Nagehan Alçı kaybetti çünkü...
"Bütün generaller Ramiz İlker gibiyse, darbe kuşkuları kaçınılmazdır" cümlesi "özdeyiş" haline
Emekli Paşa Ramiz İlker başörtüsü yasağını bir çocuk penisine bağlamış...
İlker, başörtüsü takan doktorların penisinden rahatsız olan çocuklara bakmadığını iddia etmiş...
Karşısındaki karşıt görüş sahibi kim mi?..
Nagehan Alçı...
Ramiz İlker artık herkesin alay konusu...
Ekranda göründüğünde en kökten laikçi bile onun görüşlerini dinlemek değil, eğlenmek için takılıp kalıyor...
Rahmetli Feridun Karakaya gibi...
Karakaya merhum, "Cilalı İbo" olduğu dönemlerde izleyicileri güldürebilmek için yerinde duramazdı...
Düz duvara tırmanır, sandalyeye ters oturur, masa üstne takla falan atardı...
İlker Paşa da aynen öyle...
Her yanı oynuyor "komik olmak" için...
TSK'nın ne tipte albaylardan general çıkardığını göstermesi açısından ilginç(!) bir tip...
"Bütün generaller Ramiz İlker gibiyse, darbe kuşkuları kaçınılmazdır" cümlesi "özdeyiş" haline bile gelebilir...
Ama...
Ya Nagehan Alçı?..
Onun ne işi var İlker Paşa'nın karşısında?..
Mükemmel bir kariyere sahip...
Muhteşem bir konuşma yeteneği...
Şeytanı bile ikna edebilecek kadar biçimli ve güzel bir yüz...
Modern...
Şık...
Bakımlı...
Ve fakat...
Ekranda tartıştığı kişi; "despotizmim prototipi" olarak dondurulup gelecek kuşaklara "örnek" olarak gösterilecek bir general...
Olacak şey değil...
Ama oluyor işte...
Ekran sihiri, "bakın ben yine televizyondayım" diye hava atmak uğruna, Nagehan Alçı gibi bir değeri, Ramiz İlker gibi, saf (temizlik manasında) ve fakat bağırıp çağırmaktan başka hiç bir yeteneği olmayan sıradan bir subayın karşısına oturtuveriyor...
Ve tabii...
Bize de "Nagehan Alçı kaybetti" demek görevi düşüyor...
İlker, başörtüsü takan doktorların penisinden rahatsız olan çocuklara bakmadığını iddia etmiş...
Karşısındaki karşıt görüş sahibi kim mi?..
Nagehan Alçı...
Ramiz İlker artık herkesin alay konusu...
Ekranda göründüğünde en kökten laikçi bile onun görüşlerini dinlemek değil, eğlenmek için takılıp kalıyor...
Rahmetli Feridun Karakaya gibi...
Karakaya merhum, "Cilalı İbo" olduğu dönemlerde izleyicileri güldürebilmek için yerinde duramazdı...
Düz duvara tırmanır, sandalyeye ters oturur, masa üstne takla falan atardı...
İlker Paşa da aynen öyle...
Her yanı oynuyor "komik olmak" için...
TSK'nın ne tipte albaylardan general çıkardığını göstermesi açısından ilginç(!) bir tip...
"Bütün generaller Ramiz İlker gibiyse, darbe kuşkuları kaçınılmazdır" cümlesi "özdeyiş" haline bile gelebilir...
Ama...
Ya Nagehan Alçı?..
Onun ne işi var İlker Paşa'nın karşısında?..
Mükemmel bir kariyere sahip...
Muhteşem bir konuşma yeteneği...
Şeytanı bile ikna edebilecek kadar biçimli ve güzel bir yüz...
Modern...
Şık...
Bakımlı...
Ve fakat...
Ekranda tartıştığı kişi; "despotizmim prototipi" olarak dondurulup gelecek kuşaklara "örnek" olarak gösterilecek bir general...
Olacak şey değil...
Ama oluyor işte...
Ekran sihiri, "bakın ben yine televizyondayım" diye hava atmak uğruna, Nagehan Alçı gibi bir değeri, Ramiz İlker gibi, saf (temizlik manasında) ve fakat bağırıp çağırmaktan başka hiç bir yeteneği olmayan sıradan bir subayın karşısına oturtuveriyor...
Ve tabii...
Bize de "Nagehan Alçı kaybetti" demek görevi düşüyor...