Nagehan Alçı, Kanal D'ye saydırdı! O görüntünün ham halini paylaştı
Nagehan Alçı, Ahmet Kural tarafından darp edilen Sıla Gençoğlu ile ilgili yaptıkları haber nedeniyle Kanal D Haber'e yönelik eleştirilerini sürdürdü
Sıla'nın Ahmet Kural'dan şiddet gördüğünü iddia ettiği günden 18 saat sonra şarkı söylediği görüntülerin Kanal D'de yayınlanmasının ardından Nagehan Alçı "Yazıklar olsun sana Kanal D Haber!" başlıklı yazı kaleme almış ve Alçı, "Utanmayın, bir de "Esas Ahmet Kural şiddet gördü" deyin de tam olsun! Üstelik bunu bir kadın sunucu yapıyor." ifadelerini kullanmıştı. Alçı'nın bu sözlerine Buket Aydın'dan yanıt gelmiş ve Aydın, "Kanal D Haber'in anchorwoman'ı olarak bana gerçek anchor yok gerçek anchor değil diyenlere şu soruyu sorarım: 'Burada ben tek başıma mı çalışıyorum?' Koskoca bir ekip var. Bu görüntü getirilmiş. Ben nasıl ne gerekçe ile bunu akıştan attırabilirim?Ahmet Kural'ı tanımam, tanısam da savunmazdım. Buradaki sıkıntı haber merkezimizin kararının benim üzerimden sorgulanmasıdır. Bu da iyi niyetin çok dışında bir tutumdur."ifadelerini kullanmıştı.
Nagehan Alçı bugün kaleme aldığı yazısında hem Buket Aydın'ın sözlerine isim vermeden yanıt verdi hem de Sıla'nın şarkı söylediği o videonun ham halini yayınladı. Alçı, "Bence görevi sadece prompter okumak olan bir kadın sunucunun hedefe konması ve suçlanması da doğru değil. Bizler o prompterdaki kadın düşmanı ifadeleri yazan erkek egemen zihniyete odaklanmalıyız. Keşke haber merkezlerini kadın ağırlıklı ekipler yönetebilse. Keşke sadece prompter okuyanlar kadın olmayıp, haber diline, yazımına ve üslubuna kadın damgası vurulabilse. İşte zaten bunu yapabilsek gerçek bir devrim olacaktır." dedi.
Sıla ile siyasi görüşünün zıt olduğunu söyleyen Alçı, bir kadın olarak ünlü sanatçının yanında olduğunu söyledi.Alçı, Sıla'nın yüzünde morlukların beli olduğu videoyu da okuyucuları ile paylaştı.
Sıla olayı ve biz kadınlara kurulan tuzaklar
Sevgili okurlarım, maalesef 2019 Türkiye’sine girerken hâlâ kadına karşı şiddete yönelik medya bilinci yerlerde sürünüyor. Biz kadınlar, medyadaki erkek tahakkümü düzeni tarafından bir kez daha ezilmek isteniyoruz. Sıla olayı bir vesiledir. Saldırı altında olan doğrudan kadın kimliği...
Nasıl ki, beyaz ırkın sömürgeci rejimi, siyah derili Afrika insanlarını birbirine kırdırarak senelerce ayakta kaldıysa, Türkiye’deki erkek sömürgeciliği de biz kadınları birbirimize düşürerek bu bozuk düzeni sürdürmek istiyor. Kadınlar olarak bu oyuna gelmemeliyiz. En çok istedikleri şey kadınların, erkeklerin ideolojik çıkarları doğrultusunda kavga etmesi.
ATAERKİL FANTEZİLERE İZİN VERMEM!
Biz kadın medya mensupları, sadece birbirimizi iyi niyetle kadın hakları bilincini artırma yönünde uyarabiliriz. Ötesinde erkek medyanın istediği kadın kavgaları ve polemikleri iğrenç ataerkil fantezilerden başka bir şey değil. Ben buna izin vermem!
Bir büyük kadın devriminin eşiğinde olduğumuz bu dönemde, Kanal D Haber’in, 1990’lar seviyesinde kadın düşmanı bir dille yazılmış haberlerinin zaten bir kadının kaleminden çıkması imkansızdı. Hiçbir kadın, tekme tokat dövülmüş bir hemcinsine karşı böyle zalimce satırları kaleme alamaz.
PROMPTER OKUYANIN HEDEFE KONMASI YANLIŞ
Yapılan açıklamayla zaten açıkça itiraf edildi. Haberleri yine tahakkümcü erkek zihniyeti yazıyor, kurguluyor ve bir kadın sunucu da yalnızca prompterdan okuma görevini üstleniyor.
Şu an Türkiye kadınlarının büyük çoğunluğu Sıla’yı feci şekilde döven Ahmet Kural’ın Kanal D Haber’de propagandasının yapılmasına haklı olarak çok öfkeli. Ama bence görevi sadece prompter okumak olan bir kadın sunucunun hedefe konması ve suçlanması da doğru değil. Bizler o prompterdaki kadın düşmanı ifadeleri yazan erkek egemen zihniyete odaklanmalıyız.
KEŞKE BU UTANÇ TARİHE KARIŞSA...
Keşke haber merkezlerini kadın ağırlıklı ekipler yönetebilse. Keşke sadece prompter okuyanlar kadın olmayıp, haber diline, yazımına ve üslubuna kadın damgası vurulabilse. İşte zaten bunu yapabilsek gerçek bir devrim olacaktır. Erkek tahakkümcülüğünün maşası olarak kadın sunucuların kullanılmasının utancı da tarihe karışır böylece.
Yeniden yazıyorum: Türkiye’deki mevcut hakim erkek sömürgeciliği, "kadın kimliğini boyunduruk altına alma operasyonu"nu biz kadınları birbirimize düşürerek ve sonra da kışkırttıkları kadın kavgalarını keyifle izleyerek hayata geçirmek istiyor.
OYUNA GELMEYİN SEVGİLİ KADINLAR
Bilinç sahibi hiçbir kadın bu tezgaha gelmemeli. Hangi siyasi görüşten olursa olsun tüm kadınlar kardeştir. Şarkıcı Sıla ile benim siyasi görüşümün çok farklı hatta zıt olduğunu herkes biliyor ama bir kadın olarak sonuna kadar Sıla’nın yanındayım.
Ülkemizin müzik efsanelerinden Sezen Aksu’nun da dünya görüşü Sıla’dan farklıdır ama Sezen de sonuna kadar Sıla’nın yanında. Kadın dayanışması, erkek şiddetine karşı mücadele sürecinde en büyük kozumuz. Hatta şunu söyleyeyim: Şuursuzluktan erkek şiddetinin safında duran hemcinslerimiz bile kardeşimiz. Kadınlar olarak ayrım yapmaksızın birbirimizi kazanmak ve bilinçlendirmek zorundayız. Yoksa kadın mücadelesi başarıya ulaşamaz…