Nagehan Alçı'dan Ertuğrul Özkök'e yeni "dostça" tavsiyeler
Nagehan Alçı "dostça uyardı"... Ertuğrul Özkök "dostça uyarı"ya teşekkür etti... Nagehan Alçı'dan bugün yeni "dostça tavsiyeler" geldi...
Habertürk gazetesi yazarı Nagehan Alçı ile Hürriyet gazetesi yazarı arasındaki "dostça uyarı" yazışmaları devam ediyor...
Nagehan Alçı önceki gün Ertuğrul Özkök ve Mehmet Yılmaz'ı, 15 Temmuz darbesiyle ilgili yazılarıyla "kontrollü darbe" söylemine destek verdikleri için uyarmış, Özkök de dün, "Madem konu bu kadar 'hassaslaşmış'... Bazı bünyelerde bu kadar zona etkisi yaratmış... Sevgili Nagehancığım... Mesajı aldım... Dostça uyarına teşekkürler." diye cevap vermişti.
HEM ÖZKÖK HEM HÜRRİYET DAHA AKILLICA İNCELEMELİ...
Bugünkü yazısında "Binbaşı O.K.’nın 'darbeyi 9 saat önceden haber verdiği' iddiasının arkasını önünü daha dikkatle irdelemesi gerektiği mesajını vereyim" diyen Nagehan Alçı, Ertuğrul Özkök'e şu tavsiyede bulundu:
"Ben O.K. olayından bağımsız olarak o haberlerin bazı gazetelerde neden çıktığını ve devletin zirvelerinde neler döndüğünü hem Özkök’ün hem Hürriyet’in daha akıllıca incelemesi gerektiğini söylüyorum..."
İNŞAALLAH MEHMET YILMAZ DA BİR ÖZELEŞTİRİ YAPAR!
"Devlet içi istihbarat ve güvenlik aktörleri arası kavgada taraf olmak, gazeteciyi ya da o medya grubunu fillerin tepişmesi sırasında bir filin yanında taraf olan çimenden başka bir şey yapmaz" diyen Nagehan Alçı, Hürriyet yazarı Mehmet Y. Yılmaz'a da şu tavsiyede bulundu:
"Maalesef özellikle Mehmet Yılmaz’ın yazıları -sanırım 53 tane idi- bu işlevi görmek dışında bir işe yaramadı. İnşallah o da bir özeleştiri yapar..."
İşte Nagehan Alçı'nın o yazısı:
ALTERNATİF GERÇEKLER VE DEVLET İÇİ KAVGADA TARAF OLMAK
ERTUĞRUL Özkök, bana cevap verdiği dünkü yazısında “kontrollü darbe” iddiasının mantıksızlığını vurgulayarak çok doğru bir iş yapmış. Hepimizin ortak akıl noktasında buluşması gerekiyor. Darısı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başına... Umarım ülkenin anamuhalefet liderini, Özkök gibi gazeteciler etkilemeyi başarırlar.
Madem o “mesaj alma” olayına girdi, ben kendisine Binbaşı O.K.’nın“darbeyi 9 saat önceden haber verdiği” iddiasının arkasını önünü daha dikkatle irdelemesi gerektiği mesajını vereyim. Devletin, MİT’inden Genelkurmay’ına ve tüm diğer istihbarat unsurlarına kadar ne ihmaller içinde olduğunun fotoğrafı geçen yazımda anlattıklarımdır.
Ben O.K. olayından bağımsız olarak o haberlerin bazı gazetelerde neden çıktığını ve devletin zirvelerinde neler döndüğünü hem Özkök’ün hem Hürriyet’in daha akıllıca incelemesi gerektiğini söylüyorum. Çağdaş akademik literatürde şu an çok konuşulan “alternatif gerçek” kavramı boşuna çıkmadı. Her “gerçek”in bir işlevi vardır, işlevi olmayan hiçbir“alternatif gerçek” yoktur sevgili Özkök...
Eğer “gerçek” kavramına bugünün gazetecileri böyle bakmazsa devletin zirvelerinde olan ya da olabilecek bir kavgada taraf olmaktan başka bir işlev görmezler. Sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada bunun böyle olduğunu düşünüyorum.
Devlet içi istihbarat ve güvenlik aktörleri arası kavgada taraf olmak, gazeteciyi ya da o medya grubunu fillerin tepişmesi sırasında bir filin yanında taraf olan çimenden başka bir şey yapmaz. Maalesef özellikle Mehmet Yılmaz’ın yazıları -sanırım 53 tane idi- bu işlevi görmek dışında bir işe yaramadı. İnşallah o da bir özeleştiri yapar...