Nagehan Alçı kaybetti...
Mirgün Cabas ve Sedat Ergin'i "Ergenekona ve Balyoz" darbe girişimlerine destekçi olarak nitelemen
Yapma be Nahegan Alçı!..
Yapma be kardeşim!..
Sen gerçekten iyi bir "yazar"sın...
Hatta genç yaşına rağmen çok başarılısın da....
Ama dün gece NTV'de Mirgün Cabas gibi "objektiflikte nadir kalmış" bir meslektaşına, Sedat Ergin gibi "nesli tükenen mükemmel gazetecilerden" bir duayene öyle bir saygısızlığı nasıl yaparsın?..
Turgut Kazan için bir sözümüz yok...
Ve adı geçen davalarda tavrı da fikri de belli...
Yani Kazan'la ayrı cephelerdesiniz...
Sen "darbe girişimi var, o halde suçlu da var, tutuklu yargılanmalılar, evleri, işyerleri aranmalı" diyenlerdensin...
Kazan ise işin daha ziyade "usul" kısmıyla ilgili...
Tutuklamalara, ev - iş yeri aramalarına usul yönünden itiraz ediyor...
Ama Mirgün Cabas ve Sedat Ergin'i "Ergenekona ve Balyoz" darbe girişimlerine destekçi olarak nitelemen iki gazeteciye yapabileceğin "en ağır" hakarettir ve sen o hakareti yaptın Nagehan Alçı...
Ya üç erkeğe "eşit şartlarda güreşmiyoruz" demen!..
Oldu mu ya Nagehan Alçı?..
Oldu mu ya!..
Tabii bu arada Deniz Baykal'a, Soner Yalçın tarafından "şantaj" yapıldığını da Türkiye senden öğrendi...
Ne şeref(!) ama değil mi?..
"İddia"...
Ama olan oldu artık...
O dakikadan sonra yeni bir "suç" daha ürettin, yeni bir "yargısız infaz" daha yaptın, "soruşturmanın gizlilik ilke"sini yerle yeksan ettin...
Ama suç sende değil; o iddiayı "bilgi"ye dönüştürüp veren ahlâk fukarasında...
Hatta mesleğinin kutsiyetini satan o bîşerefte...
Evet Nagehan...
Kaybettin...
Tabii ki manen kaybettin...