Nagehan Alçı, Fatih Altaylı'ya salladı
Fatih Altaylı dün "toz zerreleri" benzetmesi ile isim vermeden Akşam yazarına sert eleştiriler getirmişti. Nagehan Alçı yanıtı verdi.
GAZETECİLER.COM - "Ece'nin ayakkabısının altında toz zerresi olamayacak kalibre ve değerdeki kişiler..."
Fatih Altaylı dün gazetesinin yazarı Ece Temelkuran ile iki kadın yazar arasındaki polemiğe bu sözlerle dahil olmuştu.
Toz zerresi dediği isimler Nagehan Alçı ile Hilal Kaplan'dan başkası değildi.
Nagehan Alçı yanıtı hiç geciktirmemiş.
Köşesinden şunları yazmış:
"Vay, vay, vay... Daha neler göreceğiz kim bilir! 'Ulusalcı' bir Commodore 64 'solcu' bir Commodore 64'e destek vermiş. Fatih Altaylı meğer ne vicdanlı bir yürek, nasıl yüksek bir duyarlılık sahibiymiş de haberimiz yok!
Ahmet Kaya'ya sırf Kürt olduğu için ettiği hakaretler, avukat Eren Keskin'e 'gördüğüm yerde tacizde bulunmazsam namerdim', Gülay Göktürk'e 'Bu ordu senin bacak aranı da koruyor', haklarını arayan başörtülü kadınlara 'fahişe' demesi, diyebilmesi, sırf Hz. Muhammed'in doğum gününü kutladığı için Hakan Şükür'e yapıştırdığı 'gerici' etiketi ortadayken, 'Kürtlerin, Türklerin ve tüm insanların acılarını anlama ve yansıtma kapasitesi'ni överek Ece Temelkuran'a destek veriyor. Onu 'Türk basınında insani hassasiyet diye bir şey varsa, simgelerinden biridir, birincisidir' diyerek kolluyor. Bunu, yukarıda saydığım nefret suçlarını işleyen (Kürt düşmanlığı-kadın düşmanlığı-İslam düşmanlığı) Fatih Altaylı söylüyor. Tekrar soruyorum: Bu nasıl kirli, nasıl korkunç bir ittifaktır Allah aşkına?"
ECE BİTTİ SIRA ASLI'DA
Nagehan Alçı bir polemiği bitirmeden yeni birinin startını da vermiş. Bu kez yeni bir kadın gazeteci ile kapışmaya niyetli. Milliyet'ten Aslı Aydıntaşbaş'ın 2 gün önceki 1. Cumhuriyet bitti yazısına ağır eleştirilerde bulunmuş. Aslı'nın yazısından bir bölüm alıntılayıp o bölüm üzerinden yüklenmiş.
Demiş ki:
"Sevgili Aslı, ya iddianameleri hiç okumadın ki okumuşsundur, sen çalışkan bir gazetecisin ya da açık açık hukuku tanımıyorum, diyorsun. Yakın zamanda darbe ihtimalinin olmadığını iddia etmek bugün sağlam bir hayal gücü gerektiriyor. Hele bir de internet andıcının gerçek olduğunu Dursun Çiçek bile itiraf etmişken... Daha bitmedi. Siyasi gücü azalan ordunun haksız adli uygulamalar karşısında kenara çekilmesi ne demek? Ordunun siyasi gücü olduğunu kabul edip bir de üzerine haksız adli uygulamalardan nasıl bahsedersin? Zaten adli süreç de tam bu yasa dışı siyasi güç arayışıyla ilgili! Demek ordunun siyasi gücünün olması, bu gücün azalıp çoğalması senin için normal ve bununla ilgili adli süreci de 'haksız uygulama' olarak görüyorsun. Pes doğrusu!"
Nagehan Alçı'nın yazısının tamamı için
Fatih Altaylı dün gazetesinin yazarı Ece Temelkuran ile iki kadın yazar arasındaki polemiğe bu sözlerle dahil olmuştu.
Toz zerresi dediği isimler Nagehan Alçı ile Hilal Kaplan'dan başkası değildi.
Nagehan Alçı yanıtı hiç geciktirmemiş.
Köşesinden şunları yazmış:
"Vay, vay, vay... Daha neler göreceğiz kim bilir! 'Ulusalcı' bir Commodore 64 'solcu' bir Commodore 64'e destek vermiş. Fatih Altaylı meğer ne vicdanlı bir yürek, nasıl yüksek bir duyarlılık sahibiymiş de haberimiz yok!
Ahmet Kaya'ya sırf Kürt olduğu için ettiği hakaretler, avukat Eren Keskin'e 'gördüğüm yerde tacizde bulunmazsam namerdim', Gülay Göktürk'e 'Bu ordu senin bacak aranı da koruyor', haklarını arayan başörtülü kadınlara 'fahişe' demesi, diyebilmesi, sırf Hz. Muhammed'in doğum gününü kutladığı için Hakan Şükür'e yapıştırdığı 'gerici' etiketi ortadayken, 'Kürtlerin, Türklerin ve tüm insanların acılarını anlama ve yansıtma kapasitesi'ni överek Ece Temelkuran'a destek veriyor. Onu 'Türk basınında insani hassasiyet diye bir şey varsa, simgelerinden biridir, birincisidir' diyerek kolluyor. Bunu, yukarıda saydığım nefret suçlarını işleyen (Kürt düşmanlığı-kadın düşmanlığı-İslam düşmanlığı) Fatih Altaylı söylüyor. Tekrar soruyorum: Bu nasıl kirli, nasıl korkunç bir ittifaktır Allah aşkına?"
ECE BİTTİ SIRA ASLI'DA
Nagehan Alçı bir polemiği bitirmeden yeni birinin startını da vermiş. Bu kez yeni bir kadın gazeteci ile kapışmaya niyetli. Milliyet'ten Aslı Aydıntaşbaş'ın 2 gün önceki 1. Cumhuriyet bitti yazısına ağır eleştirilerde bulunmuş. Aslı'nın yazısından bir bölüm alıntılayıp o bölüm üzerinden yüklenmiş.
Demiş ki:
"Sevgili Aslı, ya iddianameleri hiç okumadın ki okumuşsundur, sen çalışkan bir gazetecisin ya da açık açık hukuku tanımıyorum, diyorsun. Yakın zamanda darbe ihtimalinin olmadığını iddia etmek bugün sağlam bir hayal gücü gerektiriyor. Hele bir de internet andıcının gerçek olduğunu Dursun Çiçek bile itiraf etmişken... Daha bitmedi. Siyasi gücü azalan ordunun haksız adli uygulamalar karşısında kenara çekilmesi ne demek? Ordunun siyasi gücü olduğunu kabul edip bir de üzerine haksız adli uygulamalardan nasıl bahsedersin? Zaten adli süreç de tam bu yasa dışı siyasi güç arayışıyla ilgili! Demek ordunun siyasi gücünün olması, bu gücün azalıp çoğalması senin için normal ve bununla ilgili adli süreci de 'haksız uygulama' olarak görüyorsun. Pes doğrusu!"
Nagehan Alçı'nın yazısının tamamı için