Nazım Hikmet Stalin için şiir yazdı mı?
Ünlü yazar Nedim Gürsel, edebiyatçılar için çok tartışılacak açıklamalarda bulundu.
GAZETECİLER.COM
Söz Sende'de Balçiçek İlter'in sorularını yanıtlayan Nedim Gürsel, "Yazarlarımızdaki özgüveni ezikliğe bağlıyorum." diye konuştu. Nazım Hikmet'in Stalin'i öven bir şiir yazdığını da söyleyen Gürsel, "O kuşağın solcularına her zaman kemalist bir maya olmuştur." dedi.
"YAZARLARIMIZDAKİ ÖZGÜVEN, EZİKLİĞİN DIŞA VURUMU"
Nasıl siyasetçilerimizde aşırı bir özgüven var; yazarlarımızda da büyük bir özgüven oluştu. Ben bunu ezikliğe bağlıyorum. Bu özgüven, ezikliğin dışavurumudur. Çünkü Türk edebiyatı zenginliği, çeşitliliği olan bir edebiyat. Ama dünyada aynı kalitede birçok edebiyat var. Bugün Türk edebiyatı Avrupa'da gündemde değilse; bu Türkçenin zor çevrilen bir dil olmasından kaynaklanmıyor... Ben sözünü sakınmayah bir yazarım, her yerde bunu söylüyorum. O yüzden de beni sevmiyorlar.
Nasıl siyasetçilerimizde aşırı bir özgüven var; yazarlarımızda da büyük bir özgüven oluştu. Ben bunu ezikliğe bağlıyorum. Bu özgüven, ezikliğin dışavurumudur. Çünkü Türk edebiyatı zenginliği, çeşitliliği olan bir edebiyat. Ama dünyada aynı kalitede birçok edebiyat var. Bugün Türk edebiyatı Avrupa'da gündemde değilse; bu Türkçenin zor çevrilen bir dil olmasından kaynaklanmıyor... Ben sözünü sakınmayah bir yazarım, her yerde bunu söylüyorum. O yüzden de beni sevmiyorlar.
"SOL AYDINLAR 27 MAYIS'I COŞKUYLA KARŞILADI"
Bir kuşağın solcu aydınlarında her zaman kemalist bir maya olmuştur. Bu, yakından tanıdığım, ağabeyim saydığım Abidin Dino'da da vardı. Tartışırdık onlarla. Tuhaftır ki; Nazım Hikmet de 28 Nisan olaylarından sonra, 'Beyazıt Meydanında yatan ölü' diye Menderes hükümetine karşı bir şiir yazmıştı. Ve 27 Mayıs'ı o zaman bütün sol aydınlar coşkuyla karşıladılar. Bu demokrasiye aykırı bir şeydir. Demokraside darbeler olmamalı. Ama 27 Mayıs daha sonra demokratik bir anayasa getirdi düşüncesi vardı, o kuşakta. Ben de öyle düşünürdüm, bugün öyle düşünmüyorum. Ama 27 Mayıs'tan sonra gelen anayasa sayesinde Marksist düşünce Türkiye'de ilk defa gün ışığına çıkabildi.
Bir kuşağın solcu aydınlarında her zaman kemalist bir maya olmuştur. Bu, yakından tanıdığım, ağabeyim saydığım Abidin Dino'da da vardı. Tartışırdık onlarla. Tuhaftır ki; Nazım Hikmet de 28 Nisan olaylarından sonra, 'Beyazıt Meydanında yatan ölü' diye Menderes hükümetine karşı bir şiir yazmıştı. Ve 27 Mayıs'ı o zaman bütün sol aydınlar coşkuyla karşıladılar. Bu demokrasiye aykırı bir şeydir. Demokraside darbeler olmamalı. Ama 27 Mayıs daha sonra demokratik bir anayasa getirdi düşüncesi vardı, o kuşakta. Ben de öyle düşünürdüm, bugün öyle düşünmüyorum. Ama 27 Mayıs'tan sonra gelen anayasa sayesinde Marksist düşünce Türkiye'de ilk defa gün ışığına çıkabildi.
NAZIM HİKMET STALİNİST MİYDİ?
Nazım Hikmet'in Stalin üzerine yazdığı bir şiiri bulmuştum, 1982 yılında Moskova'da, Nazım Hikmet arşivinde. Abidin Dino gördüğünde, "Sakın ha! Bunu kimseye gösterme." demişti. 1-2 yıl sonra yayınladım bu şiiri. Onun üzerine Abidin Dino, bana tam 5 yıl küstü... "Bütün komünist şairler Stalin'i övdüler, Nazım övmedi." düşüncesini sarsan bir şey ortaya çıktı. Nazım Hikmet Stalinisti, demiyorum. Ama Moskova'da böyle bir şiir yazmak zorunda kalmasını da; bir entelektüelin, bir şairin büyük bir dramı olarak görüyorum.
Nazım Hikmet'in Stalin üzerine yazdığı bir şiiri bulmuştum, 1982 yılında Moskova'da, Nazım Hikmet arşivinde. Abidin Dino gördüğünde, "Sakın ha! Bunu kimseye gösterme." demişti. 1-2 yıl sonra yayınladım bu şiiri. Onun üzerine Abidin Dino, bana tam 5 yıl küstü... "Bütün komünist şairler Stalin'i övdüler, Nazım övmedi." düşüncesini sarsan bir şey ortaya çıktı. Nazım Hikmet Stalinisti, demiyorum. Ama Moskova'da böyle bir şiir yazmak zorunda kalmasını da; bir entelektüelin, bir şairin büyük bir dramı olarak görüyorum.