Nagehan Alçı: Günümüz televizyonculuğunun en çetrefil meselesi HDP
Habertürk yazarı Nagehan Alçı, bugünkü köşesinde TV kanallarında HDP'nin yer bulmaması ya da bulamamasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Alçı, "Günümüz televizyonculuğunun en çetrefil meselesi HDP" ifadesini kaydetti.
Habertürk gazetesi yazarı Nagehan Alçı, bugünkü köşesinde "Merkez medya, ifade özgürlüğü ve HDP" başlıklı bir yazı kaleme aldı. Alçı, bir önceki yazısından hareketle OLAY TV'ye ilişkin değerlendirmelerde bulunduktan sonra "Günümüz televizyonculuğunun en çetrefil meselesi HDP" başlığı altında HDP'nin TV kanallarında yer bulmaması ya da bulamamasına ilişkin değerlendirmeler yaptı:
GÜNÜMÜZ TELEVİZYONCULUĞUNUN EN ÇETREFİL MESELESİ HDP
Olay TV’nin kapatılmasına yol açan HDP meselesi ise günümüz televizyonculuğunun en çetrefilli başlıklardan biri. Çözüm süreci döneminde yani 2015 sonbahar aylarına kadar merkez medyada normalin de ötesinde bir HDP temsiliyeti vardı. Hatta objektif olursak o zaman da MHP’liler hiç davet edilmez ve yok sayılırlardı. Bazı programlarda 2-3 HDP tandanslı isim birden olurdu. Bir de de yine dövülmelik sağcı çağrılırdı. Ama bu medya manzarası HDP’nin söke söke mücadele ederek aldığı bir netice değildi. Türk Devleti’nin ve siyasi lider olarak da Erdoğan’ın yürüttüğü çözüm süreci politikasının bir sonucuydu. Yani aslında Erdoğan ve devletin iradesi sayesinde toplumun yüzde 85-90’ının tepkisine rağmen HDP’lilerin katıldığı programlar yapılabiliyordu. 6-8 Ekim 2014 olayları gibi çok vahim gelişmeler yaşansa da çözüm süreci bitirilmesin istendiği için o programlar devam edebildi. Devlet gerçekten bu sürecin sürmesi için ciddi bir dirayet gösterdi o dönem. Geriye dürüstçe bakabilen herkes bunu kabul edecektir. PKK ve özellikle Kandil kendisini fasulye gibi nimetten sayarak çözüm süreci masasını devirince bu imkan tamamen ortadan kayboldu ve büyük çöküş başladı. Evet belki HDP’nin bugün monoblok yüzde 10 kimlik oyu var ama diğer yüzde 90 da neredeyse blok halinde bu partiden nefret ediyor. Devlet gibi düşünüyorlar. Maalesef 7 Haziran sürecinde çok tecrübesiz ve toy bir siyasetçi olan Selahattin Demirtaş, 68-78 model kimi Türk solcularının gazına geldi ve bir çuval incir berbat oldu. Sayaç sıfırlandı. Demirtaş hapiste. Aslında PKK Kürtlere ihanet etti o süreç sonunda. O sebeple HDP içinden Hasip Kaplan gibi kimi Kürt politikacıların parti içinde Türkler olmasın gibi tepkilerini ben bir Türk yazar olarak çok iyi anlıyorum. Kamuoyunda bu tepkiler "İşte HDP’nın ırkçılığının kanıtı" gibi sunuluyor. Bu analiz çok yanlış.
KÜRT POLİTİKACILAR, HDP'YE SIZAN TÜRK SOLCULARI VE BURJUVALARINDAN ZARAR GÖRDÜ
Tecrübeli Kürt politikacılar HDP’ye sızan Türk solcuları ve burjuvalarının 1 faydasını gördülerse 10 da zararını gördüler. Elbette istisnalar vardır ama çoğunlukla HDP’li Türk siyasetçiler bu partinin en radikalleri oldular. HDP’li Kürtler için intihar anlamına gelen 7 Haziran 2015 sürecine onları Türk solcuları ve burjuvaları sürükledi. Kürtlere kalsa asla bu saçma tablo ortaya çıkmazdı. Her ne kadar itiraf etmeseler de HDP içindeki tecrübeli Kürt siyasetçiler 7 Haziran sürecinden çok pişman ama olan oldu bir kere. Olanların bedelini de yine parti içindeki Türkler değil Kürtler çekiyor. O zaman sırf Erdoğan düşmanlığından Demirtaş’a ve PKK’ya gaz verenler şimdi ‘Yüce Türk Devletimiz çok yaşaaa’ diye ortalıkta geziniyorlar. PKK uzmanı, sosyolog Ali Kemal Özcan 7 Haziran’a giden o talihsiz süreçte PKK lideri Abdullah Öcalan’ın bu radikal çizgide olmadığını ve çözüm sürecinin bitmemesi için her şeyi yapmaya hazır olduğunu söylüyor. Özcan’a göre Öcalan’ın HDP’ye hakim olacak iletişim kanalları o süreçte kesilmişti. Öte yandan Suriye’deki gelişmelerden Öcalan’ın da heyecanlanarak Demirtaş ile aynı yanlışa düştüğünü söyleyenler de var Kürt siyasetinde. Bu konuda tam bir görüşüm yok. Üzerine düşünülmeli…