi almaya devam ediyoruz. Türkiye’deki olup biteni haberleştirdiğimiz, sosyal medyada paylaştığımız için benim ve birçok meslektaşımın ne vatan hainliği, ne ajanlığı, ne “provokatörlüğü” ne de “sürtüklüğü” kaldı. Tehditlerin bini bir para. Başımıza bir şey gelse neredeyse zil takıp oynayacaklar. Yargı önünde hesap vereceğimizi koro hâlinde bağırıp duruyorlar. Gün gelecek sizler de Allah’ın önünde hesap vereceksiniz. Esas sizlere yazık. Hem de çok yazık.